ABD ekranlarında Erdoğan'a dönerci ustası benzetmesi
ABD'nin PBS televizyonunda yayınlanan “Great Decisions” (Büyük Kararlar) adlı programda Erdoğan'a dönerci ustası benzetmesi yapıldı.
ABD'nin PBS televizyonunda yayınlanan “Great Decisions” (Büyük Kararlar) adlı programın yakında gösterime girecek bir bölümünde Türkiye dosyasına yer verilecek.
Washington Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunda, “Türkiye: Krizdeki bir Ortak” başlıklı yaklaşık yarım saat süren programın önceden gösterimi yapıldı. Programda genel hatlarıyla, Türkiye’nin kuruluş yıllarından başlayarak Türk siyahi tarihini anlatan ve daha çok da yakın tarihe odaklanan, AK Parti’nin nasıl koşullarda kurulduğu, 2016 darbe girişimi, AB süreci, demokrasi alanındaki gelişmeler, Suriye’deki savaş, Amerika’yla ilişkiler gibi konular ele alınıyor. Belgesel tarzındaki programda uzman görüşlerine de yer veriliyor.
Oda TV'nin haberine göre programın gösteriminin ardından düzenlenen panelde programın baş yapımcısı MacDara King, Emmy ödülüne aday gösterilen yapımcı ve baş editör David Heidelberger, Johns Hopkins Üniversitesi İleri Uluslararası Araştırmalar Okulu’ndan uluslararası ilişkiler ve Avrupa çalışmaları profesörü Lisel Hintz ve Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay değerlendirmelerini paylaştı.
DÖNERCİYE BENZETTİ
Çağaptay'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "dönerci ustası" benzetmesi yaptığı konuşma dikkat çekti. Amerika'nın Sesi'nden Mehmet Toroğlu'nun aktardığı konuşmada Çağaptay şu ifadeleri kullandı:
"Washington Enstitüsü Türkiye uzmanı Soner Çağaptay da, Türk-Amerikan ilişkilerinin kritik bir aşamadan geçtiğini, iki ülkede de bu ilişkilerin, hatta kimi uç çevrelerce de olsa Türkiye’nin NATO üyeliği gibi hususların sorgulanmasının endişe verici olduğunu söyledi ancak bu ilişkilerin son 2 yıla göre değil 60 yıllık bir geçmiş bazında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.
Çağaptay, Türkiye’nin darbe girişiminden sonra birden otoriter hale gelmediğini, zaten öncesinde de bu eğilim olduğunu, darbe girişiminin bu dinamikleri daha güçlü ve daha dinamik kıldığını belirtti.
Erdoğan’ın demokrasiye yaklaşımını 'döner-kebap' benzetmesiyle anlatan Çağaptay, 'Usta, dönerden ince bir dilim alır ama dönerin inceldiğini, karşısında günlerce oturmadığınız müddetçe farketmezsiniz. Türkiye’yi sürekli izleyecek kimin vakti var? Bence işte Türkiye’de olan buydu. Erdoğan Türk demokrasisini döner kebaptan ince dilim alır gibi dilimledi, demokrasi küçüldü ama dikkatli izlemediğiniz müddetçe bunu görmediniz. Darbe girişimiyse Erdoğan’ı geri dönülemez biçimde değiştirdi. Artık döner kebap ustası değil. Artık adım adım yapmaya ya da imajına aldırmıyor' diye konuştu.
GÜLENCİLER SUÇ ORTAĞI
Türkiye’de bugün demokrasi alanında sıkıntı yaşanmasında AB’nin de dolaylı sorumluluğu bulunduğunu savunan Çağaptay, AB’nin Türkiye’de ordunun gücünün azaltılması için baskı yapmakta haklı olduğunu, ancak bu görevi liberal olmayan bir siyasi güce vererek ve sonrasında Türkiye’nin AB perspektifini devam ettirmeyerek hata işlediğini dile getirdi. Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa’dan, 'Türkiye’yi üye yapamayız' şeklinde açıklamalar geldiğini hatırlatan Çağaptay, AB eğer Türkiye’nin üyelik vizyonunu canlı tutabilseydi Erdoğan’ın Avrupa’dan uzaklaşması ve son 10 yılda yaptıklarını yapmasının da daha zorlaşacağını söyledi.
Çağaptay da, Gülen hareketinin Türkiye’de demokrasinin bugün geldiği konumda tamamen suç ortağı olduğunu, demokratik mekanizmaların aşınmasında ve muhalefete baskı uygulamada 2011’e kadar Erdoğan’a yardım ettiğini belirtti. Soner Çağaptay, 'Erdoğan döner-kebap ustasıyken bu grup da liberal demokrasiyi destekleyen bir hareket değildi' dedi.
Çağaptay, Erdoğan’la Gülen arasında bir güç mücadelesi yaşandığı ve bunun aşamalar halinde hala devam ettiği görüşünü dile getirdi."