Bülent Arınç: Abdullah Gül karşıya geçmemeliydi
Bülent Arınç, Habertürk'te katıldığı programda Abdullah Gül hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Eski Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Bülent Arınç, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un soruları yanıtladı.
Arınç’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
MEHMET AKİF ERSOY: 19 yıllık bir serüven. Nasıl bir 19 yıl. Ne hayal etmiştiniz, nasıl sonuçlandı?
“BU PARTİYİ MİLLET KURDU BİZE TABELASINI ASMAK KALDI”
BÜLENT ARINÇ: Öncelikle bugün 1442 Hicri Yılbaşı. Aynı zamanda Muharrem ayının başındayız. Ekranları başında olan kardeşlerimizin, vatandaşlarımızın yeni hicri yılını tebrik ediyorum. Muharrem ayı bizim açımızdan çok önemli. Acıların yaşandığını biliyoruz. Umarım Muharrem ayı hayırlar ve ümitler getirir. 19. yılın içinde olmak gurur veriyor. Siyasi hayattan hayal ettiysek hepsine kavuştuk AK Parti döneminde.
Milli Nizam Partisi’nden başlayarak, 1970 yılında kurulan Milli Nizam Partisi’nden. 71 yılının Mayıs ayında hatırladığım kadarıyla başladı siyasi hayatım, sonra MSP, Refah, Fazilet ve AK Parti’de hamdolsun 19 yıl siyasi hayat bize nasip oldu. 5 dönem milletvekilliği, 6,5 yıl Başbakan Yardımcılığı, 5 yıl Meclis Başkanlığı’ndan sonra sivil vatandaş olarak Cumhurbaşkanımız bize külliyede bir danışma meclisine koydu.
AK Parti dönemi bizim için her yönü çok özeldir. Yıllarca muhalefet partilerinden çalışmış biri olarak iktidar olmanın lezzetini AK Parti’de yaşadım. 2002, 2027 başarıdır. Arkadan diğer seçimler. Mesela CHP iktidardan uzaklaştı, 70 yıldır iktidar olmadı, bu bir zafiyettir. 18 yılı dolduran mutlak başarı ve iktidarıyla karşı karşıyayız. En büyük başarı ve kazanım şüphesiz liderdedir, genel başkandadır. Sayın Tayyip Erdoğan’dan bahsediyorum. O da, biz de biliyoruz ki bu partiyi millet kurdu, bize tabelasını asmak kaldı. O zaman 70 kurucu vardı. Sivil arkadaşlardı. Başka partilerde dürüst kalmış, aradığını bulamamış AK Parti’ye gelmiş olanlar vardı. 53 tane milletvekili arkadaşımız vardı.
AK Parti’nin ilk grup başkanı benim. Seçime giderken Yargıtay sayın Tayyip Erdoğan ‘Kurucu da milletvekili de olamaz’ dedi, bize darbe vurdu. Seçimleri, referandumları kazandık. Daha sonra Cumhurbaşkanlığı halk tarafından seçilecek hale geldi. Siyasi hayatına şu kadar genel, mahalli seçim, referandum, cumhurbaşkanlığını sığdırabilmiş bir başka parti yok. Bu partiden iki tane Cumhurbaşkanı, 3 tane Başbakan, Meclis Başkanları çıktı. Bu da başlı başına başarıdır.
“KURULUŞTA MİLLET ODAKLI SİYASET YAPACAĞIZ DEDİK”
AK Parti’nin başarısı nedir diye bana soruyorlardı. Ben onlara Türkiye’nin yaşadığı siyasi serüvenleri anlatıyordum. Darbeleri, muhtıraları söylüyordum. Türkiye’de siyasete dip yaptıran temel noktaları söylüyordum. Biz üçlü koalisyonun Türkiye’ye getirdiği sıkıntıları anlatıyorduk. Böyle bir krizde güven sağlayan, vizyon veren bir ekibin ümit olduğunu söylüyordum. Biz millete odaklı siyaset yapacağız dedik.
Çıkar kavgasına dayalı siyaset Türkiye’yi geriletti. Birbirinin boğazına sarılan siyasetçiler var. Kendilerine de, Türkiye’ye de itibar kaybettirmişti. Cesur olacağız, gerekirse tankın üstüne çıkacağız dedik. Aile fotoğrafı çektirdik. Ben ilk seçimin ardından ‘demokraside balans ayarı seçimle olur’ dedim.
Seçime gidiyoruz 2001-2002’ye doğru. 100 bin kişi ile miting yapıyoruz. Tayyip Bey, ‘seçimlerden ne bekliyorsunuz’ dedi. Eski siyasetçiyim, Refah Partisi’nin aldığı oyu biliyorum. Kendisi dedi ki ‘Abi göreceksin en az yüzde 40 oy, 15 milyon oy alacağız’ dedi. Allah biliyor oradakilerin çoğu gülümsedi. Yüzde 35, 11,5 milyon oy aldık. AK Parti eski gücünü de aşacak inşallah.
ERSOY: Sayın Kılıçdaroğlu ‘Gül’den ne kadar bu kadar korkuyorlar’ dedi.
ARINÇ: Muharrem İnce’ye de bir cevap olabilir. AK Parti adına söyleyeyim, böyle bir şey yok. AK Parti yoluna devam ediyor.
ERSOY: Grup Başkanı olarak yaptığınız konuşmalar. Diliniz değişti mi?
“ABDULLAH GÜL BEY’İN KIRGINLIK YAŞADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
ARINÇ: O konuşmalarda hiçbir zaman partizanlık yapmadım. Kendi başıma mitingler yaptım. Beraber yola çıktıklarımızı Milli Nizam’da olsa bile, Milli Selamet’te olsa bile unutmadım. Abdullah Bey’in ayrılığına fevkalade üzülüyorum. Ama şartlar bunu getirdi. Kimisi çok özel, kimisi kamuya malolmuş bunu tetiklemiş olabilir.
Herşeye rağmen Abdullah Bey karşıya geçmemeliydi. Abdullah Gül konusunda kırgınlık yaşadığını düşünüyorum. Ben de partiden hükümetten ayrıldığında yalnızlığa itildim. Hakaret edenler oldu, hedef gösterenler oldu. Ben de bu kızgınlıkla birçok tweetler attım. Ama 15 Temmuz’u görünce bu liderin yanında, AK Parti’de olmak lazım dedim. Diğer arkadaşlarımız partilerini kurdular. Siyasette herkesin gönlünü almak zorundasınız. Bunu belki en iyi yaan Demirel’di. Ama o bile partisini bölünmekten kurtaramadı, Demokratik Parti çıktı.