"Bu nasıl çocukluk arkadaşı? O dönemde biri delikanlı, diğeri bebekti" Bülent Ersoy bu sözlere çok kızacak!

Ve Bülent Ersoy beni yanıltmadı... Ersoy, Star TV'de ekrana gelen "Yıldızlar Altında" adlı programında "Zamanında evlerinin bonolarını ödediğim gazeteciler şimdi aleyhimde yazı yazıyor. Yeni ev taksitleri mi var, ne?" dedi. Önce Vatan'dan Mustafa Mutlu, ardından Magazin Gazetecileri Derneği ve ben, Ersoy'u beslediği o kişileri açıklamaya davet ettik.
Ersoy, Star TV'de son programını yaptı ama çağrılara kulak tıkayıp, o ismi ya da isimleri açıklamadı.
Niye?
Çünkü yüreği yetmedi.
Bülent Ersoy'u o sözü boş yere söylemediği kesin.
Şov dünyasının "besleme basını"nın kimlerden oluştuğu üç aşağı beş yukarı belli.
Bu kirli alışveriş sırasında iki taraf da bu işten memnun olduğu için bunları ortaya çıkartıp medyadan temizlemek mümkün olmuyor.
Bülent Ersoy örneğinde olduğu gibi ne zaman ki menfaat bozuluyor o zaman taraflardan biri ötmeye başlıyor. Ama karşı taraf için kesenin ağzını açarken ondan neler kopardığının ortaya çıkmaması için de yine Bülent Ersoy örneğinde olduğu gibi isim veremiyorlar.
Yani tam bir "Tencere dibin kara, seninki benden kara" durumu...
Bülent Ersoy o gazeteci (!) ya da gazetecilerden (!) bir menfaati olmasa niye ev taksitlerini ödesin?
Yoksa Bülent Ersoy, Türkiye'de daha adı bile duyulmadan gazetecilere özel mortgage sistemini kurdu da bizim mi haberimiz olmadı.
Sabah'ın magazin müdürü Şengül Balıksırtı bile köşesinde "Merkezi Topkapı'da olan bir gazetenin koltuğunu dolduramayan magazin müdürü" diye yazıp isim veremiyorsa, elbette ki rüşvet çarkını çalıştıran Bülent Ersoy da o isimleri açıklamaz...
Şeffaf olmayan bir medya, haber kaynaklarını şeffaf olmaya davet edebilir mi?
Eder ama sonuç alamaz.
 Bülent Ersoy mevzuunu kapatmadan "Yıldızlar Altında"nın son programında bir şey aklıma takıldı.
Bir hafta önce "Yuva yıkan kadınlarla işim olmaz" deyip çıkarmadığı Gülşen'i son programına konuk eden Bülent Ersoy, Erol Köse'nin eşi Ajlan Hanım'ın çocukluk arkadaşı olduğunu söyledi.
Nasıl yani?
Ajlan Köse 1970 doğumlu, Bülent Ersoy 1952...
Ajlan Köse'nin yaşı 37, Bülent Ersoy'un 55...
Aralarındaki yaş farkı tam 18...
Bülent Ersoy, askerlik yoklaması yaptırırken Ajlan Köse "tay tay"a daha yeni başlıyor, "su"ya "bu" diyordu.
Hani "Ajlan Hanım'ın annesi benim çocukluk arkadaşım ya da Ajlan'ın çocukluğunu bilirim" dese anlarım.
Biri delikanlı, diğeri bebek...
Bu nasıl bir "çocukluk arkadaşlığı"dır anlayan varsa bana da anlatsın.
Yoksa bu çaktırmadan yaşını küçük gösterme sevdası mıdır?
Bülent Hanım bu tür durumlarda insana "Ufal da cebime gir" derler ama ufalsanız da zatı âlinizin sığacağı cep bende ne gezer...

Ali Eyüpoğlu /  Hürriyet