"Aysel mi, Leyla mı?" Kürt siyasetinde radikal ayrışma!!! Hürriyet'ten ilginç analiz!!!
Şair Bejan Matur, 22 Temmuz seçimleri sonrası Leyla Zana ile Aysel Tuğluk'u karşılaştırmış, "Pozisyonlarını korurlarsa, bu, Kürt siyasetinde radikal bir ayrışmanın işareti olur" demişti. Söylem ve açılımlarıyla, Zana ve Tuğluk pozisyonlarını korudu, hatta
İşte, Kürt siyasetinin tepesindeki iki kadın ve temsil ettikleri yol ayrımının analizi...
DİYARBAKIR'daki PKK saldırısında ölenlerden Eren Şahin'in (18) geçen hafta Berat Camii'nden kalkan cenazesinde Aysel Tuğluk da vardı. Tepkilerden belki avluya girememişti ama dışarıdan acıya ortak olmaya çalışıyordu. Konuyu daha önce ilk gündeme getiren, 22 Temmuz seçimlerinden 5 gün sonra Zaman Gazetesi'nde yazdığı yorumla şair Bejan Matur oldu. DTP kanadında seçim kampanyasının en sert ismi Leyla Zana ile Kürt siyasetçilerden duymaya alışık olmadığımız yorumlarda bulunan Aysel Tuğluk'u karşılaştırarak şöyle yazdı: "Eğer taraflar pozisyonlarını korursa, bu durum Kürt siyasetinde radikal bir ayrışmanın işareti olur." O yazıdan sonra Kürtlerin takip ettiği birçok blogda bu konu tartışılmaya başlandı. İnsanlar, iki kadın üzerine konuşmaya, hatta zaman içinde taraf tutmaya başladılar. 6 ay sonra, en sonunda Bejan Matur da kendi dediğine geldi ve geçen hafta bir röportajında, "Sorunun çözümüne katkıyı Tuğluk'ta görüyorum, Zana'da değil" dedi. Bugünlerde, sadece o değil birçok Kürt, caminin dışında bekleyen Aysel Tuğluk'la, patlayan bombadan sonra hiç ortaya çıkmayan Leyla Zana'nın izlediği yol arasında bir seçim yapmaya çalışıyor. DTP'liler de, daha liberal bir siyaset anlayışıyla, Kürt milliyetçiliği arasında bir ayrıma doğru gidiyor. İşte daha da büyüyeceği kesin olan bu ayrışmada, başroldeki iki kadın...
Leyla Zana, bulunduğu her ortamda Kürt olduğunu üzerine basa basa hissettiriyorken, Aysel Tuğluk hem Kürt hem Alevi olarak iki kimlikli bir siyasetçi. Bu durum, onun birçok olayda daha objektif olmasını sağlayabiliyor. İkisi de geçmişlerinde mücadeleler yaşamış ama Zana, 10 yıl cezaevinde kalmasının da etkisiyle çok öfkeli. Daha milliyetçi. Hatta bazen ırkçılık derecesinde ayrımcı. Tuğluk ise liberal. Geçen ay Radikal Gazetesi'nde yayımlanan 'Pozitif milliyetçilik' başlıklı yazısında, "Hangi yakıştırmada bulunursanız bulunun, milliyetçilik politikada en tehlikeli araçtır" diyen Tuğluk, Zana çizgisindeki Kürt milliyetçilerini eleştiriyordu.
Her ikisinin siyasi geçmişinde de ailelerinin büyük ağırlığı var. Leyla Zana'nın eşi Mehdi Zana, evlenmelerinden bir yıl sonra Diyarbakır Belediye Başkanı seçildi. '80 döneminde cezaevine girip 14 yıl kalınca da, ailenin politik misyonunu Leyla Zana üstlendi. 30 yaşına girdiğinde, ilk Kürt kadın milletvekili oldu. 1994'te TBMM yemin töreninde Kürtçe yemin etti, tutuklanarak cezaevine gönderildi, 10 yıl içeride kaldı. Aysel Tuğluk ise Zana'nın aksine, gençliğinde siyaseten çok aktif değildi. 1999'da yakalanan Abdullah Öcalan'a avukatlık yapmaya başlayınca iş değişti. DTP'nin kuruluşunda görev aldı ve Ahmet Türk'le partinin eşbaşkanı oldu. Geçen yılki genel seçimlerde de, Diyarbakır'dan milletvekili seçildi.
Leyla Zana'nın politik duruşu, 20'li yaşları, iki çocuğuyla birlikte 14 yıl boyunca kocasının kaldığı cezaevlerini takip etmekle geçince, her geçen gün daha da keskinleşti. Kürtlerin, Türklerle birlikte cumhuriyetin kurucusu kabul edilmesini istiyor, eyalet sistemi öneriyor. Aysel Tuğluk ise Atatürk ve üniter yapı hakkında yaptığı açıklamalarla öne çıkıyor. Geçen mayıs Radikal Gazetesi'ne çıkan makalesinde, "Kurtarıcı motif, tarihsel imge Mustafa Kemal ve onun tarihsel eylemselliğinin büyüklüğü kendisini gösterdi ve gösterecek" diyordu. Misak-ı Milli sınırlarının korunması gerektiğine inanıyor. DTP'nin politikalarını, 'halktan kopuk' buluyor.
İkisi de İmralı'nın uzaktan desteğine sahip. Ancak Öcalan, Leyla Zana'nın cezaevinden çıktıktan sonra gördüğü ilgiden çekindi, geri çekilmesini istedi. Şair Matur'a göre, Zana da buna direnemedi ve kazandığı tüm gücü, aurayı, karizmayı Öcalan'a peşkeş çekti. Şimdi tüm enerjisini Öcalan'ın serbest bırakılması projesine harcıyor. Tuğluk ise bu ilişkiyi daha dengeli yürütmeyi başardı. Bunda, abisi Aytekin Tuğluk'un sağladığı manevi desteğin de rolü büyük. PKK'nın şimdiki yönetici kadrosu, daha çocuk yaşlarındayken sık sık Tuğluk'ların evinde buluşuyordu. İlk görüşmesinde, Öcalan, avukatı Tuğluk'a, "Demek o küçük ve zayıf esmer kız sendin" demişti.
Terör örgütü, Aysel Tuğluk'u bünye dışı, Leyla Zana'yı daha içlerinden biri olarak görüyor. Türkiye ile Irak arasında PKK elebaşlarının iadesi pazarlığı sürerken, Zana, "Haysiyetli hiçbir Kürt, kardeşlerini teslim etmez" diyordu. Tuğluk hakkında ise örgüte yakın bloglarda, Kürtlere ihanet ettiği yolunda suçlayıcı yorumlar yapılıyor. Abisinin ölmesinin ardından PKK'ya sinsice cephe aldığı yazılıyor. Ne hainliği kalıyor ne işbirlikçiliği.
Leyla Zana'nın çevresi daha radikal. Osman Baydemir, Selim Sadak, Fatma Kurtulan, Emine Ayna bu isimlerin başında geliyor. Tuğluk'un etrafı ise şimdilik biraz daha tenha. Kendisine en yakın duran isim, iki yıl beraber eşbaşkanlık görevi yaptığı Mardin Milletvekili Ahmet Türk. Tolga TANIŞ
Leyla Zana
Yaşı: 47
Doğum yeri: Diyarbakır.
Eğitim: Sadece bir yıl okula gitti. Okuma-yazmayı 19 yaşından sonra kendi öğrendi. İlkokul, ortaokul ve liseyi dışarıdan bitirdi.
Ailesi: Beş kardeşler. Babası, Devlet Su İşleri'nde çalışıyordu.
Meslek: Gazete idareciliği yaptı.
Medeni durum: 14 yaşında, babasının teyzesinin oğlu Mehdi Zana ile evlendi. Cezaevi günleri nedeniyle 33 yıllık evliliklerinin 24 senesini ayrı yaşadılar. Bir kız, bir oğulları var.
Aysel Tuğluk
Yaşı: 43
Doğum yeri: Elazığ doğumlu aslen Tuncelili.
Eğitim: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.
Ailesi: Üç kardeşler. Babası işçiydi. 7 yaşındayken öldü. 14 yaşındayken, abisi Aytekin Tuğluk, Elazığ Cezaevi'nde, sağ görüşlü tutuklular tarafından öldürüldü. Öteki abisi Atilla Tuğluk da, PKK üyeliğinden cezaevinde yattı.
Meslek: Avukat.
Medeni durum: Hiç evlenmedi. "Evlilik kadının intiharıdır" dedi. Hálá annesiyle yaşıyor.
Hürriyet