Biden ve Trump son düelloda kozlarını paylaştı: Trump ırkçıdır
Medyafaresi.com ABD temsilcisi Ayşın Savatlı yazdı: 3 Kasım seçimlerine 12 gün kala başkan adayları Donald Trump ile Joe Biden televizyon tartışma programında son kez kozlarını paylaştılar.
Ayşın Savatlı / New York / Medyafaresi.com
Bugüne kadar yaklaşık 48 milyon seçmenin sandığa gidip oyunu kullandığı ABD’de, Başkanlık seçimlerinin tamamlanmasına 12 gün kala, adaylar Donald Trump ve Joe Biden son kez kozlarını paylaşmak üzere televizyonda karşı karşıya geldiler. Son karşılaşma Tennessee eyaletinin Nashville kentinde NBC kanalı programcılarından Kristen Welker moderatörlüğünde gerçekleşti.
Aslında Trump ve Biden’ın seçim süreci boyunca televizyonda üç kez buluşmaları planlanıyordu; ancak Trump’ın koronavirüs olduğu için ikinci programın sanal ortamda yapılma talebini reddetmesi nedeniyle ikinci program iptal olmuştu. Bu kez iki adaya da koronavirüs testi yapıldı ve test sonuçlarının negatif olduğu bilgisi kamuoyuyla paylaşıldı.
İkilinin karşılaştığı 29 Eylül tarihli ilk programda Donald Trump’ın çokça söz kesmesi sonucu kaotik geçen tartışma nedeniyle, bu kez bir format değişikliğine gidilmesi gerekti. Buna göre, her iki tarafa iki dakikalık, kesintisiz süre verildi ve bu süre boyunca diğer adayın mikrofonunun sesi kısılarak araya girip bölmesi engellendi. Geri kalan süre de ise iki adayın karşılıklı konuşup tartışması şeklinde geçebilecek eski format devam ettirildi. Gecenin genelinde, daha fazla söz alan, yaklaşık 4 dakika farkla, Donald Trump oldu.
Biden her zamanki gibi koronavirüsü ciddi alan tavrı ile tartışmanın gerçekleşeceği alana siyah maskesi yüzünde olarak geldi. Yakın zaman önce koronavirüse yakalanan, Donald Trump’ın eşi first lady Melania Trump da maskesi ile geceye katıldı.
Gecenin ilk konusu, tüm Amerika’nın en önemli sorunu olan koronavirüs ile ilgiliydi. Biden 220 bin Amerikalının hayatını kaybettiğini hatırlatınca, Trump sayının çok daha az olduğunu iddia etti. Biden, bunca insanın hayatını kaybetmesinde sergilediği kötü yönetimle sorumlu olan bir kişinin kesinlikle tekrar başkan seçilmemesi gerektiğini anlattı. Biden’a göre, Amerika çok karanlık ve zorlu bir kış dönemine Trump yönetiminin plansızlıklarıyla giriyordu.
Trump ise, başta kendi olmak üzere artık birçok kişinin virüse bağışıklık kazandığını söyleyip, her zaman yaptığı gibi Çin’i suçladı. Virüsün Amerika’ya gelmesinin ne kendisinin ne de Biden’ın suçu olduğunu anlattı. Bunun üzerine Biden, Trump’ın hastalığın havayolu ile bulaştığını ve gripten çok daha tehlikeli olduğunu bilediği halde bunu gizleyip, Amerikan halkına gerekli uyarıları aldırmaması eleştirisi yineledi. Biden, Trump’ın Amerikalıların virüsle yaşamayı öğrenmeleri gerekir derken aslında virüsle ölmeyi öğrenmeleri gerektiğini söylemeye çalıştığını anlattı.
Amerika’da toplumun büyük bir kısmının sözlerine ve uzmanlığına güven duyduğu Dr. Fauci hakkında, Trump’ın yaptığı ağır eleştirileri hatırlatan moderatör Welker’a Trump, “Fauci’nin Demokrat olduğunu düşünüyorum; ama sorun değil, onunla iyi geçiniyorum.” şeklinde cevap verdi. Trump, daha önce seçim dönemine yetişeceğini söylediği koronavirüs aşısının birkaç hafta içinde hazır olacağını iddia etti.
Dış politika konusunda özellikle Çin, Rusya, Ukrayna, İran ve Kuzey Kore gündeme geldi. Donald Trump’ın Çin’de banka hesaplarının olması eleştirildi. Biden, Trump’ın Çin’de ödediği vergilerin ABD’de ödediği vergilerden 50 kat fazla olduğunu söyleyip, kendisinin hiçbir yabancı kaynaktan tek kuruş para almadığını anlattı. Trump’ın vergi beyannamelerinin açıklamayışını, bu tip gizli ilişkilerin ortaya çıkmasından yaşadığı çekince olarak değerlendirdi. Trump ise vergi kayıtlarını kısa süre içinde paylaşacağını söyledi.
Kuzey Kore konusunda Biden, Kuzey Kore’nin nükleer silahlardan arındırılmasını Kore lideri kabul edecek olursa kendisi ile görüşebileceğini ifade etti.
Rusya ve İran’ın ABD seçimlerine müdahale etmeye çalıştıkları ile ilgili FBI soruşturmaları konusunda Biden, Amerikan seçimlerine müdahale etmeye çalışmanın Amerikan egemenliğine müdahale anlamına geleceğini ve bunu yapmaya hangi ülke kalkışırsa bedelinin sonuna kadar ödetileceğini söyledi.
Tartışma, Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna ve Çin’deki işleri ile ilgili e-postalar konusuyla devam etti. Muhafazakar yayın organlarından New York Post’un Türkiye’de bir çok kişi tarafından Rıza Zarrab’ın avukatı olarak tanınan, Donald Trump’ın avukatı, eski New York Belediye başkanı Rudy Giuliani ile Trump’ın önceki strateji danışmanlarından Steve Bannon’dan elde ettiği iddia edilen e-postaların Rusya’nın dezenfermasyonunun ürünü olup olmadığı konusunda FBI araştırması devam ediyor. Trump, rakibi Biden’ı, oğlu Hunter üzerinden sıkıştırmaya çalıştı ve Hunter’ın babasının başkan yardımcısı olması sayesinde çıkar sağladığını iddia etti. Biden ise oğlunun Çin’den kazanç sağlamadığını söyledi.
Başkan adaylarının seçim kampanyaları için topladıkları bağışlar konusunda, Trump, özellikle Eylül ayında topladığı 383 milyon dolar ile rekor kıran Biden’a sataştı. Trump, bağış konusunda kendisinin daha büyük rekorlar kırabileceğini; ama buna gerek duymadığını iddia etti.
Göçmenlik başlığında, özellikle Trump yönetiminin aldığı kararlar sonrası ailelerinden koparılan ve aileleri tekrar bulunamayan 545 küçük çocuk gecenin en önemli gündemlerinden biriydi. Trump, aileleri bulmak için çok uğraştıklarını söyledi; ayrıca bazı çocukları ailelerinin değil kartellerin getirdiğini savundu. Biden ise, aralarında 5 yaşından küçük bile olan bu çocukların ailelerinden Trump’ın katı göçmenlik politikaları ile koparıldığını anlattı. Biden, başkan olduğu takdirde, Amerika’da DACA diye anılan ve hayalperestler diye bilinen, aileleri yasa dışı yollarla Amerika’ya gelmiş ve hayatlarını tamamen ABD’de kurmuş sayıları 11 milyonu kişi için başkanlığının ilk 100 günü içinde vatandaşlık için yasal düzenlemeleri gerçekleştireceğinin sözünü verdi.
Diğer bir konu Amerika’da süre gelen “Siyah Hayatlar Önemlidir” (Black Lives Matter) protestoları ve ırkçılık ile ilgiliydi. Daha önce BLM gruplarını tehlikeli bulduğunu söyleyen Trump, bu konuda bir ifade değişikliği içindeydi ve bu ifadeleri kullandığı dönemde bilgilerinin bu yönde olmasından kaynaklanarak böyle konuştuğunu savundu. Biden ise Trump’ı açıkça ırkçı olmakla suçladı. Trumpn ise salonda bulunan kişiler arasında en az ırkçı olan benimdir diye konuştu. Kendisinin Abraham Lincoln’den sonra en az ırkçı olan başkan olduğunu iddia edince Biden, o zaman Lincoln de ırkçıymış demek ki diye cevap verdi. Biden, Trump için “her ırkçı ateşe benzin döken kişi” benzetmesini yaptı.
İklim değişikliği ve çevre politikaları konusunda Biden, politikalarının 1 trilyon dolar ekonomik katkı yaratacağını söyledi. Trump ise bu politikaların Amerikalı her aile için yaklaşık 6 bin dolarlık ek maliyet doğuracağını iddia etti. Trump güneş enerjisinin sürdürülebilir olmadığı söyledi.
Biden, petrolün yerini yenilenebilir enerji kaynaklarının alacağı bir sistem geliştireceğini; teşvikleri bu yönlü vereceğini belirtti. Trump, bu açıklama üzerine ekonomisi çoğunlukla petrol ürünlerine dayanan Teksas, Oklahoma, Pennsylvania gibi, rekabetin yoğun olduğu salıncak eyalet seçmenlerine seslenip dikkatli olun çağrısında bulundu.
Trump'ın yaptığı en dikkat çeken çıkış, kendisinin Obama ve Biden’ın kötü yönetimi yüzünden seçildiği; Biden’ın eskimiş, çürümüş, yozlaşmış bir politikacı olduğu değerlendirmesiydi.
29 Eylül’deki tartışmaya kıyasla daha yumuşak geçen programda, ikilinin her konuda görüşlerinin neredeyse taban tabana zıt olduğu tekrar görüldü. Programın moderatörü Kristen Welker, hakimiyeti ve iyi yönetimiyle takdir topladı ve gecenin kazananı olarak kabul edildi.