Bu detayları ilk kez okuyacaksınız: Atatürk'ün son 100 günü

Galerinin tamamı için tıklayınız

21 Ekim 1938 / "Ben kaç saat uyudum?" Nihayet 21 ekim sabahı kız kardeşi Makbule Hanım başucunda Kuran okurken Atatürk, bir pencerenin rüzgârdan gürültüyle kapanması sonucu gözlerini açtı. Karşısında başsofracısı İbrahim Ergüven'i gördü: "İbrahim sen burada mısın? Bu yatağı ne zaman değiştirdiniz?'' diye sordu. Odada bir sevinç dalgası gezindi. Ergüven, bazı durumlardan dolayı yatağı sık sık değiştirdiklerini söyledi. Bu değiştirme sırasında battaniyeyle taşınırken, yatağın üzerine çıkılması sonucu karyolanın kırıldığını ve bunun üzerine bu küçük karyolayla değiştirildiğini anlattı. Atatürk bunları dinledikten sonra: "Ben kaç saat uyudum? Saat kaç? Gazeteler geldi mi" diye sordu. Doktoru Neşet Ömer Bey, bir gün kadar uyuduğunu söyledi. Bu da doktorlar arasında tartışma konusu olmuştu. Kimi doktorlar hastanın moralinin bozulmaması için yalan söylemeyi savunurlarken, kimileri de her ne olursa olsun işin aslının saklanmaması gerektiği görüşündeydiler. Sonunda "yalan"cılar baskın çıktı ve Atatürk'ten bir haftaya yakın zamandır komada olduğu gizlendi. Bu konuşmalar sırasında koşup içeri giren Mim Kemal Öke'yi görünce Ata, kuşkulandı: "Kemal Bey niçin burada? Burada mı yatıyor?" diye sordu. "Vapuru kaçırmış da ondan" diye yanıtladılar. Atatürk yeniden uykuya daldı. Akşam şu bildiri yayımlandı: "Bugünü çok iyi geçirdiler. Umumî ahvaldeki iyilik devam etmektedir."