Gelecek Partili Ayhan Sefer Üstün: Pelikan yapılanması ülkenin başına bela haline geldi
Pelikan yapılanması adını 1 Kasım 2015 genel seçimlerinde yüzde 49.5 oy alan eski başbakan ve dönemin AKP Genel Başkanı Prof. Ahmet Davutoğlu’na yönelik operasyonuyla duyurdu.
Gelecek Partisi’ni kuran Davutoğlu, bir konuşmasında, "Pelikan çetesi denilen çete, herkes tarafından malum oldu. Bu bildirinin arkasındakileri biliyorum, kimlerden talimat aldıklarını biliyorum. Beni istifaya zorlamak istenen bildiri beni Alman ajanı ilan ediyordu. Ben ne yaptım ki bu kadar ağır bir ithamla karşı karşıya kaldım” demişti.
Libya'da yaşamını yitiren MİT mensubunun cenazesini haberleştirdikleri için Odatv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan, Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve haberi yapan yerel gazeteci Hülya Kılınç ve Yeniçağ Gazetesi’nden Murat Ağırel’in geçen hafta tutuklamalarına giden süreçte de Pelikan’ın rolü gündeme geldi.
Pelikancıların sosyal medya hesaplarından gazetecileri hedef göstermesinden sonra düğmeye basıldığı iddiaları yapıldı. Erdoğan'ın eski danışmanı ve metin yazarı Aydın Ünal’da gazetecilerin tutuklanması konusunda sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada “MİT haberinin ötesinde bir hesaplaşmaya işaret ediyor” deyince Pelikan’ı işaret ettiği yorumları yapıldı.
Hülya Karabağlı - Medyafaresi.com Özel Haber
Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı, hukukçu, insan hakları savunucusu Ayhan Sefer Üstün, “Türkiye’nin son yıllarda gazetecilerin yargılanması ve tutuklanması konusunda önemli bir defosu oluştu. Henüz bu meseleyi halledememişken yeni mağduriyetlerin oluşması ülkeyi daha da zora sokmaktadır” dedi. Gazetecilerin basit sebeplerle soruşturmaya maruz kalmamalarının temel ilkeleri olduğunu belirten Üstün, “İlle de bir soruşturma açılacaksa yargılamanın tutuksuz yürümesi gerektiğini her vesile dile getiriyoruz. Aksine uygulamalar yeni mağdurlar ürettiği gibi ülkemize de büyük zararlar vermektedir” açıklamasını yaptı.
“Soruşturmaya, maruz kalmasını veya tutuklanmasını istedikleri insanları önceden hedef gösteriyorlar”.
Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, medyafaresi. com’un, Libya'da yaşamını yitiren MİT mensubunun cenazesini haberleştiren gazetecilere yönelik tutuklama kararlarında AKP içindeki Pelikan yapılanmasının rolü olduğu yönündeki bazı iddialar olduğu sorusunu yanıtladı. Pelikan ilk ortaya çıkışı ile bugünkü durumunun bir portresini çizen Üstün, “Arkasına büyük bir ekonomik, siyasi güç ve basın gücü aldıktan sonra burada durmayacakları belliydi. Şimdi ise yargı sahasına el attılar. Soruşturmaya, maruz kalmasını veya tutuklanmasını istedikleri insanları önceden hedef gösteriyorlar. Haklarında kara propaganda yapıyorlar hedef gösterdikleri insanlar bir sure sonar savcılığa davet ediliyor ifadeleri alınıyor, soruşturmalar açılıyor, bazen de tutuklamalar gerçekleşiyor” dedi.
Üstün’ün, sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Türkiye’nin son yıllarda gazetecilerin yargılanması ve tutuklanması konusunda önemli bir defosu oluştu. Henüz bu meseleyi halledememişken yeni mağduriyetlerin oluşması ülkeyi daha da zora sokmaktadır
Bizim temel yaklaşımımız gazeteciler basit sebeplerle soruşturmaya maruz kalmamalarıdır. İllede bir soruşturma açılacaksa yargılamanın tutuksuz yürümesi gerektiğini her vesile dile getiriyoruz. Aksine uygulamalar yeni mağdurlar ürettiği gibi ülkemize de büyük zararlar vermektedir.
“Burada durmayacakları belliydi; şimdi yargı sahasına el attılar”
Pelikan ilk ortaya çıktığında Ak Parti içerisine yönelik operasyonlar çekerdi ardından genel başkana ve ülkenin seçilmiş Başbakanına operasyon yaptı. Bu olaylar herkesin gözü önünde oldu. Siyasetçiler konuştu gazeteciler yazdı. Kendileri de bunu gururla kabul ettiler. Arkasına büyük bir ekonomik, siyasi güç ve basın gücü aldıktan sonra burada durmayacakları belliydi. Şimdi ise yargı sahasına el attılar. Soruşturmaya, maruz kalmasını veya tutuklanmasını istedikleri insanları önceden hedef gösteriyorlar. Haklarında kara propaganda yapıyorlar hedef gösterdikleri insanlar bir sure sonar savcılığa davet ediliyor ifadeleri alınıyor, soruşturmalar açılıyor, bazen de tutuklamalar gerçekleşiyor.
“Maalesef şuanda Pelikan ülkenin başına bela haline geldi”
Daha işin başında söylemiştik; Pelikan şuanda Ak Parti’nin başına bela oldu tedbir alınmazsa yarın ülke’nin başına bela olur diye. Maalesef şuanda Pelikan ülkenin başına bela haline geldi. Pelikan illegal bir yapılanmadır bu yapının niteliğini, boyutunu, derinliğini tam olarak göremiyoruz. Hangi niteliğe bürünmüş hangi boyuta metastaz yapmış bilemiyoruz.
Devlete ne kadar nüfuz etmiş onu da bilemiyoruz. Yapacağı tarafsız ve bağımsız bir soruşturma sonrasında bunu ancak yargı ortaya çıkarabilir. Yapılacak bir soruşturma sonucunda Pelikan’ın ulaştığı boyutu görebiliriz. Pelikan bugün için herkesin kabul ettiği illegal bir yapılanmadır. Kimse bu durumu inkar etmiyor. Haklarında her gün yazılar yazılıyor. Bu illegal yapıya Pelikan ismini başkaları değil kendileri takmıştır.
Kamuoyu Pelikan’ın varlığını kendi ağzından ve eylemlerinden öğrenmiştir. Pelikan artık iş adamlarını, gazetecileri, siyasetçileri hatta bakanları hedef gösterebiliyor. Şirketleri, vakıfları, dernekleri hedefe koyabiliyor. Bunun için bir kez daha çağrıda bulunuyoruz. Bu illegal yapıyı gün yüzüne çıkarmanın vakti geldi de geçiyor. Şeffaf olmayan yapıların Türkiye’ye neye mal olduğunu büyük acılarla tecrübe ettik. Sonradan ah vah etmenin anlamı yok …
---
Erdoğan'ın eski danışmanı ve metin yazarı Aydın Ünal, “MİT haberinin ötesinde bir hesaplaşmaya işaret ediyor”
Odatv’nin kapatılması ve yöneticilerinin tutuklanması sürecine ilişkin önceki gün değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın eski danışmanı ve metin yazarı Aydın Ünal, "AK Partili ya da 'reisçi' gibi görünen bir akıl Türkiye’yi hızla kaosa sürüklüyor" demişti.
Konuya ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden açıklama yapan Erdoğan'ın eski danışmanı ve metin yazarı Aydın Ünal, “MİT haberinin ötesinde bir hesaplaşmaya işaret ediyor” açıklamasını yaptı.
Sputnik’de yer alan haber şöyle:
AK Partili eski vekil, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
- AK Parti kurulduğu günden itibaren kendi siyasi alanını mükemmelen doldurduğu için alternatifleri oluşamamıştı. Son yıllarda AK Parti siyasi alanını daralttı ve boşluğu doldurmak için yeni partiler kuruluyor. AK Parti’nin siyasi alanının daralması, kifayetsiz muhteris örgütlerin ve trol zihniyetinin partiyi işgal etmesiyle başladı. Şu kurulan 2 yeni parti de AK Parti’den ayrılan değil, adeta AK Partiyi bölsünler diye malum örgütlerce ötelenen kadroların eseridir.
- Şimdi bu kifayetsiz muhterisler ve troller, yeni oluşumları kendi elleriyle ürettikleri ve AK Parti’yi böldükleri yetmiyormuş gibi, yanlış stratejilerle yeni partileri büyütecekler ve AK Parti’nin alanını daha da daraltacaklar. Samimi uyarı yapanları yine ihanetle suçlayacaklar. AK Parti’nin boşalttığı siyasi alanı tekrar doldurması elzemdir. Bu da en önce malum örgütlerin ve trol zihniyetinin tasfiyesiyle başlamalıdır. AK Parti kritik bir eşiktedir ve kuruluş kodlarına dönmezse kendi tasfiyesi kaçınılmazdır.
- Yüzde 35’lere varan kararsız seçmen kitlesi yeni oluşumlarla birlikte düşünüldüğünde AK Parti için alarm durumudur. Önlem alınmazsa, sadece AK Parti değil bir hayal, bir dava, bir fırsat heba olup gidecek, etkisi on yıllar boyunca sürecektir. Bugün “reisçi” gibi görünüp her samimi uyarıyı ihanetle suçlayan ve farklı her sesi engelleyerek bir de Türkiye’yi kaosa sürükleyen örgüt, hiç şüphesiz bunu bilinçli yapmaktadır. Bugün “reisçi” gibi görünenler dün liberal, solcu, Amerikancı, fetöcüydüler. Bugün Cumhurbaşkanı’nın arkasına saklananlar yarın yine dönecek ve başka gücün arkasına saklanacaklar. Onlar hep kazandı ve kazanacak; kaybeden biz olacağız, Türkiye olacak.
- Yaklaşan felaketi görüp susanların bir kısmının yeni oluşumlardan ikbal umduğuna şüphe yok. Ama samimi dava erlerinin A K Parti’nin karşı karşıya olduğu tehdide rağmen suskunluğu izah da edilemez af da edilemez. AK Parti giderse, muhayyilenizin ötesinde şeyler gider...
- Oda Tv’nin MİT haberi asla kabul edilemez. Şahsımla ilgili sıkça yaptıkları haberlerden de hoşnut değildim. Ancak gösterilen tepki MİT haberinin ötesinde bir hesaplaşmaya işaret ediyor. AK Partili ya da “Reisçi” gibi görünen bir akıl Türkiye’yi hızla kaosa sürüklüyor.