Ayşe Öğretmenden AKP'li Özlem Zengin'e Çıplak AramaTepkisi
Çocuklar ölmesin diyen Ayşe Öğretmen Bize onursuz diyen Özlem Hanım’a neden 20 yıl sonra başörtüsünün çıkarılmasından bahsettiğini sormak istiyorum dedi
Kamuoyunda "Ayşe Öğretmen" olarak bilinen Ayşe Çelik, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in "ahlaklı, onurlu kadın çıplak aramayı açıklamak için bir yıl beklemez' sözlerine tepki göstererek; "Neden 1 yıl beklediniz" diyen Özlem Hanım'a; neden 20 yıl sonra başörtüsünün çıkarılmasından bahsettiğini sormak istiyorum" şeklinde yanıt verdi.
Telefonla bağlandığı Beyaz Show adlı programda “Çocuklar ölmesin” dediği için tutuklanan ve cezaevine girişte çıplak arama zorlamasına maruz kaldığını anlatan Ayşe Çelik "Bunları anlatmak çok zordu. Evet ben yaşamadım ama yaşayanları gözlerimle gördüm 65-70 yaşındaki teyzenin maruz kaldığı çıplak aramayı asla unutamam" dedi.
AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin'in Uşak Emniyet Müdürlüğü’nde çıplak arama iddialarını reddederek kullandığı, “Bu kurgusal bir harekettir. Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bir kadını çıplak arayacaksın, dakikasında bundan rahatsızlığını beyan eder” ifadelerine ilişkin tweet atan Ayşe Öğretmen; "6 aylık kızımın bezini açıp aradılar.
Beni de çıplak aramak istediler, direndim, kabul etmedim ama ne yazık ki tanık oldum. Yıllar geçti söyleyemedim. Sn #ÖzlemZengin siz bizim onurumuzu sorgulayacak son kişi bile olamazsınız. Utanç verici bir konuşma" ifadelerini kullandı.
T24'e açıklamalarda bulunan Ayşe Çelik yaşadıklarını şöyle anlattı.
"Sabah 7- 8 sularında Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan yeni cezaevine nakil olurken benimle beraber bütün kadın mahkumlar, arandıktan sonra kelepçelenerek ring aracına bindirildik. Yeni cezaevine getirildikten sonra hepimizi büyük bir salonda topladılar. Sayımızı net bilmiyorum ama tahminen 40 45 kadındık. Yolda getirilen kadınlar da vardı. Önce birer birer sonra ikişer ikişer kadınları odaya aldılar. Sıra bana gelince yaşlı bir teyze ile içeri girdik. Bana tamamen soyunmamı ve önünüzdeki kartonun üzerinden 'otur-kalk' yapmam söylendi
"İç çamaşırlarına kadar çıkar, kartona geç dediler"
Ben ne dediklerini anlamadım. 'Ne yapmam gerektiğini anlamadım' dedim. "Bak teyzenin yaptığını yapacaksın, kartonun üzerinde bacaklarını açıp 2 defa oturup kalkacaksın" dediler. Önce gözlerime inanamadım. Sonra "ben asla böyle bir şeyi kabul etmem. Bizi zaten aradılar öyle getirdiler" dedim. "Olabilir prosedür böyle" dediler. Israrla "iç çamaşırlarına kadar çıkar, kartona geç" dediler. Ben sinirden titremeye başladım. 'Bana bunu yaptıramazsınız' dedim defalarca.
Ben kabul etmeyince İçeri cezaevi müdürleri ve birkaç memur daha girdi. "İşimizi zorlaştırma, bunu yapmak zorundasın" dediler. Yetkili bir kadın sanırım müdür yardımcısıydı; bana tutanak tutacaklarını ceza alacağımı söyledi. Ben de 'ne yaparsanız yapın ama asla böyle bir onur kırıcı davranışı kabul etmiyorum; dedektörle arayın' dedim. 'Bunu yapmanıza asla izin vermem' deyince tamam diyerek normal bir şekilde aranıp X-Ray cihazına gönderildim. Çok öfkeliydim. 40- 45; kadın genç yaşlı çocuk demeden hepsi böyle arandı. X-Ray cihazından geçirilip bizi, koğuşlarımız belirlenene kadar büyük bir koğuşta tuttular."
65-70 yaşındaki teyzenin maruz kaldığı çıplak aramayı asla unutamam"
Bunları anlatmak çok zordu. Evet ben yaşamadım ama yaşayanları gözlerimle gördüm 65-70 yaşındaki teyzenin maruz kaldığı çıplak aramayı asla unutamam. Tacizden farkı ne? Hasta olan kadınların pedleri ve bazı iç çamaşırlar yerlerde, memurların ellerinde eldivenler o ortamı anlatmak mümkün değil. İnsanlık adına utanç verici bir durumdu yaşananlar.
Bunları neden şimdi söylüyorum? Çünkü gerçek olan bir durumun iktidar vekili hem de bir kadın tarafından 2.kez konuyu çarpıtması, yalanmış gibi algı oluşturmaya çalışması ve parmak sallayarak bizlere 'onursuz' demesi üzerine bunu söylemem gerektiğine karar verdim. Bunun karşısında susmayıp bu tweet'i attım.
Ben de bize "Neden 1 yıl beklediniz" diyen Özlem Hanım'a; neden 20 yıl sonra ruhsat yemini sırasında baş örtünün çıkarılmasından bahsettiğini sormak istiyorum."
Özlem Zengin’in o açıklaması: