Mustafa Keser'den Bülent Ersoy'a Çok Ağır Sözler!
Galerinin tamamı için tıklayınız"KİMSİN LAN SEN BANA O ŞEKİLDE BAĞIRIYORSUN" Bu şekilde birinci program toz kalkmadı ama ikinci programda karşısında hizmetçisi var gibi hitap ediyor bana. Bana oradan Keser diye bağırıyor. Kimsin lan sen bana o şekilde bağırıyorsun. Arkasından "Kürdo, kürdo" bana Kürdo diyor. Keser senin babanın uşağı mı lan öyle çağırıyorsun? Kapanışı yapıyoruz dediler 'Beyefendi yapsın' dedi. "SES KALMAMIŞ, REZALET BİR OKUYUŞ" Yönetmene bağırır, ona bağırır, şefe bağırır, okuyamaz döner vokale bağırır. Uyamayan Bülent Hanım. Zaten ses kalmamış, rezalet bir okuyuş. Orada dönüp çocuklara bakıyor. Sanıyorsunuz ki vokaller okumuyor. Bunun arkasından üçüncü programında baktım orada burada konuklar çağırılmış. Biz sanki orada sunucuyuz. Gelen konuğun biri 9 şarkı, biri 8 şarkı. Bana vermişler 3 şarkı, Bülent'e vermişler 5 şarkı. Onun üzerine sinirlendim. "EKMEĞİYLE OYNAYIP "BUNU KOVUN" DİYOR Bütün mesele Bülent Ersoy'un şekilsizlikleri. Unuturuz diye prompterdan yazı veriyor. Yazı küçük diye okuyamıyor çocuğa bağırıyor. Şu yüzden çocuğun ekmeğiyle oynayıp 'Bunu kovun' diyor. "KONSERVATUVAR MEZUNU DEĞİL, SES PROFESÖRÜ UNVANI YOK" Bülent Ersoy, özel hocalardan dersler alarak başlamış, iki ay belediye konservatuarında devam etmiş. İki ay sonra bırakmış gitmiş. Arkasından konservatuardan mezun olduktan sonra diye devam ediyor. Ne mezun olması arkadaş? Zaman içerisinde musikiden haberi olmayan magazinci arkadaşlar sadece Bülent Ersoy'un magazin haberlerini verdi. Çünkü sanat diye bir şey yok. Ses profesörüymüş. Haydi ya! Böyle bir unvan mı var? Efendim Japonya'nın bilmem hangi laboratuvarında test edilmiş falan. Böyle bir şey yok. Sanki bunu dünyaca ünlü bir laboratuvarmış gibi lanse ediyor. Söylediği laboratuvar kulak, burun, boğaz merkezi. Şu gün radyoda, konservatuvarlarda ses sanatçısı olan arkadaşlarımızı oradan geçirsek mükemmel çıkar.