BirGün Yazarı Bahadır Özgür'den Dikkat Çeken Suikast Yorumu
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarıyla gündeme gelen Halil Falyalı'nın öldürülmesine ilişkin BirGün yazarı Bahadır Özgür dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddiaları ile gündeme gelen kumarhane işletmecisi Halil Falyalı, Girne'de silahlı saldırıya uğradı. Hastane kaynaklarından alınan bilgiye göre, Halil Falyalı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırıda Halil Falyalı'nın şoförü de öldü.
Peker'in uyuşturucu trafiğinin merkezinde olduğunu söylediği ve Kuzey Kıbrıs'taki yasadışı işlerde sıkça adı geçen Falyalı'nın suikastı sonrasında BirGün yazarı Bahadır Özgür, köşesinde dikkat çeken yorumlarda bulundu.
Falyalı cinayeti: Yeraltından gelen uğultu" başlığını taşıyan yazıda,"Yeraltının ağır bir taşı yerinden oynamışsa eğer yerüstünde de bir şeyler değişiyor demektir. Falyalı’yı öldürmeyi zorunlu kılan bir konsept işlemeye başladı ve süreç yeraltında değil, yeryüzünde nihayete erecek" değerlendirmesine yer verildi.
DÖNEMİN DÖRT DÖRTLÜK BİR FİGÜRÜYDÜ
Görkemli bir saldırıyla öldürüldü Halil Falyalı. Uyuşturucu ticaretinden kumarhanelere; kara paradan yasadışı bahise; şantaj kasetlerinden güçlü siyasi ilişkilere, dönemin dört dörtlük bir figürüydü. Bir yapı taşıydı. Haliyle yok edilmesini, kalan taşların da yerinden oynayacağının işareti saymalı.
Uğur Mumcu, “Papa-Mafya-Ağca” kitabında iki cinayetteki ortak tetikçiden hareketle, iki dünyaya -yeraltı ve yerüstüne- aynı anda bakılması gerektiğini söylemişti. Suikastların bir ucu uluslararası silah ve uyuşturucu ticaretine bağlanırken; diğer ucu Türkiye’nin iktisadi ve siyasi sorunlarından çıkıp, Vatikan’da düğümlenmiş bir finans kapital krizine açılıyordu.
İki dünyayı aynı anda görebilmeyi şöyle tarif ediyordu Mumcu: “Dünya çapındaki sanayi ve ticaret alanı nasıl ki çokuluslu şirketlerin egemenliğindeyse, yeraltı ticaretine de çokuluslu güçler hâkimdir. Bu iki çokuluslu yapı, yeryüzünde bazı noktalarda bir araya gelir, ortak yolları kullanırlar.”
Yani yeraltı, yerüstünün yozlaşmasının bir ürünü değildir. Aksine ortak bir evrende, simbiyotik halde yaşarlar.
FALYALI BÖYLE BİR CİNAYET
Türk mafyası’ da kendi karakterini, Türkiye’nin legal ticaretini belirleyen jeopolitik ve uluslararası mecburiyetler içinde kazandı. Belki bugün basit gelebilecek bu cümlenin, 1970’lerin çalkantılı zamanlarının ülkeyi kökten değiştiren bir sürece evrildiği günlerde yazıldığını unutmamalı. O yıllarda kurulmuş devlet düzeneğinde, iktisadi ve siyasi krizlerde ilk bozulan ve değiştirilen çarkların da daima karanlık yüze ait olduğunu hatırlamalı.
Yazının tamamı için tıklayınız