ABD'den Erdoğan'a yanıt: YPG'ye desteğimiz sürecek
Hürriyet'ten Tolga Tanış'ın haberine göre, Türkiye ve ABD arasında Suriye’deki Kürtler nedeniyle uzun süredir devam eden derin farklılık, Ankara’daki bombalama olayının ardından bir kriz ihtimaline dönüştü.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Türk Hükümeti’nin saldırıdan YPG’yi sorumlu tutan açıklamalarına ilişkin bunun kendileri için “ucu açık bir soru” olduğunu duyurdu.
Bakanlık Sözcüzü, YPG’ye koalisyon desteğinin devam edeceğini belirtirken Türkiye’ye geçen hafta yaptığı, Suriye’deki YPG hedeflerine yönelik topçu atışlarını sona erdirme çağrısını yineledi. Washington Yönetimi, Türkiye’nin olaya ilişkin meşru müdafaa hakkının ise Türkiye topraklarında geçerli olduğu mesajı verdi.
ABD'den saldırı açıklaması
UCU AÇIK BİR SORU
ABD Dışişleri Bakanlığı’ndaki günlük basın toplantısında konuyla ilgili soruları yanıtlayan Sözcü John Kirby, “açıkça masum insanları öldüren bir terör saldırısı” diye nitelendirdiği bombalamadan kimin sorumlu olduğu yönündeki iddialar için şunları söyledi: “Türk Hükümeti tarafından olayın sorumlularına dair öne sürülen iddiaları doğrulama ya da reddetme gibi bir pozisyonda değiliz. Bu bizim için halen ucu açık bir soru. Anladığım kadarıyla devam eden bir soruşturma var.” Kirby, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu’nun aralarında ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass’in de bulunduğu, önde gelen ülkelerin büyükelçileriyle Ankara’da yaptığı toplantıda Türkiye’nin ortaya koyduğu, saldırıyı YPG’yle bağlantılı gösteren kanıtların ABD’yi ikna edip etmediği yönündeki bir soruya ise konunun ABD için “ucu açık bir soru” olduğunu tekrarlayarak cevap verdi.
POZİSYONUMUZ AYNI
Kirby, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu arasında bugün Ankara saldırısı nedeniyle bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini belirtirken, Kerry’nin Çavuşoğlu’na Türkiye’nin Suriye’deki YPG hedeflerini bombalamayı durdurması yönündeki çağrıyı tekrarlayıp tekrarlamadığı konusunda ise şöyle dedi: “Bizim pozisyonumuz aynı. Bu (YPG’ye yönelik top atışlarını durdurma çağrısı) Başkan Yardımcısı Joe Biden tarafından (geçen hafta Başbakan Ahmet Davuoğlu ile yaptığı telefon konuşmasında) dile getirildi. Biz de bu kürsüden dile getirdik. Bu konuda bir değişiklik yok.”
Kirby, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın saldırısı sonrası yayınladığı yazılı mesajda Türkiye’nin “meşru müdafaa hakkına” işaret etmesi ve YPG’ye yönelik düzenlecek bir sınır ötesi harekâta dair iddialar konusunda ise şunları söyledi: “Her devletin kendi vatandaşlarını koruma sorumluluğu ve zorunluluğu vardır. Hele terör eylemlerinden kesinlikle. Özellikle, bu tür terör eylemleri kendi topraklarında düzenlendiğinde. Bundan daha önce bahsettik. Özellikle PKK’yla ilgili olarak. Bu bir. İkincisi, sınır ötesi top atışlarıyla ilgili Türkiye’yi sınır ötesi top atışı yapmaması konusunda uyardık ve uyarmaya devam ediyoruz. Ve Kürt savaşçıları, IŞİD’le mücadele gibi daha geniş çabaları baltalayıcı şeyler yapmamaları (Afrin’den doğuya ilerlemeleri) konusunda da uyarmayı sürdürüyoruz.”
YPG’YE DESTEĞE DEVAM
Kirby, Ankara’daki bombalamadan sonra ABD’nin YPG’ye yönelik askeri desteğini devam ettirip ettirmeyeceği konusunda, “IŞİD’e karşı en etkili savaşçılar arasındalar. Koalisyon tarafından havadan destekleniyorlar. Bu desteğin daha önce olduğu gibi yer ve zamana uygun olarak devam etmesini bekliyorum” dedi. Kirby, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Türkiye'ye düşman bir örgütü doğrudan veya dolaylı destekleyenler de Türkiye için bu anlamda dost hüviyetini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalırlar" şeklinde, Suriye’de YPG ile işbirliği yürüten ABD’yi hedef alan açıklamaları için ise şu yorumda bulundu: “Ben odada (Sinirlioğlu ile Ankara’da yapılan toplantı) değildim. O yüzden spesifik olarak (Büyükelçi Bass’in) ne dediğini bilmiyorum. Ama şuna hiçbir şüphe olmamalı ki, ABD, bir NATO müttefiki ve IŞİD’e karşı koalisyonun kilit katkı sağlayıcısı olan Türkiye’yle işleyen yakın işbirliğine sahip olmaya devam etmek zorunda. O yüzden bu çok iyi ilişkiyi güçlendirmeye devam ettirmenin önemi açısından bizim perspektifimizden değişen hiçbir şey yok. Özellikle ikimiz de ortak düşman IŞİD’le karşı karşıyayken.”
GERÇEK DÜŞMAN IŞİD
Kirby, Davutoğlu’nun yanı sıra Erdoğan’ın YPG’yle işbirliğinden dolayı “ABD’yi suçlayıcı güçlü ifadeleri” için ne yorumda bulunacağı sorulduğunda ise ”İfadelerin güçlü olduğu tartışmasız. Bunlar Erdoğan’ın görüşleri ve kendi açıkladı. Ancak Türkiye’ye, ABD’ye ve bölgedeki diğer ülkelere yönelik ortak tehdit oluşturan IŞİD gibi bir grupla koalisyon olarak mücadele etme taahhüdümüz de eşit derece güçlü” diye konuştu. Kirby, “Burada hepimizin bulunmak zorunda olduğu taraf, IŞİD’le mücadele tarafı. Türkiye de bu tarafta” derken, Türkiye’nin bazı Kürt gruplarıyla ilgili endişelerini görüşmeye devam edeceklerini belirtti. Ve “en iyi dostların bile görüş farklılıkları olabileceğini” söyledi. Kirby, “Suriye’de Kürtler için ayrı, yarı özerk bir bölgeyi desteklemediklerini” bir kez daha tekrarlarken, “Gerçek düşman IŞİD” dedi ve herkesin enerjisini buna odaklandırmasını istedi.
TÜRKİYE KOALİSYONDAN ÇEKİLİR Mİ
Kirby, bu gerginliğin Türkiye’nin IŞİD karşıtı koalisyondan çekilmesiyle sonuçlanma riski olup olmadığı konusunda ise “Bu sadece Ankara’nın yanıtlayabileceği bir soru. Biz bunun olduğunu görmek istemeyiz” diye konuştu. Konuyla ilgili daha sonra bilgi veren üst düzey bir Amerikan Dışişleri yetkilisi ise Türkiye’nin koalisyondan çekilmeye hazırlandığı yönünde bir işaret görmediklerini belirtti.
NATO MÜTTEFİKİ VE CESUR KÜRTLER
Kirby, Erdoğan’ın geçen hafta ABD’ye yönelik “Ya Türkiye ya PYD” şeklindeki çıkışıyla ilgili “Bu taraf seçme meselesi değil. Türkiye’nin (IŞİD karşıtı) koalisyon üyesi olduğundan şüphe yok. Bizim NATO müttefikimize yönelik taahhütlerimizden de şüphe yok. Ama Suriye’nin içinde IŞİD’e karşı en güçlü savaşçıların Kürt savaşçılar olduğundan şüphe yok” diye konuştu.
Dışişleri Sözcüsü, Erdoğan’ın ABD’yi PYD ve Türkiye’yi eşitleyen bir yaklaşım içinde olmakla suçlamasına ise şöyle yanıt verdi: “Türkiye bir devlet ve NATO müttefiki. Bunu böyle kabul ediyoruz. IŞİD’e karşı önemli bir ortak. Bu bir ulus devlet ve öteki tarafta Suriye’deki etkili, cesur Kürt savaşçılar arasında eşitlik meselesi değil. Ama biz hem Kürt savaşçılara hem de Türk Hükümeti’ne sınırdaki gerginliği azaltmaları için adımlar atma çağrısı yaptık mı? Evet yaptık.”