Ayşe Arman beyazlar içinde!
Galerinin tamamı için tıklayınızTEN RENGİ TÜLÜN ÜZERİNE DANTEL DİKİLSİN 3 METRE DE DUVAK OLSUN! Birden endişelendi. “Hayırdır! Ne oldu? Ayrıldınız da, yeniden mi evleniyor musun?” dedi. “Yok yok! Ne ayrılması canım. Allah yazdıysa bozsun. Nikah tazelemek istiyorum ama Ömer’in haberi yok, Amerika’ya seyahate gidiyoruz. Las Vegas’a da uğrayacağız. E o oraya kadar gitmişken, nikah tazeleriz. Diye düşünüyorum ben. Bunun için de yanımda gelinlik götürmek istiyorum…” “Tahmin etmeliydim, böyle cinlikler senin başının altından çıkar!” dedi. O andan itibaren Ayhan Hanım’ın moda evine taşındık. Annem ve ben. Mami de havaya girdi, sevdi bu “gelinin annesi” rolünü, “Ten rengi tülün üzerine dantel dikilsin, üç metre de duvak olsun” gibi cümleler kurmaya başladı. Sonunda olmuştu, istediğim gibi gelinlik provalarına gidiyordum! Şimdi şöyle: Prova yapılan yerde, yuvarlak bir tahta var, sen onun üzerine çıkıyorsun. Sanki podyumdasın. Bir hava, bir hava, bir de etrafında dört dönenler, “Onu ister misin, bunu ister misin, çay mı, kahve mi, yırtmaç bu kadar mı derin olsun, daha mı kapalı olsun?” Gelinliğin en önemli parçası da küçücük bir şey. Duyun ama unutun… Bir korse! Hayatını kurtaran o! Onun içine giriyorsun, nefesini içine çekiyorsun ve öyle kalıyorsun ama işte birkaç beden küçülüveriyorsun! Korsem, gelinliğim ve ben çok mutluyduk. Ayhan Hanım, Alya’ya da bir nedime elbisesi dikti ki, bayıldık, bayıldık…