Akit gazetesi yine Danıştay’ı hedef gösterdi
Yeni Akit gazetesi ise geçmişten hiç ders almamış olsa gerek, yine Danıştay’ı hedef gösterdi.
Danıştay savcısı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) türban serbestliğinin anayasada yer alan “laiklik ilkesi”ne aykırı olduğunu belirtti.
Danıştay 2. Dairesi ise, TSK’da türban serbestliği getiren düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemini 1'e karşı 4 üyenin oyuyla reddetti.
Hükümete yakın Yeni Akit gazetesi ise geçmişten hiç ders almamış olsa gerek, yine Danıştay’ı hedef gösterdi.
Akit’in “Bu kimin savcısı?” başlıklı sürmanşetinde, “Provokatif andımız kararının yankılan sürerken, TSK'daki başörtüsü serbestliği getiren düzenlemenin iptali için Danıştay'a açılan dava, vesayetçi zihniyeti ifşa etti. Yüksek yargıda hâlâ varlığını sürdüren vesayetçi zihniyet, 28 Şubat'ın özlemini çekiyor” ifadeleri yer aldı.
İşte o gazete:
DANIŞTAY SALDIRISI
Film makarasını biraz geriye sarıp, olayı en baştan anlatalım:
Danıştay 2. Dairesi üyeleri 17 Mayıs 2006’da saldırıya uğradı. Alparslan Arslan adlı saldırgan, Danıştay 2. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldürdü, aralarında daire başkanı Mustafa Birden'in de yer aldığı dört üye ise yaralandı.
Danıştay saldırısından sonra ifadesi alınan Alparslan Arslan, saldırıdan önce Danıştay üyelerinin fotoğraflarını “İşte o üyeler” manşetiyle yayımlayan Vakit gazetesini ve Mustafa Birden’in telefonunu, FETÖ’nün lideri Fethullah Gülen’in amcasının oğlu Kemalettin Gülen’in kendisine verdiğini itiraf etmişti.
Bugün Yeni Akit adını alan dönemin Vakit gazetesinin hedef gösterilmesiyle, Danıştay hakimlerine saldırı düzenlenmişti. Bu saldırıdan sonra yaşananlar da yakın tarihimizin kritik dönemeçlerinden birini oluşturuyor.
Mesela; Danıştay davasının Ergenekon’a bağlanması çok kritikti! Zira, “silahlı bir terör örgütünden” bahsediliyor ancak ortada silahlı bir eylem yoktu. Bunun için Danıştay cinayeti davası, Ergenekon’a bağlatıldı.
Böylece Ergenekon bir “silahlı terör örgütü” davası haline getirildi. FETÖ’nün savcıları artık rahattı. Keza, Danıştay davasının Ankara’daki yargılamasında “ceza” alan isimler de, Ergenekon’da “beraat” ettirilecekti.
Belli ki; Yeni Akit kendi tarihinin karanlık sayfalarından, kendisine hiç ders çıkarmamış.
12 yıl sonra Danıştay 8. Daire'yi “Andımız kararı” üzerinden Danıştay 2. Daire’yi ve savcıyı ise TSK’da türban serbestliği üzerinden yine hedef gösteriyor.