Zengin ve Yoksul dizisi nerede hata yaptı?

Galerinin tamamı için tıklayınız

Dizideki ikinci yokluk, duygu! Bu neyin duygu eksikliği derseniz… ‘Hem anlatılmaya çalışılan hikâyenin, hem de karakterlerin yaratılış temelindeki duygu hissedilmemekte’ şeklinde olur cevabım. Daha net ifadeyle derme çatma, sahte duruyor her şey. Artık sıkça karşılaştığımız klişeler üstüne bir şey inşa etme gayretinin yarattığı çokça kanıksanmışlık halinden midir? Yoksa karakter canlandırmalarından mıdır? Veya her ikisinin toplamından mı, bilemem. Ancak görünen köy meydanda. İnsan izlerken ne başkasının mallarını kullanmadaki eziklik duygusuyla, ne intikam olayıyla, ne de aldatma-aldatılma derinliğiyle empati kuramıyor mesela. Böylece bir diziye bakmamızı sağlayan etkenlerden olan ‘duygu’ eksik kalıyor. ‘Zengin ve Yoksul’daki bir diğer yokluk, mantık! Bunu örnekleyecek olursak… Başlangıçta Berrin ile Aysel’in konuşmalarıyla, teyze denilen ama aslında kuzen olan, Meral’i yoksul akrabasına sırt çevirmiş, kibirli ve kötü kalpli bir kadın gibi algılatan dizi devamında kayınvalide baskısı altında olan, kocası tarafından aldatılan ve elinden geldiğince Berrin’in ailesini kollayan iyi niyetli bir kadın tablosu çiziyor bize. Nitekim kibirli-şımarık zengin kızı gibi gösterilmeye çalışılan Aleyna için de durum aynı.