Bolton kitabın 95 sayfasını Erdoğan'a ayırmış

Medyafaresi.com özel haber- ABD Başkanı Trump'ın başına bela olan eski Güvenlik danışmanı Bolton'un kitabı yayınlanır yayınlanmaz Ankara'yı da kızdırdı. Dış Politika Uzmanı Serkan Oral, Bolton'un kitabını Medyafaresi.com için sayfa sayfa analiz etti.

İşte Serkan Oral'ın o analizi:

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Eski Danışmanı John Bolton'un kitabı Trump'ın yeniden seçilmemesi adına yazılmış izlenimi verirken, her yanı ile
Bolton'un kendisi, Amerikan dışişleri ve Amerikan diplomasisi adına kara lekelerle dolu.

Küreselci Bolton'un Beyaz Saray Anıları kitabı Ulusalcı Trump kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da hedef aldığı için Türk meslektaşlarının da canını sıktı.

Serkan Oral

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “ABD’li eski üst düzey yetkililerin, ciddi diplomatik görüşmeleri iç siyasi gündemleri için kullanmaları kabul edilemez.” dedi.

Haksız da değiller.

570 sayfalık kitabın tam 95 sayfası Erdoğan'a ayrılmış adeta. Türk kelimesi ve Türkler de 177 sayfada yer alıyor.

135 sayfası da doğrudan Türkiye ile ilgili yani Bolton kitabının nerdeyse yarısında Türkiye'yi konu edinmiş.

11 sayfada Ankara'nın adı geçerken hemen yanında da Moskova'yı zikrettiğini görüyoruz.

Bolton, "The Room Where It Happened: A White House Memoir" (Olayın Gerçekleştiği Oda: Bir Beyaz Saray Hatırası) isimli kitabında düşman gördüğü bu iki başkenti yan yana anıyor.

Rahip Bronson olayının perde arkası bu kez de Washington'dan dile getirilmiş oldu.

Bolton Türkiye'nin bu konudaki dik duruşu karşısında ancak ekonomik ve siyasi darbe vurulabilirsa rahibin serbest kalabileceğini inandıklarını söylüyordu. O günlerde dolar hızla değer kazanmıştı.

33 kez ifade edilen Halkbank da Türkiye'ye karşı koz olarak kullanılmıştı.
Bolton, Trump'ın Halkbank ile ilgili soruşturma sürecinde Türkiye lehine müdahale etmeye çalıştığını ve kendisinin de bundan duyduğu rahatsızlığı Adalet Bakanı William Barr ile paylaştığını yazdı.

Bolton aslında Beyaz Saray'da sadece görevli bir memur olarak Trump'ın yanında tüm görüşmelerde dinleyici konumundaydı.

Bolton uzun zamandır Amerika'da Türkiye ve Erdoğan aleyhindeki kesimlerin bir sözcüsü gibi değerlendirmeler yapmış Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı İtalyan diktatör Mussoliniye ve onun konuşmasını da Roma'daki balkondan halka hitap etmesine benzetmiş, burada güya küreselcilerin sürekli olarak diktatör yakıştırmasını Mussolini benzetmesi ile devam ettiriyor.

Erdoğan ile Mussolini'nin 20 ve 21. Yüzyıl'daki iki ayrı liderin bir benzerliği yok ama küreselciler eğer bir benzetme için uğraşıyorsa bir tek şu söylenebilir: Trump karşısında Erdoğan o kadar güçlü ki Mussolini'nin hayaleti Beyaz Saray oval ofiste hissedilmiş.

Bolton'un Trump'ın ihanetinin dışında bir Diplomat olarak meslektaşım dediği İbrahim Kalın'a yönelik sözleri de diplomatik cahilliğin ve diplomatik nezakete ihanetinin birer belgesi niteliğinde.

Kalın da tepki olarak, "Bolton'un kitabı hezeyanlarla dolu. Cumhurbaşkanımızla ilgili ifadelerin hiçbir objektifliği olmadığını görüyoruz. Bir yerlere mesaj vermek amacıyla bu değerlendirmeleri yaptığını düşünüyorum. Bunlar siyasi analizler değil, saplantılar. Türkiye'nin bir bölge gücü olduğunu hazmedemeyenlerin oluşturduğu bir dil üzerinden Cumhurbaşkanımızı analizi bir eleştiri değil, karalamadır" diyordu.

Küreselci Bolton, "Ulusalcı Trump ile Erdoğan'ın uluslararası en yakın dostlar" olarak konuları ele almasından kaynaklanan rahatsızlığı Erdoğan'a yönelik kirli sözleri ve radikal İslamcı değerlendirmelerini de Beyaz Saray'da ortaya atmaktan geri kalmıyordu.

Başkanın eski adamı bu kitabıyla sadece vefasızlığı değil kimi zaman Türkiye'de görülen yakın ihanetler çemberine adını böyle yazdırarak Trump'ı ve ailesini açıkça hedef aldı.

Suçlamalarla dolu temelsiz iddiaları da içeren kitaptaysa Amerikalı eski memurun savunduğu isimler arasında İsrail, Netanyahu, Fetullah Gülen ve tabii ki Ypg/PKKlı teröristlerin olduğunu görmek mümkündü.

Trump ile Erdoğan arasında geçen konuşmalarda da kendini kulak misafiri konumunda gören Bolton Trump'ın New York'taki bazı savcılarla ilgili Erdoğan'a söylediği "Bunlar Obama döneminden kalma savcılar" sözleri karşısında Birkaç adım geri atarak ağzı açık kaldığını ifade ediyor ve Trump'ın Yani kendi başkanının da sözlerini saçmalık olarak nitelendirerek kasım ayı öncesinde Trump'ın başkanlık adaylığı ile ilgili oval ofisten bir darbe vurmayı hedefliyordu.

Kitap boyunca özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili birçok bölümün o güne ait olmadığı da öyle anlaşılıyor ki demokratların ve Obama döneminin Yani bugün Biden ve küreselcilerin öne sürdüğü cümleleri birebir kitabında kullandığını görmek mümkün.

Bolton'un Türk meslektaşları ile yaptığı görüşmelerde aslında iki yüzlü davrandığı bugün yazdığı kitapla da ortaya çıktı, Türk düşmanlığını ve Türkiye'nin Deaş/ PKK terör gruplarına karşı Suriye'de yaptığı operasyonları kabul etmeyen Bolton o gün görevdeyken bunları seslendirememiş aksine tırlarca silahın teröristlere gizli veya açıktan götürülmesi projesine de destek vermişti, Bunu da kitabında yazıyor.

Bolton adeta buz kesip morardığını anlattığı en heyecanlı bölümün ise Trump'ın telefonda Erdoğan'a "Amerikan askerlerini Suriye'den çekiyorum o zaman" dediği sözleri olduğunu itiraf ederken, kendisine dönüp "bu Suriye cehenneminde ne işimiz var Amerikan askerlerini Suriye'den çıkartın" talimatını vermesini şok içinde anlatıyor.

Trump ile Erdoğan dostluğuna karşı çıkan ve Türkiye aleyhine politikaları beyaz saraya sokan Bolton'nun o günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kapı dışında tutulması yani Erdoğan'ın Ankara'da randevusunu iptal etmesi de bu kitabın satır araları okunduğunda doğru bir karar olarak göze çarpıyor.

Aslında şunu demek mümkün, Eski danışman ve Trump'ın memuru ya Trump'ı ve politikalarını hiç benimsememiş veyahut Türk meslektaşlarını veya Türk diplomatlarının açıklamalarını göz ardı etmiş ya da en önemlisi Türk düşmanlığı yapmış.

Peki ya Trump Amerikan başkanı olarak Amerika'da demokratlara yakın olan derin devletin çizgisindeki Bolton ile nasıl çalışmış?

Trump'ın neredeyse tüm danışmanlarını değiştirmesi artık daha anlaşılır, Çünkü neredeyse göreve getirdiği tüm danışmanları Trump'a ihanet etmiş.
Manupilasyon ve algı çalışmasının diğer bir hedefi de Trump Erdoğan dostluğuna vurgu yaparak bu ilişkiyi yıpratmak.

NY Times bile Bolton, kitabında Trump'ın Türkiye'yi kayırmasından duyduğu rahatsızlığı anlatıyor diye yazdı.

Aslında uzun süredir dediğimiz gibi Obama -Clinton -Biden döneminden kalan Washingtonlu bürokratlar ve diplomatlar halen Trump'ın muktedir olmasının önündeki en büyük engel olmaya devam ediyorlar.

Yani Amerika ne bir başkandan ne de kongreden ibaret öyle görünüyor ki Amerika içinde ayrıca derin devlet ve küreselcilerin de başını çektiği henüz bileği bükülmemiş bir kesim var.

Fox televizyonunda Sean Hannity'nin programına telefonla bağlanan Trump, Ulusal Güvenlik Danışmanlığı görevine getirerek Bolton'a bir şans verdiğini belirterek, "Bolton, bu kitabı yazmakla kanuna karşı geldi. Bunlar üst düzeyde gizli bilgilerdi ve bunları açıkladı" diye konuşmuştu.

Bu da gizlilik içeren bilgileri ifşa eden Bolton'un sonunu merak ettiriyor.
Yani Beyaz Saray davalık oluyor.

Bana sorarsanız Türkiye tarafı da haksız ve belgesiz iddialar için dava etme hakkını da saklı tutmalı. Bu arada Trump'in abisinin -42 yaşında ölen Fred Trump- kızı, yeğeni Mary Trump'ın yazdığı kitap da ayrıca yeni skandal kitap olarak tartışılacak, onu da başka zamanda ele almamız şart oldu.

Serkan Oral / Dış Politika Uzmanı