Baransu'nun eşi ilk kez konuştu
Tutuklu gazeteci Mehmet Baransu’nun eşi Nesibe Baransu, yaşadıkları zor süreci BUGÜN Pazar’a anlattı. Adaletin işleyeceğine ve bir gün ummadıkları bir anda tahliye edileceğine inancının tam olduğunu söyledi.
Nesibe Baransu, eşi Mehmet Baransu’nun karşılaştığı insanlık dışı tutumları bir kez daha gözler önüne serdi.
Mehmet Baransu 4 aydır tutuklu. Son dönemde tutukluluğundan ziyade tecrit durumu gündemde. Bu sıkıntılara en yakından siz şahit oluyorsunuz. Neler oluyor Silivri’de?
Bizim sürecimiz Metris’e girdikten sonra başladı bildiğiniz gibi. Metris’te direkt hücreye konuldu. Yaklaşık 65 gün kadar Metris’teydik. Akabinde ailesine ve avukatına herhangi bir bilgi verilmeden Silivri’ye sevki yapıldı. Silivri’ye sevki yapıldığı anda bizim için en sıkıntılı süreç başladı. Çünkü Mehmet Bey’in götürüldüğü 9 numaralı bina henüz faaliyete geçen bir bina değildi. Boş bir binaydı. İhtiyaçlarınızı karşılayabileceğiniz kadar bir donanıma sahip değildi. Onun dışında Mehmet Bey’in Silivri’ye sevki yapıldığı anda eşyalarına el konuldu?
Hangi eşyaları?
Yanında getirdiği her şeyi. Sadece üzerindeki kıyafetleriyle içeri alındı. Getirdiği radyosu, diğer kıyafetleri, defteri, kitapları…
Hepsine el konuldu. Hatta radyo cihazı tamamıyla parçalanıp bir sürü kontrolden geçirildi.
UZUN SOLUKLU SAVAŞ VERDİM
Bunun dışında cezaevi koşullarıyla ilgili nasıl sıkıntılarla muhatap oldunuz?
İlk günler karanlıkta geçti. Televizyonumuz yoktu, buzdolabımız yoktu. Bunları bizim tedarik etmemiz gerektiği söylendi. Yani cezaevinin size verdiği sadece ölmeyecek kadar yemek. Eğer paranız yoksa orada da açsınız. Dolayısıyla biz bu imkânları oluşturup ihtiyaçlarını tedarik ettik. Cumartesi Silivri’ye götürüldü. Hafta sonu görüş olmadığı için ben pazartesi günü yasal hakkımı kullanmak üzere Siliviri’ye gittim. Bana bu hakkımı kullandırmadılar. Şaşılmayacak bir durum tabii ki. Savcı Bey’le görüşmek istedim, görüştürmediler. Uzun soluklu bir savaş verdim.
O BİNA AYRI BİR CUMHURiYET
Tutuklulara ücret yatırılıyor, haftalık giderlerin karşılanabilmesi amacıyla. Ben Mehmet Bey’in ücretini yatırdım. Ücretini de yatıramayacağımı söylediler. ‘Niye’ diye sorduğumda ‘Emir böyle. Yoğunluk var’ dediler. Yaklaşık 6 gün sonra ücretini yatırdım ve görüşümü yapabildim. Görüş günlerimiz 3-4 hafta içinde oturdu. Yani o binayı ayrı bir cumhuriyet yapmışlar. Diğer binalardan çok bağımsız bir bina. Şahsa göre kural uygulanıyor.
TECRİT KAMUOYU BASKISINDAN SONRA BİTTİ
Medyaya da yansıdı, görüşmelerinizde sanırım sıkıntılar başladı daha sonra?
Bizim görüşmelerimiz saat 9-10 arası. Ben saat 8 buçukta orada oluyorum. Mehmet Bey düzenli olarak İstanbul’da çeşitli adliyelerde duruşması var denilerek götürülüyor. Bunlar faraza bilgiler değil, evet duruşması var; yalnız bu duruşmaların görüş gününde, görüş saatine denk getirilmesi elbette ki manidar. Uygulanan tecrit de kamuoyu baskısından sonra sona erdi.
BİR BAKIŞ FAZLA ATTIRMIYORLAR
En son dün (perşembe) konuştunuz sanırım. Nelerden bahsettiniz ya da genel olarak neler konuşuyorsunuz?
1 saat görüştük. Gardiyanlar da saat tutuyor, bir bakış fazla atma imkânın yok. Daha çok süreçle alakalı bu hafta neler yapılabileceğine dair istişare yapıyoruz. İstediği evraklar oluyor, onları tamamlamaya çalışıyorum. Çok hızlı geçiyor benim için hafta. İnanın uyuyamıyorum. Buraya da 1 buçuk saatlik uykuyla geldim.
BENİ YORGUN KARŞILIYOR
Bir rahatsızlığı var mı?
Sağlık olarak bir sıkıntısı yok. Manevi olarak da elhamdülillah… Ruhsal olarak da ben metanetli görüyorum Mehmet Bey’i. Bana diyorlar ki, ‘Siz mi Mehmet Bey’den moral alıyorsunuz Mehmet Bey mi size moral veriyor.’ İnanın onun duruşundan, gölgesinden dahi beslenebiliyorum. Tamamen onun hissettirdiği duygularla bir haftama yön verebiliyorum. Sadece mahkemesi olduğu zamanlar çok yorgun karşılıyor beni. Yapılmak istenen zaten çok verimli bir konuşma geçirtmemek.
DİK DURMAYA ÇALIŞIYORUM
Güç kaybı mı sağlanmak isteniyor?
Tabii ki öyle. Yoksa ben 10 saat de beklerim 1 saat de görürüm. Dediğiniz gibi güç kaybına uğratmak istiyorlar. Dolayısıyla karşındaki insanın beni hangi noktadan vurmayı arzu ettiğini bildiğim için daha dik duruyorum.
DUYGULARIM BAZEN DİP YAPIYOR
Evlenirken bu süreci göze almış mıydınız?
Arkadaşlar, çevredeki insanlar, ‘Biliyordunuz zaten’ diyorlar. Eyvallah, eh nihayetinde biliyorduk. Evlilik öncesi de biliyorduk bu süreçleri yaşayacağımızı. Ama insanlara şunu söylüyorum: ‘Bilmekle yaşamak arasındaki farkı yaşıyorum ben.’ Ben şu an o duyguyu tadıyorum. Tabii ki zor günler geçirdim. Zaman zaman dip yaptığınız, suyun yüzeyine çıkıp bir nefes aldığınız zamanlar muhakkak yaşıyorum. Ama maneviyatımız ve inandığımız değerler bu noktada size yetişiyor.
DÜNDAR’A VERİLEN DESTEK VERİLMEDİ
Bu süreçte gerek medyadan gerekse sivil toplum kuruluşlarından beklediğiniz desteği görebildiniz mi?
Hayır göremedik. Mehmet Bey’e yapılan operasyon tamamen yalnızlaştırmaya yönelik bir operasyon. Bu süreçte bir Can Dündar’a sahip çıkıldığı kadar Mehmet Baransu’ya sahip çıkılmadı. STK’larda ya da gazeteci arkadaşların bir kısmında kişiye özel muamele var. Can Dündar ile Mehmet Baransu meslektaş. Balyoz, Uludere ve MİT TIR’ları haberleri birbirinden farklı haberler değil. Üçü de aynı gazetecilik başarısıdır.
VALİZİMİZ HAZIRDI, BEKLİYORDUK
Mehmet Baransu’ya çeşitli zaman aralıklarında çeşitli nedenlerden gözaltılar oluyordu. Tutuklanmayla sonuçlanan gözaltı için böyle bir süreci bekliyor muydunuz?
Tabii. Bu süreç zaten bizim beklediğimiz bir süreçti. Bizim valizimiz hazırdı zaten. Dolayısıyla gözaltı yaptıkları zamanlarda böyle bir kaygı taşımadım. Yakalama kararı olduğunun farkındaydım. Fakat ev araması ciddi bir şey.
UMMADIĞIM BiR ANDA ZİL ÇALACAKTIR
Bu süreçte yalnız başınıza kaldığınızda ‘Bitsin artık bu esaret’ dediğiniz oldu mu?
Tabii ki diyorsunuz. Hatta şöyle bir algı oluştu bende: Mehmet Bey’in hiç ummadığım bir anda, hiç ummadığım bir günde bir kapı ziliyle tahliye olacağı ümidini de çok fazlasıyla taşıyorum. Belki de ümitlerin bittiği bir anda böyle bir kapı yeşerecek.
BALYOZ BİR KILIFTI
Mehmet Baransu Uludere haberlerinden de yargılanıyor. Bu yargılamaya bakışınız nasıl?
Mehmet Bey’in esasında AK Parti’yle ters düşmesi Uludere’den sonra başladı. Amaç Mehmet Bey’e tutukluluk vermek. Balyoz bir kılıftı. Mehmet Bey yargılandığı ve beraat ettiği bir davadan şu anda tutuklu. Dolayısıyla belki de mahkeme bize ilk duruşmada beraat verecek.
(BUGÜN Gazetesi Hüseyin Keleş)