Ayşe Arman'ın mastürbasyon yazısına yorum yağdı!
Hürriyet yazarı Ayşe Arman, dünkü köşe yazısına gelen yorumları okurlarıyla paylaştı.
İşte o yorumlar;
Bir yazı yazdım, hayatım değişti! Binlerce mail okumak zorunda kaldım. Sakın zannetmeyin ki şikâyet ediyorum. Hayır, aksine bayılıyorum. Sadece hepsini bu sayfaya alamıyorum, yer yok çünkü.
Ayşe Arman, Hürrem’le hamama girdi tıklayın
Bu sefer, destekleyenler çoğunluktaydı. Bu sonuç beni de şaşırttı. Tedirgin olmaya gerek yokmuş meğer...
Ne tedirginliği!
Erkekler, bas bas bağırıp mastürbasyon sayılarıyla bile övünmeye çalışırken, bizimki, hele seninki ne tedirginliği? Benim de bunu keşfetmem ortaokul zamanlarımdı galiba. Harika bir ailem olduğu için bana cinselliği ve vücutlarımızı anlatan bir kitap almışlardı da, oradan öğrendim. Bizimki de, erkeklerinki kadar sıradan görülmeli. İnsanın bedenini tanıması ve dokunarak keyif alması müthiş. Ayrıca partnerden saklamayı da nerden çıkardın? Aksine, izlemekten hoşlanıyorlar.
(Pelin.)
Şahanesin. Alın benden de o kadar. Tamamen senin gibi düşünüyorum. Serin sular serptin yüzüme. Öpüyorum.
Ne annemden ne arkadaşımdan
24 yaşındayım. Bu yaşıma kadar, yakın çevremden, ne annemden, ne kız arkadaşlarımdan, senin yazdıklarınıza benzer bir şey duymadım. Ben mastürbasyonu ilk kez ortaokulda bir erkek arkadaşımdan duydum. Sınıfta şakalaşırken. Sonra keşfettim. İyi ki de etmişim. Seksle ilgili temel bilgileri neden ailemizden alamıyoruz? (Banu K.)
? Sana katılıyorum Banu, bence de zamanı geldiğinde, esas olarak annelerimizle konuşabilmeliyiz. Ne bizim için ne annelerimiz için utanılacak bir şey yok. Bu hayatımızın sorunsuz ve mutlu devam edebilmesi için gereken temel şartlardan biri. Ve ne yazık ki bizim gibi toplumlarda, kadınların mutsuzluğunun ana sebeplerinden biri bu, konuşamamak, açık olamamak...
Ayşe Arman, travestilerle buluştu tıklayın
OHA YANİ
Oha yani. Bir mastürbasyonunu yazmadığın kalmıştı. İğrenç, kepaze kadın!
Teşekkür ederim. Şunu da biliniz, yazmadığım başka şeyler de var, ben maraton koşucusuyum, onları da yazacağım. 30 yıl daha cezanız olacağım!
Cinsellik üzerine annemle konuşabiliyorum
22 yaşındayım. İstanbulluyum. Yaşıtlarımın sağlıklı ve aktif seks hayatları, ortalama 17 yaşında başlıyor. Benim çevremde herkes iyi kötü sevişiyor, biz ahlaksız kızlar da değiliz. Allah’tan artık, “Erkekler sevişir, kızların turşusu kurulur” ikiyüzlülüğünün pek olmadığı bir ortamda yaşıyoruz. Ben her şeyimi, evet cinsel hayatımı da, ilk sevişmemden son sevişmeme kadar annemle çok açıkça paylaşabiliyorum. Bu konuda da kendimi çok şanslı görüyorum. (Buket S.)
Ayşe Arman, otopsiye girdi tıklayın
Gerçekten de şanslısın. Ben her şeyi paylaşamadım, annem Alman’dı, açık fikirliydi ama bir yere kadar. Bir sürü şeyi gizledim, el yordamıyla kendim keşfettim. Kızımla başka türlü bir ilişki kurabilmek isterim. Fakat benim de tabularım var. Benim için de, seksin yaşanabilmesi için sevgi olması gerekiyor. Aşksız bir seksi doğal bulamıyorum. “Yaşarız, zevk alırız ama sonra da hayata devam ederiz” gibi bakamıyorum. Kafam hâlâ karışık o meselelerde.
Her şey ayıp her şey günah
Bu toplumda, her şey ayıp, her şey günah! Özellikle de biz kadınlara. Sonra da cinsellikten zevk almamızı bekliyorlar, iyi de nasıl? Her şey yasaksa, konuşmak bile ayıpsa, seksin nesinden, nasıl zevk alacaksın? O yüzden bu tür yazılar önemli, lütfen devam edin. Bana gelince, 30 yaşında evli bir kadın olarak diyebilirim ki, benim seks isteğim eşiminkinden çok çok fazla. Ben, bu anlamda fantezilere, seks hayatımızı hareketlendirecek her türlü aktiviteye açıkken, kocamın tutucu yaklaşımı beni bezdiriyor. Sadece bu sebeple ayrılmayı düşündüğüm oldu. Bu toplumda yaşayan bir erkek olarak aslında benim gibi bir kadına sahip olduğu için çok şanslı olduğunu da söylüyorum ama bu da işe yaramıyor. Bu tarz yazıları daha da cesaretle yazmaya devam etmeniz dileğiyle. (Melike T.)
? Sizi tebrik ediyorum, çok açık sözlüsünüz. Cinsellik konusunda bu kadar cesur düşünebilmek ve davranabilmek, bu ülkede bir meziyet. Hakikaten kocanız da şanslı. Kim bilir o nasıl yetiştirildi ki, bu konuda kendini rahat bırakamıyor. Kayıtlara geçsin, cinsellikten korkan sadece kadınlar değil, aynı zamanda erkekler de...
Cinselliğin mastırı
Bizler öyle bir ortamda yetiştik ki, mastürbasyon yaptıktan sonra tanrıdan 31 kere tövbe istiğfar ederdik. Hele kızlarımız! Lanetlendiklerine bile inanırlardı. Üç-beş sefer gusül abdestiyle bile temizlenemeyeceklerini sanırlardı. Mastürbasyonun cinsellik konularında mastır yapmak anlamına geldiğini çok geç fark ettik. (Emekli İmam Mehmet O. / Mösyö İmamın yazarı)
? Size özellikle teşekkür ederim. Çünkü “dinsellik” ve “cinsellik” birbirine karıştırıldığı zaman, genellikle kadınlar için korkutucu sonuçlar çıkıyor. Bu konuda destekleyici olmanız çok önemli.
KADIN BAĞIMSIZSA
Şimdiye dek Hürriyet’te okuduğum en güzel yazılarınızdan biri. Ben kadın değilim ama kadın erkek eşitliğinin, erkeğe ne derece kalite getirdiğinin yararlarını gören biriyim. Kadın ne derece bağımsızsa -bedensel ve beyinsel- erkeğine, o kadar onur verir. Önce beyninize sağlık, sonra dilinize ve en sonra da kaleminize. (Şinasi D.)
Evet haklısınız, nasıl en tabii hakkıysa erkeklerin mastürbasyon, kadınların da olmalı. Duygu Asena bunları yıllarca yazdı ve çok faydalı oldu. Benim de bir katkım oluyorsa ne mutlu bana.
Demek 51 ha!
Bugünkü yazınıza bayıldım. Çok da güldüm. Demek 51 ha! Belli bir sayının peşine takılmak beni eğlendirdi. Ülkenin her bir köşesinde kadınların bunu denemeye başladığını düşünmek hem komik, hem de çok memnun edici. E çünkü günlerini gergin, asık suratlı yaşayan insan sayısında azalma olurdu. Umarım denerler. Sırf denemelerinin bile birçok şeyi değiştirebileceğine inanıyorum. (Ayten.)
Temenniniz için sağ olun. Sizin gibi ben de cinsellik konusunda ilerleme sağladıkça insanların daha mutlu olacaklarına inanıyorum.
Mastürbasyon terapinin ev ödevi
Kültür olarak kadınlara öyle bir misyon yüklüyoruz ki; bu misyonun içindeki görevler silsilesi, “kulaktan kulağa” anlatılagelirken, kadın daha küçük yaşlarda kendi bedeninden utanmaya, korkmaya başlıyor. Mesleğim gereği bu utangaç, korkak kadınlarımızla çok sık karşılaşıyorum. Daha ilk geldikleri andan itibaren, “Eşim elinden geleni yapıyor ama sorun bende” diyerek cinsellikteki tüm yükü üstleniyorlar. Evlenmelerine rağmen aylarca, senelerce tam bir cinsel birleşme gerçekleştiremedikleri için, ailelerine niçin çocuklarının olmadığını açıklayamayan, ya da “Kadın doğum uzmanlarından yardım alıyoruz” diyerek “minicik beyaz yalanlar” söyleyen kadınlarımıza ve eşlerine tanık oluyorum. Cinsel organına “vajina” diyemeyecek kadar korkan, cesaret edip, bırakın dokunmayı, bir kez bile vajinasına bakmayan kadınlarımız var. “Önce kendi bedeninizi tanıyın” cümlesinin altında verdiğim ödevlerde, kendi vajinasına aynayla baktığında ilk hissettiği şeyin “korku” olduğunu söyleyen çok sayıda kadınımız var. Bu kadınlar, terapilerinin ilerleyen seanslarında, mastürbasyon sayesinde müthiş bir duyguyu yaşadıktan sonra da kendilerini sorgulamaya başlıyorlar. Ve asıl sorun, cinsellikte, bedenlerinin hangi noktalarına dokunulması gerektiğini, nasıl zevk alacaklarını eşlerinden ya da partnerlerinden öğreniyorlar. Oysa bunu kendilerinin keşfetmesi gerekiyor, bunu sağlayan araçlarından biri de mastürbasyon. Ayşe Hanım, bırakan konuşulmasını, üzerinde düşünülmesinin bile çoğu kez mümkün olmadığı bir konuyu yazarak milyonlara sunduğunuz için sonsuz teşekkür ederim.
(Psikolog Ülkü A.A.) Ülkü Hanım, şahanesiz. Ben domates ve yumurta yağmuruna tutulmuşken, konunun uzmanı olarak bana destek çıkıyorsunuz ya, kim tutar artık beni. Asıl ben teşekkür ederim.