Alman Frankfurter Rundschau gazetesi: Türkiye Atatürk'ün yolunu terk ediyor
Frankfurter Rundschau gazetesi, yorum sütunlarında Türkiye'deki anayasa değişikliği referandumuna değiniyor.
"Türkiye'de siyasi liderlik açısından Erdoğan'ın alternatifi yok""Türkiye, cumhurbaşkanlığı sistemine geçerek cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün yolunu, yani ülkenin yüzünü Batı'ya ve moderniteye çeviren yolu terk ediyor. Demokrasinin ve kuvvetler ayrılığı ilkelerinden ayrılarak yüzünü Avrupa'ya, yüzünü Orta Asya'nın despotluklarına dönüyor. Bunun jeopolitik sonuçlarıysa şu an için hiçbir şekilde öngörülebilir değil. Ve açık görüşlü ve demokratik bir Türkiye görmek isteyen tüm Türklerin geleceği tıkanıyor."
Der Tagesspiegel gazetesi Türkiye'de siyasi liderlik açısından Erdoğan'ın alternatifi olmadığı görüşüne yer veriyor:
"Erdoğan Avrupa için zorlu bir diyalog partneri olsa da, kendisi birçok Avrupalı karar vericinin gözünde iki büyük avantaj sağlıyor: Birincisi, neredeyse bir yıldır mülteci politikasıyla ilgili verdiği sözleri tutuyor. İkincisiyse Erdoğan'ın darbe girişimlerinin, terör saldırılarının ve komşu ülke Suriye'deki çatışmanın sonuçlarının musallat olduğu Türkiye'de belli bir dereceye kadar istikrarı temsil ediyor olması. Görevden ayrıldığı takdirde, Türkiye'de dümeni devralacak ve Doğu'yla Batı'nın kesişim noktası olan bu önemli ülkeyi güvenilir biçimde yönetebilecek başka hiçbir politikacı görünürde yok."
Stuttgarter Zeitung‘ta ise başkanlık görevini üç gün önce devralan Donald Trump'ın başkanlık dönemine ilişkin bir yorum dikkat çekiyor:
"Yeni başkan, başkanlık yeminini ettikten hemen sonra, ilk başkanlık emrini imzalamak üzere alelacele büroya koştu: Barack Obama'nın sağlık reformunu ortadan kaldırma gücünü kendisine verecek, ne idüğü belirsiz bir kağıt parçası. Bu yalnızca, görevi henüz devraldığı başkandan kopuşu gözler önüne serme amacını taşıyan, yıkıcı ve plansız bir hareketti. Maalesef bunun böyle devam edeceğini varsaymak durumundayız. Yeni başkan fevri ve stratejiden yoksun biçimde hareket edecek ve bunu siyasi hedeflerden ziyade şov efektleri ve kişisel hassasiyetler güdüsüyle yapacak. Dünyanın önünde çetin zamanlar var."
Nürnberger Nachrichten gazetesi Avrupa'nın çeşitli sağ popülist partilerinin Almanya'nın Koblenz kentinde yaptıkları toplantıya değinerek Almanya İçin Alternatif'nin (AfD) gerçek yüzünü gösterdiğine dair analize yer veriyor:
"AfD'nin kendisini bu sefer Marine Le Pen ve Geert Wilders ile yan yana sunması, partinin sağa doğru kaydığını ve buna göz yumulduğunu gösteriyor: Jörg Meuthen gibi parti içindeki ılımlı isimler de bu kişilerle safların sıklaştırılmasını eleştiriyor, ancak bu eleştiride bulunurken aşırı sağdan gelecek oylara da sıcak bakıyor. AfD'nin gerçek yüzünü daha fazla teşhir eden şeyse, partinin Björn Höcke olayıyla ilgili harekete geçmemiş olması: Partinin Thüringen meclis grup başkanının geçen hafta Dresden'de yaptığı olağanüstü tehlikeli konuşması kusursuz biçimde, her yönüyle faşistçeydi. Partinin tarihi gerçekleri çarpıtan bu tarih öğretmenini birazcık azarlaması ama aynı zamanda bünyesinde tutmaya devam etmesi, AfD'nin hangi seçmenlerin oyunu almayı hedeflediğini de gösteriyor: Aşırı sağcıların."