Amca-yeğen cinayetinde iki ihtimal
İzmir’de amcası Turan Sert’le aynı evde cesedi bulunan Şeyma Soyuipek’in ailesi ilk kez konuştu. Sabıkalı amcanın, kiralık ev kontratı imzalamadığı için Şeyma’yı öldürmüş olabileceğini ileri sürerken, dede ise, bir uyuşturucu çetesini işaret etti.
İzmir Çiğli’deki bir evde, Şeyma Soyuipek (23) ve amcası Turan Sert (35), 24 Ocak’ta ölü bulundu. Olay yerini inceleyen polis, Şeyma’nın göğsüne, amcasının başına birer kurşun isabet ettiğini tespit etti. Cinayet mahallinde, bir miktar esrar ve sentetik uyuşturucu metanfetamin de vardı. İzmir polisi, amcanın yeğenini öldürdükten sonra intihar etmiş olabileceğini açıkladı. Maktüllerin Adli Tıp ön raporuna göre, Şeyma Soyuipek’in ‘yakın mesafeden tek kurşunla öldüğü’ dışında bir bilgi yok. Otopsi raporu önümüzdeki aylarda çıktığında, cinayetle ilgili soru işaretlerinin bir kısmı aydınlanacak.
‘DOSTU DA DÜŞMANI DA ÇOK’
Buca’daki evlerinde taziyeleri kabul eden Şeyma’nın gözü yaşlı ailesi ise, cinayetten sonra ilk kez Hürriyet’e konuştu. Hollanda’da yaşayan dede Mehmet Canik, “Turan’ın içeride dostu da düşmanı da çoktur. Uyuşturucu çetesiyle iki türlü de çatışmak istemiyorum” diyerek fotoğraf çekilmesini istemedi. Torunu ve Turan Sert’in ölümüne ilişkin ensest imalı haberlerin, ailenin onurunu zedelediğini söyledi. Dedesi, annesi ve kardeşi Şeyma’yı ve amca Turan Sert’i, şöyle anlattı.
DEDE MEHMET CANİK: “Damadım Mustafa, Hollanda’da kaçak çalışıyordu. 1999’da sınır dışı edildi. Hollanda’ya yeniden gelebilmek için memleketimiz Sivas Yıldızeli’nde soyadı değişikliği için dava açtı, ‘Soyuipek’ oldu. Kardeşi Turan Sert, 14 yaşında İzmir’e geldi. Burası büyük şehirdi, kendisi fakir. Akıl başta olmazsa, fakirlik her yola sokar. Kötü bir arkadaş çevresi edindi, ailesiyle bağlarını kopardı. Uyuşturucu bağımlısı oldu. Girmediği cezaevi kalmadı. Isparta, Burdur, Denizli... Foça Cezaevi’nden kaçtı, çiftlik yaktı. En son cinayetten hüküm giymişti. Beş ay önce çıktı. Turan’ın içeride dostu da düşmanı da çoktur. Uyuşturucu çetesiyle iki türlü de çatışmak istemiyorum.”
‘Kızılay’a düzenli kan verirdi’
KIZ KARDEŞ HATİCE SOYUİPEK: “Ablam Şeyma, Adnan Menderes Havalimanı’nda bir kafede çalışıyordu. Halamın oğlu Yafes Bozkurt, 23 Ocak’ta ablamı babaannemin Gediz’deki evine çağırdı. Ablam geceyi orada geçirdi. Turan amcam, babaannemde kalıyordu. Çiğli’de ev tutmak istediğinde, bekâr olduğu için vermemişler. Önce yeğeni Beyza Karaca’dan (16) yardım istedi. Onun yaşı tutmayınca, ablam da amcamın isteğini geri çevirmedi. İnternetten evi tuttu. Gediz’deki eve çağırma nedeni, ertesi gün birlikte gidip evin kontratını imzalaması içindi. 24 Ocak’ta ablamı, belindeki sorun nedeniyle önce hastaneye sonra da Çiğli’ye ev için imza atmaya götürdü. Ablam son anda imza atmak istemediği için olayların çıktığını düşünüyoruz. Düşmanlığımız yoktu. Amcamızdı sonuçta. Onun ölümüne de üzüldük. Evde bulunan uyuşturucu ile ablamın ilgisi yok. Ablam Kızılay’a düzenli olarak kan verirdi. Bağımlı olduğu iftiralarına en iyi cevap bu. 13 yaşından beri çalışıyor. Düzenli bir işi vardı. Kendi halindeydi, hayalleri vardı. Evin tüm beyaz eşyalarını, buzdolabından televizyona kadar ablam taksitle aldı.”
'ALTIN BULUP ZENGİN OLAAK DİYE TUTTU'
Şeyma'nın annesi Ayşe Soyuipek, olaydan bir gün önce kayınvalidesi Ümmühan Sert'in anlattıklarını şöyle naklediyor: Bana 'Oğlum tuttuğu evin karşısındaki dağda altın bulup getirecek. Yedi sülalemiz zengin olacak' dedi. Şeyma'ya da söylemiş. Dünya üzerindeki çiçeğimizi soldurdular" dedi.