Zengin ve Yoksul dizisi nerede hata yaptı?
Galerinin tamamı için tıklayınızZENGİN VE YOKSUL’DA YOK OLANLAR Varoşun çocuk dünyasından açılıp, yağmur altında kanlı elleri ve sarı elbisesiyle ağlayan Aysel’in ‘Ben öldürdüm. Nasıl oldu, nasıl yaptım. Ben böyle biri değilim. Hayır, bu hikâyenin kötüsü ben değilim’ şeklindeki dramatik tablosundan bir kesit verip geriye giderek gecekondu mahallesinin mizahi atmosferiyle başlangıcını yapan ‘Zengin ve Yoksul’un performans yorumunda ilk sözümüz, dizinin türünde netlik olmayışı üstüne. Yani zenginlikle yoksulluğun çatışmasından gelişecek bir dram gibi görünüyor ilk başta. Ama hemen akabinde ‘Bu Berrin hangi birine yetişsin’ diye laf geveleyen Binnur Kaya’nın bildik komedi ritüeli giriyor devreye. Onun ağzını doldura doldura ne kadar gururlu olduklarından dem vurup konu komşuya zengin kuzeniyle hava basmaya çalıştığı andan itibaren de hikâyenin zengin-yoksul ayrımındaki dramatikliği ve inandırıcılığı ufaktan sulanmaya başlayarak parodiye dönüşüyor. Hani işi ciddi biçimde yapan tiyatro oyunu olsa parodi izlemeye sözümüz yok. Ancak karşımızdaki ‘Zengin ve Yoksul’ olayını klişe çeşnisiyle sergilemeye çabalayan upuzun dizi bölümü olunca, burada gülünçlemeye yani parodiye kalkışmak, hele de bunu intikamcılıkla bağdaştırmak ana temanın özünü bozuyor. Anlayacağınız yapımın türünde bir netlik sağlanamaması ‘Zengin ve Yoksul’un en temel yokluğu!