Abone Ol

Petek Dinçöz canlı yayında doğuracak

Petek Dinçöz Klass Eylül sayısına özel hayatıyla ve iş hayatıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.. İşte o röportajdan bir bölüm.

Petek Dinçöz canlı yayında doğuracak

Onu 1997'de tanıdık; İzmir'den gelmiş, mankenlikle hayata tutunmaya çalışan genç bir kızdı. Hayat adına büyük sınavlar verdi. Şarkıcı olacağına inanmazken Sezen Aksu'nun stüdyosunda sabahladığı bir gece, onun için dönüm noktası oldu. Çok çalışmanın karşılığını alan ve günümüzde sahnelerin aranan şarkıcısı, başarılı bir oyuncu ve sunucu olarak anılan Petek Dinçöz, şuan hayatının olgunluk döneminde olduğunu belirtiyor. Bundan 15 yıl önce ‘Türkiye’nin en genç assolisti olacaksın, şarkı söyleyip dizi çekeceksin, sinema filminde oynayıp program sunacaksın’ deseler belki de inanmazdı; bu hayallerin kahramanı olacağına. Ama yıllar sonra bugün kendini insani duygulara, başarıya ve sanatına adamış mutlu bir genç kadın var karşımızda. “Daha önceden özgür değildim. Artık kendimi bulduğumu düşünüyorum. Belki de bu bana yaşımın verdiği olgunluğun bir hediyesidir” diyebilecek kadar samimi duygular içerisinde olan Petek Dinçöz, ‘Artık hayatımdaki her şeye ben karar veriyorum’ diyor. Klass dergisi olarak olgunluk döneminde olduğunu belirten Petek Dinçöz ile bir araya geldik ve iş adamı Serkan Kodaloğlu ile olan ani ve mutlu evliliğini, özel yaşamında aldığı radikal kararlarını, popun kraliçesi olma yolundaki adımlarını, canlı yayında doğum yapma isteğini ve çok daha fazlasını konuştuk.

İnsanlar sizi sanatçı kimliğiniz ve basında hakkınızda çıkan haberler kadarıyla tanıyor. Peki, gerçek Petek Dinçöz nasıl bir kişiliğe sahip?

Gerçek hayatta Petek, kibirden uzak, çok doğal bir insandır. Hayatımda kesinlikle kibir ve kıskançlığın yeri yok. Açıkçası bugüne kadar kendimi pek fazla anlatamadığımı düşünüyorum. Ama son zamanlarda yaptığım röportajlarda ve çektirdiğim resimlerde özgür bir kız var. Daha önceden özgür değildim. Artık kendimi bulduğumu düşünüyorum. Belki de bu bana yaşımın verdiği olgunluğun bir hediyesidir. Şu an içimde birçok karakteri barındırıyorum. Bir yanım olgun bir kadın iken diğer yanım çocuk… Biliyorsunuz yakın zamanda bir evlilik yaptım. Onun duygu yoğunluğunu da yaşıyorum. Ve tabii sanatçı kimliğimi hala en belirgin hali ile yansıtmaya çalışıyorum.

Eskiden böyle değil miydiniz?

Hayır, değildim… Eskiden kendimi daha farklı yansıtıyordum. Nedenini bilemiyorum. Ama kesinlikle sahte bir insan değilim. Kendimi tazelenmiş, yenilenmiş, 18 yaşında bir genç kız gibi hissediyorum.

Hem 18 yaşında bir genç kız gibi hissedip hem de olgunluk döneminizi yaşıyor olmanız ne kadar güzel…

Aynen öyle… Çünkü dediğim gibi yenilendiğimi hissediyorum. Hani çok fazla uyursunuz ve sonra uyandığınızda dinlendiğinizi anlarsınız; bu da güne iyi başlamanızı sağlar. İşte şu anda tam olarak bunu yaşıyorum. Kendimi tamamen şarj ettim. Ve şimdi pil reklamlarındaki o küçük ayıcıklar gibi son sürat ilerliyorum.:)

“SÖYLECEĞİM KELİMELERDEN VERDİĞİM POZLARA KADAR YÖNLENDİRİLİYORDUM. ARTIK KENDİ KARARLARIMI KENDİM VEREBİLDİĞİM İÇİN GERÇEK PETEK’İ YANSITABİLİYORUM”

Şimdiye kadar neden kendinizi gerçek anlamda yansıtamadınız? Size ne engel oldu?

Beni engelleyen bazı unsurlar vardı. Nasıl davranmam gerektiğinden, söyleyeceğim kelimelere kadar ve hatta öyle ki verdiğim pozlara kadar yönlendiriliyordum. Artık bu yönlendirmeler yok ve hayatımdaki her şeye ben karar vererek ilerliyorum. Kendi kararlarımı kendim verebildiğim için de gerçek Petek’i yansıtabiliyorum.

O halde gerçek Petek, özgür bir karaktere sahip, özgür bir kız diyebilir miyiz?

Evet, öyleymiş… Şimdi çıktı ortaya diyebilirim. Yeni doğmuş bir bebek gibiyim. İstediğim zaman ağlıyorum, istediğim zaman gülüyorum… Canım ne yapmak istiyorsa onu yapıyorum. İstediğim yere gidip, istediğim insanlarla görüşebiliyorum. Artık kendimi tamamen özgür hissediyorum.

Sizi hayatta en çok mutlu eden şey nedir?

Oldum olası işimde başarılı olmak beni mutlu etmiştir. Bunun yanı sıra başarısızlık düşüncesi ve bu nedenle arkamdan konuşulması fikri de her zaman en büyük korkum oldu. Bu durum özel hayatım için de geçerli. Ben herkes beni sevsin istedim. Ama bunu sanat hayatımda pek fazla başaramadığımı düşünüyorum.

“GEÇTİĞİMİZ 14 ŞUBAT’TA EN BÜYÜK SEVGİLİYE YAKIN OLABİLMEK İÇİN UMRE’YE GİTTİM VE HAYATIM İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLDU. ÇÜNKÜ DÖNDÜĞÜMDE ARTIK ÖZÜME DÖNMÜŞTÜM”

Ama hayatta her zaman böyle olmayacağını bilmek gerekir… Başarılıysan, herkes tarafından sevilmezsin!

Tabii ki, her zaman herkes tarafından sevilmek mümkün olmuyor. Hatta öyle ki düşman olanlar bile olacaktır. Ama ben yakın zamanda pop albüm çıkarttım. Biliyorsunuz, bugüne kadar sahnelere assolist olarak çıktım. Tabii bunların bana kattığı artıları ve tecrübeleri kelimelere sığdıramam. Fakat bir anda pop okumaya karar verdim ve ‘Tadilat’ adında Şehrazat imzası taşıyan, çok özel ve güzel bir şarkı aldım. Bana özel yazılmasa da kesinlikle beni yansıttığını düşündüm.

Pop söylemeye nasıl karar verdiniz?

Geçtiğimiz 14 Şubat’ta en büyük sevgiliye yakın olabilmek için Umre’ye gittim. Bu ziyaret sırasında neler yaşadığımı hiçbir zaman kimseye anlatmadım. Anlatmayı da düşünmüyorum. Fakat şu kadarını diyebilirim ki, hayatım için dönüm noktası oldu. Çünkü döndüğümde artık özüme dönmüştüm. Silkelenerek kendime geldim ve hayatımdaki birçok şeyi değiştirdim. O günden beri ne yapmak istiyorsam onu yapıyorum ve o şekilde yaşıyorum. Umre dönüşü albüm çalışmalarıma başladım ve albümümün adını ‘Milat’ olarak belirledim. Sonra baktım ki daha da kendime gelmeye başladım. Sağlığıma da dikkat etmem gerektiğine karar verdim ve spor yapmaya başladım.

“GEÇMİŞLE İLGİLİ BAZI DEFTERLERİ KAPATMAMLA BİRLİKTE KENDİME ÖZEN GÖSTERMEYE, BEDENİME SAYGI DUYMAYA BAŞLADIM”

Eskiden sağlığınıza dikkat etmiyor muydunuz?

Yaklaşık üç senedir spor yapıyorum. Onun dışında pilates yapıyor ve tenis oynuyorum. Bunların yanı sıra şan derslerine başladım. Geçmişle ilgili bazı defterleri kapatmamla birlikte kendime özen göstermeye, bedenime saygı duymaya başladım. Ben o dönemler kendimi her şeye kapatmıştım. Daha sonra Umre ziyareti ile silkelenerek kendime geldim. Rabbimin bana verdiği bu nimetlerin farkına vardım. Artık her günümü kendime yatırım yaparak geçiriyorum. Kaybettiğim yılları kazanmam gerekiyor. Bu nedenle buna göre yaşıyorum.

Aslında çokta kaybetmiş gibi durmuyorsunuz. Mesleki anlamda hep bir yükselişteydiniz…

Evet, mesleki anlamda belki kaybetmedim. Ama ben çok boş oturdum. Bu nedenle psikolojik olarak kaybettim. Şu anda baktığımda çok iyi yerlere geldiğimi görüyorum. İlk çıktığım dönemler 19 yaşındaydım. Ama psikolojik olarak kendi içimde çok büyük problemlerim vardı. Şu anda çok daha iyiyim. Öyle ki o zamanlar gülmeyi bile sevmiyordum. Artık kendi kendime bile gülüyorum. Hayatımın her alanında kendi istediğim gibi yaşadığım için çok mutluyum. Bütün bu değişimlerin sebebi beslenmeme dikkat ederek, spor yapmam diyebilirim. Çünkü bu şekilde sağlıklı yaşayan bir insan güne çok güzel başlıyor. Ve bu da hayatınızın her alanında daha mutlu ve sağlıklı olmanızı sağlıyor. Spor yapmadığım günler üzgün ve mutsuz oluyorum. Şimdi ise sağlıklı ve mutlu yaşantıma harika bir şarkı ve çektiğim çok güzel bir klibi dahil ettim. Tamer Aydoğdu’nun çektiği klipte 20 kişilik bir dans grubu ile dans ettik. Basın danışmanım Reyhan Özdemir her dönemimde yanımdaydı. Beni hiç yalnız bırakmadı. Onun güzel fikirlerini kulağıma küpe yaptım. Her zaman bu doğrultuda ilerledim. Ardından bir yıldırım aşkına tutuldum.

Eşiniz Serkan Kodoloğlu ile tanışmanız nasıl oldu?

Serkan, oturduğum binanın altıncı katında oturuyordu. Asansörde karşılaşmalarımız oluyordu. Bu esnada ufak bakışmalar yaşıyorduk. Daha sonra spor salonumu ve spor yaptığım saatleri öğrenmiş. Beni spor salonunda yakaladı. Orada ufak sohbetlerimiz başladı. Bu duygu bambaşka bir şey diyebilirim. İlişkimizin başlangıcını Amerikan filmlerine benzetiyorum. Her şeyimiz çok hızlı gelişti. Tanışma ve flört aşaması 2 ay sürdü.

“EVLİLİĞİMİZİN ERKEN ALINMIŞ BİR KARAR OLDUĞUNU ASLA DÜŞÜNMÜYORUM. HEMEN BİR BEBEĞİM OLSUN İSTİYORUM.”

Bu kadar kısa sürede evliliğe nasıl karar verdiniz? Sizce erken bir karar değil mi?

O beni kaçırmak istemiyordu. Aynı şekilde ben de onu kaçırmak istemedim. Evliliğimizin erken alınmış bir karar olduğunu asla düşünmüyorum. Anne olmayı çok istiyorum. Hemen bir bebeğim olsun istiyorum. Çünkü Serkan gerçekten sevdiğim ve aşık olduğum adam, onun çocuğunu dünyaya getirmek istiyorum.

Eşinizin hangi özelliklerine aşık oldunuz?

Ben çalışmayı çok seven bir insanım. Serkan’ın da çok çalışkan olması beni çok etkiledi. Çok titiz ve disiplinli bir insandır. Beni en çok etkileyen tarafı da maneviyatının yüksek olması oldu. Cuma namazlarını asla kaçırmaz. İnancı çok yüksektir. Biz evlenmeye karar verdiğimiz zaman, bir konuşma yaptık. Ben “Kendi işimi yapmaya devam edeceğim. Bir müdahalen olmaz sanırım” dedim. O da bana “Sen işini çok güzel şekilde yapıyorsun. Çokta güzel şeylere imza attın. Ben sana tabii ki karışmam. Sen neyi ne zaman, ne şekilde yapacağını çok iyi bilirsin. Sana saygım sonsuz” dedi. Ve ben ona bir kez daha âşık oldum. Bu benim için çok önemliydi. Çünkü her kadının çalışması gerekiyor. Sabah programı yaptığım zamanlarda da bunu hep söylüyordum. Kadınlarımız her zaman çalışmalıdır. Hiçbir şey yapamıyorsa evinde örgüler, kurabiyeler, pastalar yapıp satsınlar.

Eşiniz işinize devam etmemenizi isteseydi ne yapardınız?

Eşimin hiç bu tarz isteği olmadı. Öyle bir durumda ben zaten kabul edemezdim. Çünkü bir kadının çalışıyor olması çok önemli. Bunun yanı sıra ben mesleğini seven bir insanım. İnşallah en yakın zamanda İstanbul’da sahne aldığım yerlerde eşim de beni izleyecek. O zaman elim ayağım titrer diye düşünüyorum. Çünkü o beni sahnede hiç izlememiş. Onun içinde ilk olacak. Bana sürekli “Bana hala şarkı söylemedin” diyor. Bende hep erteliyorum.:)

“BİZİM TEK HEDEFİMİZ HUZURLU BİR YUVA SAHİBİ OLMAKTI. HAYIRLI BİR AYDA NİKÂH YAPALIM, HAYIRLAR GETİRSİN İSTEDİK”

Nikâhınız da çok ilginç oldu. Kimsenin yapmadığı bir şeyi yaparak Ramazan ayında iftardan sonra nikâh kıydınız. Bunun sebebi neydi?

Biz nikahımızı eğlence amaçlı yapmak istemedik. Bizim tek hedefimiz huzurlu bir yuva sahibi olmaktı. Nikâhımıza karar verdiğimiz gün de çok mübarek bir gündü. Hayırlı bir ayda nikâh yapalım, hayırlar getirsin istedik. İftar yemeğinden sonra nikâhımızı Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir Beyefendi kıydı. Zaten nikâhımızın olduğu gün ikimizin de ayakları yere basmıyordu. Evliliğimizin ikimiz için de en doğru karar olduğuna inanıyorum. Çünkü evlilik kurumuna çok inanıyorum. Hayatım boyunca kalabalık bir ailem olsun istemişimdir. Sonunda Allah dualarımı duydu. Ve bizi birbirimize nasip etti.

Size dışarıdan bakıldığında fark edilmese de aslında çok anaç bir yapıya sahipsiniz… Peki sizce nasıl bir anne olursunuz? Baskıcı bir anne olacağınızı düşünüyor musunuz?

Kesinlikle çok anaç bir yapım vardır. Hatta öyle ki daha çocuğum olmadan hangi hastanede doğum yapacağımdan, hangi okula göndereceğime kadar düşünüyorum. Serkan’dan araştırma yapmasını istiyorum.:) Bu nedenle aslında kendimden korkuyorum. Çok doğru bir şey söylediniz; sanırım baskıcı bir anne olabilirim. Benim çocuğumun bana göre yapması gereken şeyler var. Mesela ben çocukken enstrüman çalmayı çok istemişimdir. Fakat öğrenemedim, kısmet olmadı. Bu nedenle muhakkak çocuğumun bir enstrüman çalmasını istiyorum. Bunun yanı sıra spor yapmasını istiyorum. Çünkü spor, hayattaki diğer şeylere de dikkatini vermeni sağlıyor. Sağlıklı bir yaşamı ve disiplini öğretiyor.

“CANLI YAYINDA DOĞUM YAPMAYA KARAR VERDİM. SERKAN’A DA BUNU SÖYLEDİM!”

Sizin hamilelik döneminiz de eşiniz için zor geçebilir…

Canlı yayında doğum yapmaya karar verdim. Serkan’a da bunu söyledim. Sanırım çok evhamlı olurum. Ama bunun yanı sıra Serkan’ın burnundan fitil fitil getireceğim şeyleri araştırdım. Hangi mevsim ne bulunmaz şu an araştırıyorum.:)

Sizi işinizdeki başarımı daha mutlu eder yoksa içsel mutluluğunuz mu?

İç huzurum yoksa hiçbir şeyden mutlu olamıyorum. İçsel mutluluğum olduğu zaman her koşulda mutlu olabiliyorum. Bu nedenle benim için iç huzurum her şeyden daha önemli. En büyük arzum büyük bir aileye sahip olmaktı. Şu an çok şükür kalabalık bir aileye sahibim. Zaten ekibim ile aile olduk. Mesela Haluk, Reyhan, Murat beni hiç yalnız bırakmadılar. Her zaman yanımda oldular ve bana inandılar. Bende onların inançlarıyla kendimi toparladım. Onun dışında beni sürekli şımartan, seven ve son derece saygı gösteren bir eşe sahip oldum. Eşimin ailesi tarafından seviliyorum. Kayınvalidem ve kayınpederim beni kızları yerine koydular. Mesela geçenlerde gözümle alakalı bir rahatsızlık geçirdim. Kayınvalidemi aradım ne yapmam gerekiyor diye sordum. Ben bir kez aradım gün içerisinde kayınvalidem ve kayınpederim defalarca nasıl olduğumu öğrenmek için beni aradı. Bunlar hep hayalini kurduğum şeylerdi. Bu nedenle çok mutluyum. Sevilmek çok güzel bir şey… Kim sevilmek istemez ki…

Petek Dinçöz’ün bundan sonraki hedefleri nelerdir? Neler yapmayı planlıyorsunuz?

‘Tadilat’ şarkısının aranjesini Tolga Tamöz yaptı. Çok güzel oldu. Şehrazat’tan yeni bir şarkı daha almayı düşünüyorum. Bu şarkı ile çıkış yapmayı istiyorum. Bunun dışında çok iyi bir eş ve anne olmak istiyorum. Ve elimden geldiği kadar insanlara yardım eden bir insan olmaya devam etmek istiyorum.

Sizi sosyal sorumluluk projelerinde de görüyoruz… Yakın zamanda içinde yer alacağınız bu tarz projeler var mı?

Arandığım hiçbir sosyal sorumluluk projesini geri çevirmiyorum. Dediğim gibi elimden geldiği kadar yardım etmeye çalışıyorum. Bugüne kadar hiçbir projeye “Ben gelemem, konserim var” dememişimdir. Benim için yardım etmek, insanları mutlu etmek demektir ve kesinlikle paradan daha önemlidir. Hayatımda kibir, kıskançlık, hırs yoktur. Hiçbir zaman tehlikeli hırsları olan bir insan olmadım.

Bulunduğunuz noktaya hiç hırs yapmadan mı geldiniz?

Bu sanırım biraz içten gelen bir şey... Hırsım var tabii ki ama hiçbir zaman başkasına zarar verecek cinsten bir hırsa sahip olmadım. Bu nedenle kimse “Petek, benim ekmeğimle oynadı” diyemez.

“TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL KADINI OLDUĞUMU DÜŞÜNÜYORUM. ÇÜNKÜ BENİM KALBİMİN GÜZELLİĞİ YÜZÜME VURUYOR”

Ben sizi çıktığınız günden beri takip ederim… Petek Dinçöz uzaktan bakıldığında çok farklı bir imaj sergiliyor. Fakat konuşunca göründüğü gibi olmadığı anlaşılıyor yanılıyor muyum?

İşte bu yüzden artık sürekli kendimi anlatmaya çalışıyorum. Bu o kadar zor bir durum ki… Çünkü ben yeni çıkmış bir insan olsam anlatmak kolay. Ama yıllardır bu sektörde olan birisi olarak kendini anlatmak çok yorucu oluyor. O yüzden sil baştan başladım. Kendimi eski Petek Dinçöz olarak görmüyorum. Yepyeni bir Petek var… Aslında sektörde herkes kişiliğimi bilir. Ama tabii halkımız bilmiyor. Artık içimden nasıl geliyorsa öyle davranıyorum. İnsanlarda bunu görsünler istiyorum. Sende biliyorsun ki bizim sektörde inanılmaz bir kıskançlık var. Başarılı ve güzel birisi oldun mu bu sektörde gerçekten inanılmaz durumlarla karşılaşabiliyorsun. Hiçbir şey olmasa nazara geliyorum.J Sürekli kurban kesiyorum. Kıskanılmak güzel şey, kıskanmamak ise gurur verici bir şeydir… Bugüne kadar hep mütevazı oldum. Ama artık olmayacağım, Türkiye’nin en güzel kadını olduğumu düşünüyorum. Çünkü benim kalbimin güzelliği, yüzüme vuruyor.