Şeyma Subaşı metres sorusuna nasıl cevap verdi?
Galerinin tamamı için tıklayınızNasıl yani? -Ben mesela gökyüzünden pembe bulutlar gördüğüm zaman mutluluktan kendimden geçerim. Arkadaşlarım benimle dalga geçer, Acun da geçerdi. Çığlık atarım filan. “Aşığım bu pembe bulutlara!” derim. Ben güneşe de aşığım, müziğe de aşığım… Arkadaşlarıma da aşığım! Büyük aşığım hem de… Annem, babam, sevdiğim insanlar, güzel şeyler… Benim için aşk bu… Beni heyecanlandıran, bağrıma bastığım şeyler. Acun da öyleydi. Aşk beni manevi olarak zenginleştiren şeyler. Ama uğruna ölünecek bir şey değil! Ölmek nedir ya! Neden ölelim pardon? “O olmazsa, yaşayamam, kendimi öldürürüm!” Salak mısın niye öldüreceksin… Tam olarak ne demek istiyorsun? -O zaten Acun daha çok işi ve kendi odaklı biri. Ben de Şeyma Subaşı odaklı biri oldum. Belki çok fazla bencil biri haline dönüştüm. Acun ve ekibi böyle değerlendirmiş olabilir. Halbuki bence bencillik değil. Ben kendi mutluluğuma odaklı büyürsem, ben mutlu olursam, başkasını da mutlu ederim diye düşündüğüm için kafama göre yaşamaya devam ettim açıkçası. Ama öyle bir an geldi, ikimiz de ayrı şeylerden zevk aldığımızı gördük. O kendi yolundan, ben kendi yolumdan gidince de, tamamen ayrı hayatlar yaşıyor olduk. İkimiz de ayrı şeylerden zevk alıyor olduk. Kendi ortak noktamızı bulamıyor olduk. Ve sonunda ikimiz de dedik ki, “Biz galiba boşanmalıyız artık! Aramızdaki saygının ve sevginin bitmesine gerek yok. Acun, herkesin hayran olduğu biri zaten. İşiyle, gücüyle, arkadaşlarına olan sevgisiyle, yardımlarıyla her şeyiyle herkesin baş tacı. Öyle olmaya da devam edecek… Uğruna bir sürü savaş verdiğin, yıllarca beraber olduğun adamdan ayrıldın neticede… Reha Muhtar gibi soruyorum: “Boşluk var mı boşluk…” -Boşluk mu? Güzel soruymuş! “Hayatın değişti mi, ne kadar değişti?” diye soruyorsan… Değişmez mi? Yalan yok, arkamdaki o büyük bir koruma kalkanı kalktı… Pek de kalkmış ve boşluğa düşmüş gibi durmuyorsun ama… Hemen kendine bir Fransız sevgili yapmışsın… -İtalyan! Ama “İtalyan sevgili yaptım!” demek istemiyorum açıkçası. 2-3 ay önce tanıştığım biri arkadaşımdı zaten. Birkaç kere aynı ortamlarda bulunmuştuk. Boşandıktan sonra bir tık daha yakınlaştık. Ama hala birbirimize, “sevgiliyiz” “kız arkadaşım, erkek arkadaşım” gibi şeyler demiyoruz. Ama evet, ilgi gördüğüm, benin de ilgilendiğim biri. Nasıl anlatabilirim? Beni meşgul ediyor. Beni merak ediyor, benimle ilgileniyor…