Adalet Bakanı o soruya yanıt veremedi: Neden Dilruba tutuklanırken Dilan Polat tahliye edildi?
Dilan Polat'ın tahliye edilmesi: Yargıyı serbest bırakalım, yargı işlesin
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İzmir'de Dilruba Kayserilioğlu'nun sokak röportajında kullandığı ifadeler nedeniyle tutuklanmasına ilişkin, "Tutuklamaya yer olup olmadığına karar verecek olan kişi, dosyaya bakan hakimdir.
Hakimin verdiği karar beğenilmiyorsa bu konuda bir üst mahkemeye itiraz edilebilir" dedi. Bakan Tunç, "Sokak röportajları yasaklanıyor mu?" şeklinde propaganda yapılmaya çalışıldığını belirterek, "Sokak röportajları niye yasak olsun? Kişiler, medya kuruluşları ve sosyal medyadan yayın yapanların, sokaklarda röportaj yapmasının herhangi bir sakıncası yok.
O röportajda terör propagandası yapıyorsanız, şiddete teşvik varsa, suç teşkil eden ifadeler olursa sokak röportajlarının yasaklanması değil, o ifadeleri kullanan kişinin yargılanması söz konusu olabilir" ifadelerini kullandı. Tunç, Dilan Polat'ın tahliyesine ilişkin eleştirilerin hatırlatılması üzerine, "Dosyanın içeriğiyle ilgili bilgisi olmadan 'Neden serbest kaldı? ya da 'Neden tutuklandı?' şeklindeki ifadelere varmak, bunları söylemek doğru olmaz. Burada yargıyı serbest bırakalım, yargı işlesin" şeklinde konuştu.
CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Tunç, TBMM'nin son oturumunda yaşanan kavganın kendilerini üzdüğünü, bu tür manzaraların olmaması gerektiğini söyledi.
Tunç, TBMM'nin çalışma usul ve esaslarını belirleyen bir iç tüzüğü olduğunu ifade ederek, "İç tüzüğe uygun şekilde hareket edildiğinde bu tür olaylar gerçekleşmez. Bazı milletvekilleri iç tüzüğe aykırı hareket ederek bu tür olaylara sebebiyet verebiliyorlar. O kürsü, her düşüncenin ifade edilebileceği bir kürsü ancak iç tüzükte de kaba ve yaralayıcı sözlerin söylenemeyeceği, bu sözlerin bir yaptırımla karşı karşıya kalacağı şeklinde hükümler de mevcut." diye konuştu.
Meclis'te geçmiş yıllarda da kavgalar yaşandığını ve bir milletvekilinin hayatını kaybettiğini belirten Tunç, "Kürsüden konuşan kişi (Ahmet Şık) bu tür bir olaya sebebiyet vermek istediğini açıkça gösteriyor. Bu tahrike kapılmamak gerekir. Orada milletvekillerine 'Sizler teröristsiniz' derseniz bu bir eleştiri değil artık bu bir hakaret. İç tüzüğe göre de cezai müeyyide gerektirecek bir husus. Orada onu dinleyenler, karşısındaki kişi kendilerine terörist dendiğinde, ifade özgürlüğünü aşacak şekilde konuştuğunda bu tür olaylara sebebiyet veriliyor. Vermemek gerekir, herkesin sorumlu davranması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Tunç, Bakan Şimşek'in istifa ettiği iddialarının ekonomiyi olumsuz etkilemek için ortaya atılan "kasıtlı iddialar" olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi:
"Şu anda uygulanmakta olan ekonomik bir program var. Enflasyonu tek haneye düşürmeye yönelik bir çaba var. Enflasyon, AK Parti'nin iktidara geldiği ilk yıllarda çift haneliydi. Enflasyonu tek haneli rakamlara düşüren bir iktidarız. Sonrasında pandeminin getirdiği sıkıntılar, 6 Şubat depremleri ve çevremizdeki savaşlar, ekonomimizi ve dünya ülkeleri arasında da en fazla bizi etkiledi. Dolayısıyla enflasyon çift haneli rakamlara yükseldi. Şimdi yeni bir program uygulanıyor. Hazine ve Maliye Bakanımız ile Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz bu programla ilgili büyük çaba içerisindeler. Göstergeler de iyi bir noktaya doğru gidiyor."
Şimşek'in istifa ettiğine yönelik iddialarla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının dün akşam bir soruşturma başlattığını hatırlatan Tunç, "İstifa söylemleri kasıtlı bir yaklaşım. Türkiye ekonomisi eski tek haneli enflasyonun olduğu, halkın alım gücünün artmaya devam ettiği günlere geri dönmesin, ekonomi düzelmesin, sonrasında iktidar, hükümet yıpransın düşüncesiyle yapılan açıklamalar olduğu kanaatindeyim. Bu ülkemize fayda getirecek bir politika değil. Siyasetçilerin de bu konuda sorumlu davranması lazım." ifadelerini kullandı.
"Sokak röportajları niye yasak olsun?"
Tunç, sokak röportajı sırasında kullandığı ifadeler nedeniyle bir kadının tutuklanmasına ilişkin soru üzerine "Kamuoyuna yansımış bazı soruşturmalar bakımından buradan Adalet Bakanı olarak söz söylediğimiz zaman yargıyı etkileyebilir." dedi.
Gündeme gelen bazı olaylardan sonra tutuklama gerçekleştiğinde sosyal medyada tepkiler oluştuğuna işaret eden Tunç, şöyle devam etti:
"Geçmişte cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlü oranı yaklaşık yüzde 40 civarındaydı, şu anda yüzde 14'lere kadar indi. Cezaevlerindeki hükümlü ve tutuklu oranı, tutuklu ve tutuksuz yargılama bakımından önemlidir. Tutuklu sayısında azalma var. Her olayda hemen tutuklama söz konusu olmuyor. Bazı konularda da neden tutuklama olmadı şeklinde halkta infial olduğu durumlar oluyor. Dosya kapsamını, suçun alt ve üst sınırları bakımından tutuklamaya yer olup olmadığına karar verecek olan kişi dosyaya bakan hakimdir. Hakimin verdiği karar beğenilmiyorsa bu konuda bir üst mahkemeye itiraz edilebilir".
Tunç, "Sokak röportajları yasaklanıyor mu?" şeklinde propaganda yapılmaya çalışıldığını belirterek, "Sokak röportajları niye yasak olsun? Kişiler, medya kuruluşları ve sosyal medyadan yayın yapanların, sokaklarda röportaj yapmasının herhangi bir sakıncası yok. O röportajda terör propagandası yapıyorsanız, şiddete teşvik varsa, suç teşkil eden ifadeler olursa sokak röportajlarının yasaklanması değil, o ifadeleri kullanan kişinin yargılanması söz konusu olabilir. " ifadelerini kullandı.
Dilan Polat'ın tahliyesi
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından yargılanan Dilan Polat'ın tahliyesine yönelik eleştirilere ilişkin Tunç, şöyle konuştu:
"Savcılarımız bu soruşturmayı titizlikle yürüttüler. Burada, özellikle kara paranın aklanması suçu, yasa dışı bahis, bu suçlar mali suçlar, vergi suçları. Bunlarla ilgili yargının özellikle başvuracağı kaynak ve araştırılmasını bilirkişi sıfatıyla teknik raporları alabileceği yer MASAK. MASAK'tan gelen ön raporlarla bir soruşturma ilerletildi. Sonrasında detaylı inceleme MASAK tarafından yapıldı. MASAK raporları, orada belirtilen hususlar çerçevesinde mahkemenin vermiş olduğu bir karar söz konusu.
Dosyada şüphelilerin hepsinin serbest bırakılması gibi bir durum söz konusu değil. Dosyanın içeriğiyle ilgili bilgisi olmadan 'Neden serbest kaldı? ya da 'Neden tutuklandı?' şeklindeki ifadelere varmak, bunları söylemek doğru olmaz. Burada yargıyı serbest bırakalım, yargı işlesin. Suç şüphesiyle bu soruşturma açılmıştır ve dava da açıldığına göre birtakım kuvvetli deliller ortada. Kimin o dosya kapsamında tutukluluğunun devam edeceğine, kimin devam etmeyeceğine de ortaya çıkan deliller ışığında, bilirkişi raporları, MASAK raporları çerçevesinde karar verecek olan yargı."
"22 yıldan bu yana sessiz devrim sayılan reformlara imza attık"
Bakan Yılmaz Tunç, sosyal medyada, adil yargılamalarla ilgili endişelerin ve kuşkuların dile getirilmesine ilişkin, güvenilir adalet sisteminin tesisi anlamında 22 yıldan bu yana "sessiz devrim" sayılan reformlara imza attıklarını, temel kanunların tamamını yenilediklerini, TBMM'nin bu anlamda yoğun çalıştığını belirtti.