Beren Saat: Vatan haini ve terörist ilan edildim!

Beren Saat yeniden tv’nin Youtube kanalında “Ayşegül Doğan Soruyor” programının ilk konuğu oldu. "Beş, altı yıl önce attığım bir tweet'ten dolyı vatan haini ilan edildiğim zaman çok incindim" diyen Saat, "Bu nefreti eğitmek, kitlesel düzeydeki öfkeyi yavaş yavaş iyileştirmek gerekir" dedi.

Beren Saat, dün Erzurum'da HDP mitingi öncesi çıkan olaylarda HDP seçim minibüsü şoförünün dövülüp ateşe verilmesine sosyal medyadan tepki göstermiş, "Erzurum'da HDP minibüsü kullanan şoförü yaktılar! Terörist diye diye halk terörist oldu! Nasıl bir nefret yarattınız bu altı üstü bir siyasi seçim.

Artık hedef göstermeyin ne olur... Ekmek alamaya giden çocuğun, şoförün, gazetecinin elinize bulaşan kanın hesabı o çok korktuğunuz öbür dünyada sorulur" diye yazmıştı. Beren Saat'in bu paylaşımı eleştirilmişti.

Pandemiden sosyal medya düzenlemesine, Netflix tartışmalarından dizi setlerinde alınan/alınmayan önlemlere, attığı bir tweet nedeniyle hedef gösterildiğinde yaşadıklarına kadar pek çok konuda değerlendirmelerde bulunan Beren Saat, şunları kaydetti:

“Pandemik bir hastalığın hiçbirimizde bir karşılığı yoktu. Bazı dünya liderlerinin bile çok fazla ciddiye almadığı, sonra o hastalığın onlara da gereken dersi verdiği bir şekilde başladı.

Hep beraber maddeden uzaklaştığımız, önceliklerimizin, sahip olmak istediklerimizin bambaşka şeyler olduğu, sahip olduğumuz tüm lüksten daha önemlisinin bahçemizdeki iki domatesin, iki biberin olduğu gerçeğini hep beraber algıladığımızda gündelik hayatın problemleri çok daha küçülmeye başladı. Kafamıza taktığımız duygusal dertler çok daha küçülmeye başladı.

Çünkü gerçek bir psikolojik savaşın ne demek olduğunu anladık. Gerçek bir ekonomik savaşın ne demek olduğunu anladık. 3-4 ay daha böyle giderse dünyada 30 milyon insanın açlıktan ölebileceği gibi haberlerle ve bu esas gerçekle yüzleşmiş olduk."

"Bir sosyal medya platformu olmayan Netflix’in o konuşmaya dahil edilmesini anlamadım"
Koronavirüs ile ilgili değerlendirmelerini, “Bu pandemik hastalık dünyanın bir savunma mekanizması. Doğa ananın çok bilinçli ürettiği bir yanı da var bu virüsün. Çocukları hasta etmeyen bir hastalık olması da enteresan.

Belli ki böyle savunma mekanizmalarıyla o da kendini savunuyor bizden. Çünkü dünyayla aramızdaki ilişki biraz fazla tek yönlü bir sömürüye döndü” diyerek sürdüren Saat, Netflix tartışması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sosyal medyaya dair açıklamaları içinse şunları söyledi:

“Bütün kanalların yönetimin özgürlükten uzaklaşmasıyla dünyanın lider platformlarından birinin, Netflix’in Türkiye’ye gelişi eş zamanlı oldu. Tam böyle nefes alacak yerimiz kalmadı dediğimiz anda yepyeni ve daha dünyalı bir sistem girdi ülkeye. Netflix ile lokal hikâyelerimizi daha geniş bir coğrafyada anlatabiliriz.

Bir sosyal medya platformu olmayan Netflix’in torba yasa gibi o konuşmaya dahil edilmesini anlamadım. ”

"Siber zorbalık vakalarıyla mücadele için denetlemeler olabilir"
Siber zorbalık vakalarıyla mücadele için tabii ki hukuki çözümler, birtakım yaptırımlar ve denetlemeler olabilir ama bence çözüm artık nefret söylemlerini, ötekileştirmeyi hayatımızdan çıkarıp, insanların birbirine karşı öfkesini ve hırsını azaltmak.

İnsanlara siber zorbalık yapmayacak bir sakinliği, dinginliği, pozitif eleştirmeyi öğretmek lazım. Bu örnek teşkil eden her figür için gereklidir. Bunu sadece liderler bazında söylemiyorum ama önce onlar, önce mecliste yumruklar atılmasın, düşünerek konuşalım.

"Terörist ilan edildim, çok incindim"

Attığım bir tweet nedeniyle vatan haini, terörist ilan edildiğim zaman çok incindim. 5-6 sene önce vatan haini ve terörist ilan edildim. O dönem çok incindiğim, zorlandığım bir zaman dilimiydi. Bu nefreti eğitmek, kitlesel düzeydeki öfkeyi yavaş yavaş iyileştirmek gerekir.”

“Bizim sektörde örgütlenmek, sendikalaşmak mümkün olmuyor!"
Beren Saat oyuncuların dizi setlerinde yaşadıkları sorunlarla ilgili olarak da şöyle konuştu:

“Bizim sektörde örgütlenmek, sendikalaşmak mümkün olmuyor! İlk durması beklenecek çalışma ortamlarından biri olmasına rağmen ilk başlarda durumun ciddiyeti anlaşılamadı, hazır herkes evde otururken daha çok rayting için fırsatçı hesaplar yapıldı. Ben artık bu sistemin bir parçası olmak istemiyorum.

Çünkü değişmeyen/değiştirilemeyen, birtakım insanların da ne yapalım diye teşne olduğu bir şekilde örgütlenemeyen, bir yandan hiç işi bilmeyen birtakım insanların alanı ele geçirmeye çalıştığı, birtakım farklı oyunlar ve hesapların olduğu dizi ve sinema sektöründe bir şekilde örgütlenilemiyor.

Böyle bir dönemde de örgütlenilemedi, önce insan sağlığı denildi ama önce kanal patronları diye bir cevap geldi.”