Atatürk'ün Kurduğu Diyanet Cuma Hutbesinde Cumhuriyet ve Atatürk'ü anmadı
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhuriyet Bayramı’ndan 28 Ekim'de Diyanet’e bağlı tüm camilerde okunacak olan cuma hutbesinde, Cumhuriyet ve Cumhuriyet'in kurucusu Mustafa Kemal Atatürk anılmadı.
Hutbede, “Unutmayalım ki sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir toplum, ancak meşru nikahla kadın ve erkeğin kurduğu aile ile mümkündür” denildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, yarın camilerde okunacak cuma hutbesini yayınladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce Diyanet’e bağlı tüm okunacak olan hutbede Cumhuriyet ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e yer verilmedi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan hutbe şöyle:
"Yüce Rabbimiz, bizleri kadın ve erkek olarak yaratmıştır"
“Muhterem Müslümanlar; Yüce Rabbimiz, bizleri kadın ve erkek olarak yaratmıştır. Sonra da ruhlarımız sekinete ulaşsın, gönüllerimiz inşiraha kavuşsun diye bize aile olmayı bahşetmiştir. Aile, Cenabı Hakk’ın lütfettiği eşsiz bir nimettir. Hayatta sahip olabileceğimiz en değerli hazinedir. Aile, temiz bir neslin devamını, güvenli bir toplumun inşasını sağlayan en kadim kurumdur. İnancımızın, karakterimizin ve hayat tarzımızın şekillendiği en değerli okuldur. Aile, Allah’ın rahmeti ile korunan, onun bahşettiği çocuklar ile gelişen ve güzelleşen sevgi, huzur ve güven ortamıdır.
Aziz müminler; aile olmak, kadın ve erkeğin meşru nikahla bir yuva kurmasıdır. İki ömrün bir bütün olması, iki gönlün bir can olmasıdır. Aile olmak, Yüce Rabbimizin, ‘Eşleriniz sizin için bir elbisedir, siz de eşleriniz için birer elbisesiniz’ ayetine gönülden bağlanıp tıpkı bir elbise gibi örtücü, koruyucu ve uyumlu olmaktır. Aile olmak kadar, aileyi korumak da önemlidir. Aileyi korumak, eşlerin şefkat, merhamet ve sadakatle birbirlerine bağlanmalarıdır. Her türlü günah ve haramdan birbirlerini korumaları, iffet ve onurlarını muhafaza etmeleridir.
"Aile kurumuna yönelik fıtrata aykırı her türlü tahribatın hızla yayıldığı bir çağda yaşıyoruz"
Kıymetli Müslümanlar; aile kurumuna yönelik fıtrata aykırı her türlü tahribatın hızla yayıldığı bir çağda yaşıyoruz.
Ailenin insanın özgürlüğünü kısıtladığı, sorumluluk üstlenmeden tek başına yaşamanın daha cazip olduğu fikri özendiriliyor. Halbuki aile olmak, Yüce Rabbimizin emri, Peygamberimizin sünneti, insan fıtratının bir gereğidir. Nitekim Cenabı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: ‘İçinizden kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda, düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.’ Allah Resul’ü (s.a.s) ise bizleri aile kurmaya şöyle teşvik etmektedir: ‘Nikah benim sünnetimdir. Benim sünnetime uygun davranmayan benden değildir.’
"Allah’ın emrine ve fıtratımıza uygun, nezih bir aile hayatı yaşamaya gayret edelim"
Değerli müminler; yüce dinimiz İslam’ın hayat veren ilkelerine hep birlikte sımsıkı sarılalım. Allah’ın emrine ve fıtratımıza uygun, nezih bir aile hayatı yaşamaya gayret edelim. El ele, gönül gönüle vererek var gücümüzle aile kurumunu ve değerlerini ayakta tutmak için çaba gösterelim. Unutmayalım ki sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir toplum, ancak meşru nikahla kadın ve erkeğin kurduğu aile ile mümkündür.
Aziz Müslümanlar; ailenin kurulması, korunması ve güçlendirilmesi noktasında her birimize ayrı ayrı görev ve sorumluluklar düşmektedir. Bu doğrultuda müftülüklerimiz bünyesinde Aile ve Dini Rehberlik Merkezleri bulunmaktadır. Bu merkezlerde genci, yaşlısı, kadını ve erkeğiyle toplumumuzun bütün fertlerine, alanında uzman hocalarımız ve manevi rehberlerimiz tarafından aileye yönelik dini rehberlik hizmeti sunulmaktadır. Ayrıca Başkanlığımız tarafından yazılı ve görsel yayınlar marifetiyle aile konusunda toplumumuz nezdinde bilinç ve duyarlılık oluşturulmaya devam edilmektedir. Bu vesileyle Başkanlığımız tarafından aileye yönelik sunulan bu hizmetleri siz değerli kardeşlerimize bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Hutbemi, Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitiriyorum; ‘Ey Rabbimiz, eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.’”