Alevilik Tarihi Eser mi ki Kültür Bakanlığına Bağlanıyor?
Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Muharrem Erkan, Alevi açılımının “göstermelik bir girişim’’ olduğunu söyledi. Erkan, “Alevilik bir tarihi eser mi ki Kültür Bakanlığı’na bağlanıyor?’’ dedi.
Karadeniz Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Muharrem Erkan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim öncesindeki Alevi açılımını, “göstermelik bir girişim” olarak değerlendirerek “Geçen 20 yılda, sözde kalan bu tür girişimleri çok gördük” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevleri Başkanlığı” kurulacağını, cemevlerinin buradan yönetileceğini ifade etti. Karar, Alevi yurttaşlar arasında “kayyum” tartışmalarına yol açtı. Erkan, “Alevilik bir tarihi eser mi ki Kültür Bakanlığı’na bağlıyor?” sözleriyle Erdoğan’a tepki göstererek “Biz Aleviler laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti temelinde eşit yurttaşlık istiyoruz. Ancak mevcut siyasi iradenin Aleviliği ve Alevilerin haklı taleplerini görmek istemediğini, daha önceki yıllarda olduğu gibi kendi Alevi inancını deforme, özünü kaybettirme, Aleviliği bir yerlere bağlama, yedekleme, bir yerlere çekme, bölüp, parçalama gayretinde olduğunu gözlemliyoruz” dedi.
"YİRMİ YILDIR DEĞIŞMEDİ"
Erkan, Aleviliği salt kültür temelinde ele almanın, Aleviliği yok saymak ve asimile etmek anlamına geldiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Alevilik bir inançtır ve Aleviliğin kendi inanç sistemi içerisinde bir kültürü, inanç sistemi, düşünce biçimi vardır. Aleviliği, Alevilerin haklı taleplerini anlamaktan ve çözüm üretmekten uzak bir siyasi irade ile karşı karşıya olduğumuzu bizler 20 yıldır biliyoruz. Biz Aleviler anayasamızın 2. maddesinde belirtilen ‘laik devlet’ yapısının önemli olduğu hiçbir inanca ayrımcılık uygulamadan, devletin dininin olamayacağını ancak akıl sağlığı yerinde olan bireylerin inanıp inanmama iradesi o kişiye bağlı olduğunun bilincindedir. İnanç özgürlüğünün her vatandaş için korunması gerekmektedir.” Erkan ayrıca seçim öncesinde Alevilere yönelik hizmetlerin bir “lütuf” gibi sunulmasını, bu inanca ve mensuplarına yönelik bir ayrımcılık olarak algıladıklarını da kaydederek “Ötekileştiren, ayrıştıran, yok sayan, bölüp parçalayan asimilasyon politikalarının süslenip, boyanıp uygulanmaya devam ettiğini, Alevilere yönelik inkârcı zihniyetin hiç değişmediğini net bir şekilde gözlemliyoruz.” dedi.