Mahçupyan Millet oldu biz Ermeni kaldık

Etyen Mahçupyan’ın Akşam gazetesindeki son birkaç yazısını okuyunca ‘Affedersiniz’ Mahpçupyan’dan daha Ermeni olduğumu anladım!

Gökhan Kaya Gökhan Kaya

Hatta Mahçupyan’a bakılırsa affedersiniz safra, şarlatan, yabancı, çukurdayım da…

Yerli ve bizden de değilim, bir türlü Yeni Türkiye’ye adapte olamadım.

Ama hata hep bende…

Şimdi Mahçupyan Yeni Türkiye’nin harcına katılırken biz dışarıda kaldık yine, yazıklar olsun bana.

Mamafih bu hatayı evvel ahir yapmaktayım. Yeni değil.

Daha solculuk-sağcılık tartışmasından evvel ilkokulda, sınıftaki tek Ermeni’nin sürekli ders aralarında dayak yemesine dayanamayıp, ‘sen de mi Ermeni piçisin’ küfürleri eşliğinde onunla birlikte dayak yediğimde adım attım ben bu hataya.

İşte orada halkımıza yabancılaştık, yerellikten koptuk. Adeta Cihangir Mahallesine taşındık.

Biz de Türk-Müslüman arkadaşlarımızın gözünde Ermeni gibi olduk.

Agos’un önüne ülkücülerin toplandığını, Hrant Dink’in tehdit edildiğini duyduğumuzda oraya koştuk, çok az insandık, AKP’nin çıkardığı 301. Madde pek çok insanımızı hedef tahtasına koyduğunda yanlarında olduk.

Dink’in cenazesinde ‘Hepimiz Ermeniyiz’ diye sokağa çıktık. “Siz şimdi 1.5 milyon Ermeni’yi öldürmüş gibisiniz” başlıklı yazılar yazıp hedef haline getirdik kendimizi.

Böylece sol, liberal, halkına yabancı ‘bozulmamız’ devam etti.

Türk ve Sünniliğin değerini hiç bilemedik.

Oysa Sayın Başbakanımız Gezi’de camiye ayakkabılarıyla girdiler, başörtülü bacımı Kabataş’ta dövdüler dediğinde, Ateist bunlar, Zerdüşt bunlar dediğinde, dindar nesil yetiştireceğiz, ‘Affedersiniz Rum, Ermeni’ dediğinde Yeni Türkiye’nin birleştirici, asla kutuplaştırıcı olmayan harcını ne güzel karıyordu.

Gözlerimize perde indiğinden midir nedir, işte biz bu hikmeti göremedik. Milyonlarca vatandaşımız da anlayamamış olacak ki Türkiye tarihinin en katılımlı seküler isyanı yaşandı.

Ama Mahçupyan ‘hikmeti’ gördü, anladı ve halkımızdan ‘yabancılaşmadı’, yerli kaldı sağ olsun.

Biliyorsunuz bu Yeni Türkiye’nin parçası olmak istiyorsanız, bir de işiniz gazetecilikse gazeteciliğin değişen ilk kuralını bilmeniz gerekir; “Başbakanım haşa hata yapmaz, siz yanlış anlamışsınızdır onu.”

Orada da hata yapanlardan olduk.

Görüldüğü üzere yabancılaşmamı rasyonalize etmeye çalışmıyorum.

Velhasıl Mahçupyan mütemadiyen ‘Başbakanım ne yaparsa güzel yapar’ diyerek; yerli, samimi, sahici bir arkadaşımız olaraktan milletiyle bütünleşti. Onun için sevindik…

Tabii ‘Affedersiniz Ermeni’liği de bize kaldı.