İstanbul'un Fethinin 564. yılı: Gemiler gerçekten karadan yürütüldü mü?

Galerinin tamamı için tıklayınız

Bizans'ın bu kadar küçük bir alana sıkıştırılmasına rağmen yıllarca neden yıkılamadığı sorusunun cevabı şehrin surlarında gizlidir. 3 kat olmak üzere müteaddit şekilde sıralanmış bu surlar gayet sağlam malzemeden yapılmıştı. Şehri çevreleyen surların toplam uzunluğu yaklaşık olarak 22 km kadardı. Bu surların kalınlığı:5 metre yüksekliği 15 metre idi. Burçların yerden yüksekliği ise bazı yerlerde 20-25 metreye çıkmaktaydı. Gemilerin Karadan Yürütülmesi İddialarının Ortaya Çıkışı Byzantion hakkında verdiğimiz bu ön bilgiden sonra esas konumuz olan, gemilerin karadan yürütülmesine geri dönersek, evvela bu hadisenin ortaya çıkışını ele almamız gerekir. Gemilerin karadan Haliç'e indirilmesi hadisesi başta Bizans kaynakları olmak üzere Osmanlı kaynaklarında da zikredilir. Kritovulos Tarihi, Dukas gibi batı kaynaklarının yanında, Tursun Bey, Neşri, Aşıkpaşazade, Müneccimbaşı, Gelibolulu Mustafa Ali ve bunlardan başka daha birçok Osmanlı kaynağında bu hadise açıkça anlatılmıştır. Kaynaklar yöntem ve güzergah konusunda ihtilaflı olsa da hepsinin birleştiği nokta, gemilerin karadan yürütülerek Haliç'e indirilmiş olduğudur. Assurların 40 Tonluk Heykelleri Karadan Yürütmesi Esasında gemilerin karadan yürütülmesi hadisesinin çok benzerine eski çağda da rastlıyoruz. Assur kralı II.Sargon M.Ö. 714 yılında, I.Rusa hükümdarlığı devrindeki Urartu üzerine bir sefer yapmıştı. Bu başarılı sefer sonunda Urartu tapınaklarını yağmalayan Assurlular, Urartuların baştanrısı Haldi'nin heykelini kendi ülkelerine götürmüştü. Bu heykelin, dönemin Assur başkenti Ninive'ye götürülüşünü, günümüzde British Musem'da bulunan bu kabartmada açıkça görmekteyiz. Yaklaşık 40 tonluk bir kütleye sahip olan bu devasa heykeli, insanların bir kızak üzerinde çektikleri görülmektedir. Dolayısıyla M.Ö. 714 yılında karadan yürütülmüş ise, 1452-53 yıllarında gemilerin karadan çekilmesi gayet mümkün bir şeydir. Sadece fevkalade bir insan gücüne ihtiyaç vardır. Güzergah Konusundaki Görüşler Gemilerin nereden yürütülerek Haliç'e indirildiği konusunda da kaynaklarda bazı ihtilaflar mevcuttur. Osmanlı kaynakları, gemilerin Galata üzerinden indirildiği hususunda birleşirler. Kuşatma sırasında gemilerin Beşiktaş'ta Dolmabahçe-Kabataş civarında demirledikleri bilinmektedir. Dolayısıyla gemilerin bu bölgeden hareket ettirilmiş olmaları muhtemeldir. Bunun yanında Gelibolulu Mustafa Ali ve Mehmet b. Mehmet'in eserlerinde bugünkü Okmeydanı civarlarından gemilerin indirildiği de söz edilmektedir. Buna istinaden bazı tarihçiler, gemilerin karadan çekilmeden Okmeydanı'nda inşa edilerek denize indirildiği görüşünü savunmaktadırlar. Bununla birlikte her iki noktadan da, sayısı 72 olarak zikredilen gemilerin Haliç'e indirilmiş olması da bir ihtimaldir. Fatih Sultan Mehmet Bunu Ne Zaman Planlamıştı? 20 Nisan 1453 tarihinde, kuşatma sebebiyetiyle erzakları tükenen şehre destek amacıyla 4 Cenova gemisi, askeri yardım getirmişti. Osmanlı donanması bu gemilerin Bizans'a yardım götürmesine engel olamadı. Bu olaydan sonra Osmanlı tarafında bir moral bozukluğu hasıl olmuştu. Batılı kaynaklar gelen bu yardımlardan sonra Fatih Sultan Mehmet'in bir gecede bu planı yaparak 21-22 nisanda gemileri Haliç'e indirttiğini yazarlar. Gemilerin bir gecede onca yolu aşarak Haliç'e indirilmesi pek olağan gözükmemektedir. Üstelik şehrin savunmasını çok iyi bilen zeki ve üstün derecede bir dahi olan II.Mehmet, bu planı daha önceden planlamış olmalıydı. Üstelik padişah, kuşatmanın ilk günlerinden beri Haliç'e gerilmiş olan zinciri aşmanın yollarını düşünmekteydi. Bu konuda dönemin şahidi Tursun Bey, Tarih-i Ebu'l Feth adlı eserinde gemilerin, Bizans'a gelen bu yardımdan çok önce karaya çıkarıldığını yazmaktadır. Bunun sonucunda plana daha önce başlanılmışsa da Cenova gemilerinin Bizans'a yardım getirmesi, bu planı hızlandırmıştı. Ertesi gün Osmanlı donanmasını Haliç'te gören Bizanslıları ise muhteşem bir korku kaplamıştı.