Barış Manço anılıyor: Biz nasıl unuturuz seni!
Müzisyen, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Barış Manço, hayata veda edeli 22 yıl oldu. Usta sanatçı, ölüm yıldönümünde sevenleri tarafından anılıyor.
Barış Manço, İsmail Hakkı Manço ile Türk müziği sanatçılarından Rikkat Uyanık çiftinin çocukları olarak 2 Ocak 1943'te, Üsküdar'da dünyaya geldi. Anne ve babası 3 yaşındayken ayrılan Barış Manço, çocukluğunu babasının yanında geçirdi.
Kadıköy Gazi Mustafa Kemal Paşa İlkokulu'nda başladığı eğitimine Galatasaray Lisesi'nde devam eden usta sanatçı, babasının vefatının ardından Galatasaray'dan ayrıldı ve eğitimini Şişli Terakki Lisesi'nde tamamladı.
LİSEDEYKEN MÜZİK GRUBU KURDU
Anadolu rock ve pop müziğin önde gelen isimlerinden müzisyen, besteci, söz yazarı ve televizyon programcısı Mehmet Barış Manço 1999 yılında aramızdan ayrıldı. Türkiye'nin yetiştirdiği önemli sanatçılardan biri olan, yalnızca Türkiye'de değil, yurt dışında da yaptığı çalışmalarla adından söz ettiren Barış Manço vefatının 22'inci yılında yakınları ve sevenleri tarafından anılıyor. Peki Barış Manço kimdir? İşte usta sanatçının hayatı…
BARIŞ MANÇO KİMDİR?
Manço, ilk müzik grubunu 1958'de Galatasaray Lisesi‘nde okurken, "Barış Manço ve Kafadarlar" adıyla kurdu ve ilk bestesini "Dream Girl" adıyla çıkardı. Ünlü sanatçı, müzik hayatındaki ilk konserini de yine Galatasaray Lisesi'nin konferans salonunda verdi. "Harmoniler" grubuyla 1962'de ilk 45'lik plağını çıkaran Manço, henüz 19 yaşındayken yayımladığı bu albümde, İngilizce sözlü "Twist in USA" ve "The Jet" isimli iki parçaya imza attı.
Usta sanatçı, bu albümün ardından bir yıl sonra Belçika'da bulunan ağabeyi Savaş Manço'nun yanına giderek, Belçika Güzel Sanatlar Akademisine kaydoldu. Bu okulda resim, grafik, desen ve iç mimari okuyan Manço, bir taraftan da gece bekçiliği ve garsonluk gibi işlerde çalıştı.
Yabancı müzisyenlerden oluşan "Vahşi Kediler" grubuyla da bir süre çalışan Manço, 1964'te doldurduğu biri İngilizce, ikisi Fransızca üç şarkılık 45'liği Fransa'da yayımlandı. 12 Ocak 1965'te Paris Olympia Konseri'ni veren sanatçı, Mazhar Alanson ve Fuat Güner'in öncülüğündeki "Kaygısızlar" grubuyla 1967'de "Kol Düğmeleri"ni çıkardı.
Dönemin aranjman modasına tepki gösteren Barış Manço, "Kızılcıklar Oldu mu?", "Derule", "Kirpiklerin Ok Ok Eyle" gibi türküleri rock'n roll ve twist tarzlarında seslendirdi. "Sychedelic" müzik akımından da etkilenen grup, "Ağlama Değmez Hayat" şarkısıyla başarı yakaladı. "Altın Plak" ödülü kazanan bu albümün ardından Barış Manço ve Kaygısızlar, Fransa'ya gitti. Burada plak çalışması yapılsa da albüm uzun süre piyasaya sürülmedi ve Kaygısızlar ile yollarını ayıran Barış Manço, 1970'te yurda döndü.
PLATİN PLAK ÖDÜLÜNÜ KAZANDI
Sanatçının 1970'te bestelediği "Dağlar Dağlar" plağı kariyerinde adeta dönüm noktası oldu ve Manço'ya kariyerindeki tek Platin Plak Ödülü'nü kazandırdı. Dönemin ünlü müzisyenlerinden Cüneyd Orhon'un da eşlik ettiği plak, kısa sürede 700 bin sattı. Dönemin ünlü müzik gruplarından "Moğollar" ile de bir süre çalışan Barış Manço'nun, Anadolu turnesi sırasında otobüsü dinamitli saldırıya uğradı. Manço'nun saçlarının uzun olması dolayısıyla gerçekleştirildiği öne sürülen saldırıda sanatçılar yara almadı.
Antalya'da ise müzisyenlerden birinin yabancı uyruklu olması nedeniyle gözaltına alınan Barış Manço, ilk duruşmada serbest kaldı. Barış Manço daha sonra Moğollar'la yolları ayırıp "Kurtalan Ekspres"i kurdu. İsmini İstanbul'dan Güneydoğu'ya giden trenden alan Kurtalan Ekspres'in o yıllardaki kadrosunda Murat Ses, Nur Moray, Celal Güven, Özkan Uğur ve Engin Yörükoğlu gibi müzisyenler vardı. Grupta ayrılıklar yaşanırken Kurtalan Ekspres'e Manço'nun uzun yıllar birlikte çalışacağı Ahmet Güvenç ve Bahadır Akkuzu dahil oldu.
İNGİLİZCE ALBÜM YAYIMLADI
Askerliğini yedek subay olarak Polatlı ve Amasya'da yapan Barış Manço, daha sonra Kurtalan Ekspres'le Anadolu turnelerine çıktı. Barış Manço, ilk uzunçaları (LP) "2023"ü, 1975'te çıkardı. "Progresif rock" esintileri taşıyan albümde Cumhuriyet'in 100. yılı anısına bestelediği enstrümantal şarkısı "2023"ün yanı sıra "Yine Yol Göründü Gurbete" ve "Yol Verin Ağalar Beyler" gibi şarkılar beğeni topladı. Yurt dışında da başarılı olmayı hedefleyen Manço, Belçika'ya gitti ve 1976'da "Baris Mancho" adlı ilk İngilizce sözlü albümünü yayımladı.
"Yeni Bir Gün" albümünü ise 1979'da müzikseverlerin beğenisine sunan sanatçı "Hey" dergisinin, "Yılın Erkek Sanatçısı" ve "Yılın Albümü" ödüllerini aldı. Aynı yıl çıktığı Anadolu turnesinin tüm gelirlerini sağır ve dilsiz çocukların eğitimi ve tedavisi için bağışlayan Manço, daha sonra Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Kıbrıs'ta konserler verdi. Belçika'daki konserden dönerken 24 Ağustos 1979'da Edirne'de bir trafik kazası geçiren Manço, bir süre sahnelerden uzak kaldı ve 1981 yılının sonlarına doğru "Sözüm Meclisten Dışarı" albümüyle büyük beğeni topladı.
"Gül Pembe", "Ali Yazar Veli Bozar", "Alla Beni Pulla Beni" gibi hit şarkıların yanı sıra en iyi Türkçe sözlü rock şarkılarından "Dönence"yi de barındıran albümün pek çok şarkısı, bir süre TRT'nin denetleme kuruluna takılarak, televizyon ve radyoda çalınamadı. Halkla kurduğu bağı 1983'te "Estağfurullah Ne Haddimize", 1985'te "24 ayar", 1986'da "Sahibinden İhtiyaçtan" albümleriyle güçlendiren Manço, 1989'da "Darısı Başınıza", 1992'de "Mega Manço", 1995'te "Müsaadenizle Çocuklar", 1996'da "Live in Japan" albümlerini sevenleriyle buluşturdu.
"7'DEN 77'YE" PROGRAMINI TRT’YE KABUL ETTİRDİ
Daha önce kısa bir evlilik yapan Barış Manço, 1979'da Lale Çağlar'la dünya evine girdi ve çiftin "Doğukan Hazar" ve "Batıkan Zorbey" ismini verdikleri iki oğulları oldu. Usta sanatçı, sinema filmi olarak sadece yönetmen Oksal Pekmezoğlu'nun 1975'te çektiği "Baba Bizi Eversene" filminin başrolünde yer aldı.
Barış Manço, yaklaşık 15 yıl boyunca planladığı "7'den 77'ye" programı projesini, 1988'de TRT yönetimine kabul ettirmeyi başardı ve çocuklara öğütler verdiği "Adam Olacak Çocuk", yaşlılara saygının önemine dikkati çektiği "İkinci Kahvaltı", dünyayı dolaştığı "Dönence" ve Türkiye'yi dolaştığı "Dere Tepe Türkiye" gibi bölümleri olan programı, TRT 1, TGRT ve ATV'de 1988-1998 yılları arasında 10 yıl boyunca her pazar öğleden önce yayımlanarak, güç bir rekora imza attı.
5 AYRI KITADA 800 BİN KİLOMETRE YOL KAT KATETTİ
"Türk televizyonlarının ilk gezgini" olarak da gösterilen Barış Manço, 5 kıtada 140 değişik yörede 800 bin kilometreye yakın yol katetti ve 1990'da Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gelişinin 100. yılı dolayısıyla düzenlenen "Türk-Japon dostluğu" etkinlikleri kapsamında gittiği Japonya'da büyük bir coşkuyla karşılandı. Verdiği konserlerde şarkılarında Japonca sözlere de yer veren Barış Manço'ya "Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası" verildi.
Manço, buradaki konser kaydını da "Live in Japan" adıyla yayımladı. Türk dünyası ile de çok iyi ilişkiler geliştiren usta sanatçıya, Türkmenistan Devlet Başkanı Saparmurat Niyazov tarafından "Türkmen vatandaşlığı" verildi. Belçika ve Fransa da sanatçıyı birçok kez ödüllendirdi. Müzik hayatını anlattığı "40. Yıl" şarkısını besteleyen Barış Manço, bir döneme damgasını vuran şarkılarını yeniden düzenleyerek seslendirdi.
VEFATI
Barış Manço, 31 Ocak 1999‘da gece saat 23:30 civarında İstanbul'un Moda semtindeki evinde kalp krizi geçirdi ve kaldırıldığı Siyami Ersek Göğüs-Kalp-Damar Cerrahisi Hastanesi'nde aynı gece saat 01:30'da hayatını kaybetti. 1991 yılında Devlet sanatçısı unvanı alan Manço'nun cenazesi için devlet töreni düzenlendi. 3 Şubat 1999 tarihinde üzerinde Galatasaray bayrağı da bulunan Türk bayrağına sarılı naaşı Atatürk Kültür Merkezi'ne getirilerek tören düzenlendi, akabinde Levent Camisi'nde cenaze namazı kılındı ve Kanlıca'daki Mihrimah Sultan Mezarlığı'nda toprağa verildi.
ALDIĞI ÖDÜLLER
1980'de "Altın Orfe" Ödülü, 1987'de "Belçika Kültür Elçisi", 1991'de "Türkiye Cumhuriyeti Devlet Sanatçısı", "Hacettepe Üniversitesi Onursal Doktora ve Japonya Soka Üniversitesi Kültür ve Barış Ödülü", 1992'de "Belçika Krallığı Leopold II Şövalyesi Nişanı" ve "Fransız Kültür Bakanlığı Edebiyat ve Sanat Şövalyesi Nişanı", 1994'te Kocaeli Üniversitesi Barış Diploması, 1995'te Türkmenistan Cumhurbaşkanlığı Türkmen vatandaşlığı, Pamukkale Üniversitesi‘nden onursal doktora, "Japonya Min-On Vakfı Yüksek Şeref Madalyası", 1997'de "Belçika Liege Prensliği Onursal Hemşerilik Beratı"