Açlık Oyunları mı Algı Oyunları mı?
Açlık Oyunları' serisi, 'Alaycı Kuş-Bölüm 2'yle nihayete eriyor. Son bölümde isyanın simge kişiliği Katniss Everdeen, 'Diktatör Snow'u yok etme mücadelesine hız veriyor.
Radikal'den Uğur Vardan'ın filmle ilgili analizleri şöyle...
AÇLIK OYUNLARI: ALAYCI KUŞ BÖLÜM 2 (Not: 3/5)
Yönetmen: Francis Lawrence
Oyuncular: Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson, Liam Hemsworth, Sam Claflin
Yapım: 2015, ABD
Süre: 136 dk.
Evet, bir seri daha “Bize ayrılan sürenin sonuna geldik” diyor. Suzanne Collins’in çok satan gençlik dizisinin aynı adlı sinema uyarlaması ‘Açlık Oyunları’ (‘The Hunger Games’), malum tanımsız bir gelecekte diktatoryal bir oluşuma karşı isyan bayrağını açan genç bir kızın öyküsünü anlatıyordu. Seri üç kitaptan oluşmaktaydı, sinemasal versiyon ise son kitabın ikiye bölünmesi sonucu toplam dört filmle salonlara uğradı.
Bu hafta itibariyle gösterime giren ‘Açlık Oyunları: Alaycı Kuş, Bölüm 2’de meseleye son nokta konuluyor.
İsminin ilham kaynağı Thomas Hardy’nin romanı ‘Çılgın Kalabalıktan Uzak’ın kahramanı olan Katniss Everdeen, hatırlanacağı gibi önceki bölümlerde sistemin en önemli kitle uyutma hamlelerinden biri olan ‘Açlık Oyunları’nı kazanmış, daha sonra da ‘Başkan Snow’a karşı isyancıların safından mücadeleye katılmıştı.
AÇLIK OYUNLARI ALAYCI KUŞ BÖLÜM 2 FRAGMANI
Son bölümde, yavaş yavaş başkente doğru ilerleyen asiler kanadında beyin takımının (Başkan Coin ve yardımcısı konumunda Plutarch), Katniss’in popüler varlığı üzerinden propaganda tekniklerine başvurduğunu görüyoruz (Bu durum bence seriyi ‘Açlık Oyunları’ndan ‘Algı Oyunları’na dönüştürüyor).
Özetle, geçmişte ve şimdiki zamanlarda olduğu gibi gelecekte de ‘Diktatör’lerin eninde sonunda devrileceğine dair bir fikir cimnastiğine soyunmamızı sağlayan seri, aslında bir önceki adımda kimi sinyallerini yolladığı gelişmelerin ışığında sona ererken ‘Bölüm 2’ kimi aksiyon sahneleriyle dikkat çekiyor. Özellikle ‘Alien’la ‘Ork’ (‘Yüzüklerin Efendisi’ serisi) tasarımlarını çağrıştıran ‘Mutta’ların saldırısı bölümü, heyecan dozajı bakımından ilgiye değerdi.
Peki, seri geride ne türden izler bıraktı? Bir kere özellikle son adım sayesinde Philip Seymour Hoffman’ın, perdeye suretini son kez aksettirdiğini gördük. Jennifer Lawrence belki ‘Umut Işığım’la Oscar’a bile uzandı ama kitleler nezdindeki asıl tanınırlığı bu seriyle elde etti, yani ‘Açlık Oyunları’nı sinemada olduğu kadar hayatta da o kazandı. Bir de şu noktanın altı çizilebilir: ‘Batı toplumları’, ‘Diktatörlere karşı mücadele’ anlamında beyazperdedeki bu ‘sevimli isyancı karakterler’ üzerinden bir simülasyon gerçekleştirmiş oldu.
Öte yandan ‘Açlık Oyunları’ sona ererken bayrağı ‘Uyumsuz’ ve de ‘The Maze Runner’ serilerine devretti, artık oradaki ‘Asi’ gençlerin neler yapacaklarına dikkat kesileceğiz...