- Uzun yıllardır farklı kurumların Ana Haber Bültenleri size emanet. Eğitiminizi spikerlik üzerine mi almıştınız?
Star ve atv'de uzun yıllar hafta sonu ana haber sunuculuğu yaptım. Ve şu anda da aktif olarak Cine5 ekranlarında devam ediyorum. Söz konusu ekran önü olunca temiz, akıcı iyi bir Türkçe, doğru vurgular işin içine giriyor. Bunları destekleyici diksiyon dersleri aldım elbette...
- Habere başlangıcınız, sizin seçiminiz miydi yoksa koşullar mı durumunuzu belirledi?
Eğitim hayatım sürecinde aklımda ekran önü yoktu aslına bakarsanız... Ancak habercilik gerçekten insanı içine alan büyülü bir şey... Haberin mutfağında da yer aldım. Meşakkatli ama tatminkar bir dünya habercilik, tutkuyla bağlıysanız tabii. İstediğim işi severek ve ilk günkü heyecanımla yapıyorum diyebilirim.
YAŞANANLARI UNUTAMAM
- Flash TV'ye baskın yapıldığı dönemde canlı yayındaydınız. Bu deneyim size neler kattı?
Mesleğe ilk adım attığım televizyondur benim Flash TV. Baskın gününde yaşananları unutmam mümkün değil kuşkusuz.
- Bu olayın isminizi tanınır hale gelmesindeki süreçte etkisinin olduğunu düşünüyor musunuz?
Aslına bakarsanız çok fazla etkisi olduğunu düşünmüyorum. O olaydan sonra konuk olduğum program ve ana haber bültenleri oldu ama habercilik ve ekran maceramda çok çalışmam, işime duyduğum saygı ve seyircilerle kurduğum iletişim var etti beni diyebilirim.
- Bu işi yapmak sizin hangi yönünüzü daha güçlendirdi? Daha analitik biri mi yaptı?
Tabii ister istemez çözümleme yeteneğiniz gelişiyor. Ama televizyon ve gazetecilik beni değiştirmedi. Zaten ait olduğum, hissettiğim bir dünyanın içindeyim.
İZLEYİCİ İYİ OLANI SEÇER
- Yolun başındaki genç haber spikerlerinden beğendiğiniz isimler var mı?
Elbette beğendiğim isimler ve işlerini hakkıyla yapan meslektaşlarım var. İçlerinden birisinin ismini zikredip diğerlerine haksızlık etmek istemem. Kaldı ki izleyici daima iyi olanı seçendir...
- Haberci olmak isteyenlere nasıl bir tavsiye verirsiniz?
Haber koltuğunun sorumluluğu ağırdır, öncelikle bunun bilincinde olmak gerekir... Size güveni getiren altyapı ve donanıma sahip olmak en önemlisi. Kesinti haberin doğasında yok. Dolayısıyla her zaman gündemin içinde tam da kalbinde olmalısınız. Ayrıca ekranda sizin nasıl göründüğünüz değil, izleyicinin sizi nasıl algıladığı önemlidir.
OYUNCULUK TEKLİFİ ALDIM
- Habercilikten oyunculuğa geçenler var, size böyle teklif geldi mi, nasıl bakıyorsunuz oyuncu olan habercilere?
Evet. Oyunculuk teklifi aldım. Ama bildiğiniz ve sevdiğiniz işi yapmak daha doğru geliyor bana.
- Türkiye'nin en çok tanınan yüzleri arasındasınız, dışarıda ne gibi tepkiler alıyorsunuz?
Doğal bir insanım normal yaşantımda. Olduğum gibiyimdir yani. Ekrandan izleyiciye geçen doğallıkta tepkiler alıyorum. İşimizin parçası elbette biliniyor olmak ama sohbet ettiğim insanlar sanki beni tanıyormuş gibi davranıyor bu da çok güzel. Bir de sesimin tonundan, konuştuğumda kim olduğumun farkında olanlar var ki, bir haber spikeri olarak beni çok onurlandırıyor. Kulaklarda aşina bir ses bırakabilmek büyük mutluluk...
- İzleyiciler tarafından ekranda dominant bir duruşunuz olduğu söyleniyor, özel hayatınızda da böyle bir yapınız var mı?
Kabul etmeliyim öyle bir yanım var. Bunun yanı sıra beni tanıyanlar çok duygusal ve hassas bir yapım olduğunu bilirler. Eğlenceli ve keyifliyimdir de.
- Hem haberci hem de bir anne olarak, son dönemde tartışılan kürtaj ve sezaryen konusu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle önlemin daha önceden alınması gerektiğini düşünenlerdenim. Olayın ileri aşamalara gelmemesi gerekir ama bazen şartlar zorlayıcı kararlar aldırabiliyor insana. Ve yine elzem bir durum olmadığı sürece her ikisine de karşı olduğumu söyleyebilirim...
- Ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz? Bu meslek fazla fedakarlık gerektirmiyor mu?
Haberciliğin doğasında fedakarlık var. Program yapabilmek, ola ki yaptınız uygulayabilmek çok zor. Ancak hayatı da kaçırmamak gerek. Sorumlulukları olan bir anne olarak yine de dengeleyebildiğimi düşünüyorum. Ama hiç kolay değil onu söyleyebilirim.
- Sosyal medya ile aranız nasıl? Sosyal Medya'nın haberciliği öldürdüğüne inanıyor musunuz?
Sosyal medyada araç insanın doğrudan kendisi oluyor. Dolayısıyla da televizyondan veya gazeteden aldığınız her haberde söyleyecek sözünüz varsa, katılır veya reddedersiniz ama birçok kişiye ulaştırabilirsiniz. Geleneksel medyadaki gibi pasif kalmıyorsunuz. Sosyal medyanın toplumsal ortak tepkilerde de ne kadar önemli olduğu gerçeğini de göz ardı etmemek gerekir.
HABER İHTİYACI DEĞİŞMEZ
- Gelişen teknoloji ile yakın zamanda haberciliğin özellikle yazılı basının sonu geleceği konuşuluyor. Sizin görüşleriniz nelerdir?
Geçtiğimiz aylarda bir araştırma sonucunu okumuştum. Ülkemiz için de gazetenin mürekkebinin elimize son bulaşacağı tarih 2025 olarak tahmin edilmişti. İnternet medyasının yazılı basına darbe vurduğu da reddedilemez bir gerçek elbette. Bilgiye, habere olan ihtiyaç değişmeyecek ama gelişmeleri anında alabildiğiniz internet düşünülürse araştırma sonuçlarının doğruluğu da görülüyor. Ancak geleneksel olarak bakıldığında da kahvaltı sofrasında okuduğumuz gazetelerin o mürekkep kokusunun verdiği hazda aşikar.
YALAN DÜNYA İZLİYORUM
- Sizin televizyonla aranız nasıl? Takip ettiğiniz program ya da diziler var mı?
Tabii biz habercilerin gün içindeki haber takibi dinlenme saatlerimizde de devam ediyor. Haber kanallarına evde de mutlaka bakarım. Ancak zevk alarak izlediğim sayıca çok olmasa da dizilerim var. Örnekse Yalan Dünya, Muhteşem Yüzyıl dizilerini söyleyebilirim. Ayrıca hayvanlar aleminin konu edildiği belgeselleri de keyifle izlerim.
SALT GÜZELLİK YETMEZ
- Özellikle internette hakkınızda yapılan yorumlarda, güzelliğinizden ve bakışlarınızın çok derin olduğundan bahsediliyor...
Tabi" ki bunlar izleyicilerin değerli görüşleridir ancak ekranda kalıcı olabilmek için salt güzellik yetmez bunun yanında bilgi, birikim, tecrübe, öngörü ve hakimiyet şarttır. Bunlar da varsa eğer; habercilikte yaşarsınız. Bakışlarım konusuna gelince, özel bir çabam yok Allah vergisi. Sahte değiller, ne hissediyorsam sadece o var onlarda.
Gizem Coşkunarda/Akşam Life