Bahçeli: Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirildi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın açılış töreninde konuştu. Bahçeli, "Yassıada'ya deli gömleği giydirilmiş, adaletin fişi çekilmiştir'' ifadelerini kullandı.
Bahçeli, "Yassıada'ya deli gömleği giydirilmiş, adaletin fişi çekilmiştir. Burada sadece 1950-60 dönemi yargılanmamış, irade ve egemenliğin yegane sahibi aziz milletimizin takdiri sorguya çekilmiştir. Demokrasimizin tarihi darbeler tarihidir. Halen darbeye umut bağlamak tedavisi olmayan bir virüstür" dedi.
Eski Başbakan Adnan Menderes, dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam edildiği Yassıada'nın adı, 2013 yılında Demokrasi ve Özgürlükler Adası'na dönüştürülmüştü.
Bahçeli'nin açıklamalarından satır başları şöyle:
"Yassıada'da hukuka deli gömleği giydirilmiş, adaletin fişi çekilmiştir.Burada sadece 1950-60 dönemi yargılanmamış, irade ve gemenliğin sahibi milletimizin takdir ve tercihleri de sorguya çekilmiştir. Yassıada'nın isminin değiştirilmesi maksadıyla 2013 yılında önemli bir adım atılmıştır. O tarihte Demokrasi ve Özgürlükler Adası ismi Yassıada'ya verilmiş, bu şekilde tarif edilmeye başlanmıştır.
27. Mayıs'ın 60. yıl dönümünde geçmişin kötü anıları geleceğin kutlu hedefleriyle berhava edilecektir. Cepheleşerek sonuç alamayacağımız görülmelidir. Çatışmanın sonu olmadığı bilinmelidir. 1950'li yıllara şerh düşen ideolojik kamplaşmalar, katılaşmış önyargılar, milli birlik ve dayanışma ruhumuza zarar vermiştir. Türkiye sosyal ve ekonomik türbülanslara müteakiben, siyasi çalkantılara kapılmış, darbe hazırlığına geçilmiştir. Ülkemizin on yıllarını çalmış, huzur, barış, güvenlik ortamında ağır hasaralar bırakmıştır.
"Sosyal barışa, siyasi uzlaşmaya değerli katkılar yapacağını düşündüğüm bugünkü açılışa şahsımı davet eden Cumhurbaşkanı'mıza teşekkür ediyorum. Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın bir iffet limanı halinde yarınlarımıza ışık tutmasını iliyor.
Demokrasi pek çok tanımının yanında tahammül sistemi, saygı rejimidir. Şartlar ne şeklide tezahür ederse etsin, milletin verdiği yetkiyi tekrardan alacak milletin ta kendisidir. Sandıktan çıkan sonuç zorla, baskı yoluyla, silah yoluyla tasfiye edilirse acıklı olaylar yeşerip yaygınlaşacaktır. Türkiye'nin son 60 yılında bu çarpıklığın pek çok misali vardır.
"Bereketli tepelerimizde koyun otlatan bir çobanımızla, üniversite ders veren bir hocamızın oyu da iradesi de birbir, aynıdır. Eşit, gizli, genel oy ilkesi demokrasinin can damarıdır. Akademik ve siyasi hayatta mühim bir yeri olan Rıfkı Salim Burçak, şu tespiti yapmıştı: Ne şekilde teşekkül ederse etsin, milletin iradesine saygılı olmadıkça, istikrarlı bir ülke kuramayız.
Sadık demokrasinin namusu olmakla birlikte, milletin egemenliğinin vasıtasıdır. Bireysel hak ve özgürlüklerin evrensel bir hak, demokrasinin ana birey olduğu benimseniyorsa sandıktan çıkan sonuça riayet de bir görev halini alacaktır.
"Kurmaca mahkemeler, cuntası eğilimler demokrasiyi kötürümde bırakmış, özgürlükleri sekteye uğratmıştır. Maalesef demokrasi tarihimiz aynı zamanda darbeler tarihidir. Bunun bugüne kadar uzanan yansımaları siyasi ve toplumsal hayatımıza düğüm üstüne düğüm atmıştır.
Her darbenin, her muhtıranın iç ve dış lobileri, karanlıkları vardır ve bilinmektedir. Darbe yanlış bir karardır ve zulümdür. Darbelerin çizeceği bir gelecek rotası kesinlikle olamayacaktır. Yassıada yıllardır demokrasi aygıtlarının, hukuk cinayetlerinin mihrakıyla anılmıştır. Demokrasi defalarca uçurumdan dönmüştür. Aslında uçurumdan dönen Türkiye'dir. Ancak darbecilerin bugüne kadar dikkate almadıkları bir gerçek varsa şudur: Yenemeyecekleri milletimizin bileği değil, soylu ve cesur yüreğidir.
"Şimdiye kadar bizim inancımız ve ilkesel beyanımız hiç değişmemiştir. Sandık milli iradenin beşiği, demokrasinin müstesna gücüdür. Aklından darbe geçiren, sandıkta bulamadığını sokaklarda arayan herkes kaybetmeye mahkumdur.
Türk milleti karamsarlığı itekleye itekleye milli uyanışı dürte dürte iradesine sahip çıkmış, kahramanlığın zirvesine tırmanmıştır. Demokrasi kamburlarını attıktan, bir ve beraber olduktan sonra 21. yüzyıl Türk asrı olacaktır.
İbni-i Haldun 'akıl sıhhatli bir ölçüdür' demişti. Biz aklın üstüne değil, meselelere bizatihi Türk aklıyla bakarız. Sonuna kadar da bakmayı sürdüreceğiz. Dünden ders alarak geleceğin muazzez günlerine şartlara ve olaylara körü körüne boyun eğmeyen Cumhur İttifakı'yla ulaşılacaktır. Geleceğin gücü Türkiye'dir.
"Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nın hayırlı olmasını temenni ediyorum, aziz milletimize samimi hizmet eden, taş üstüne taş koyan bütün kahramanlarımızı anıyorum. Merhum Başbakan Adnan Menderes'e, Fatin Rüştü Zorlu'ya, Hasan Polatkan'a Allah'tan rahmen diliyorum."