Büyük ayıp: BBP lideri Yazıcıoğlu'nun çocuklarını kimler taciz Ediyor?
Tatil sonrası okulun ikinci yarısının açıldığı gün, arkadaşları birbirlerine gösterdikleri Firuze (16) ile Furkan'ı (13) şöyle taciz etmeye başladı: "Dink'in katilinin çocukları değil mi bunlar..." "Babanızın cinayetle alakası varmış"
Ağır fatura çocuklara
BBP lideri Yazıcıoğlu'nun, suikast zanlısı ile fotoğrafı iki çocuğunun okulda tacize uğramasına yol açtı.
BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun polis muhbiri Erhan Tuncel ile birlikte çekilmiş fotoğrafı ve parti yöneticisinin cinayet zanlısına 1 milyar TL verdiği iddiasının faturası okul çağındaki iki çocuğuna çıktı.
BİRBİRLERİNE GÖSTERİYORLAR
Tatil sonrası okulun ikinci yarısının açıldığı gün, arkadaşları birbirlerine gösterdikleri Firuze (16) ile Furkan'ı (13) şöyle taciz etmeye başladı: "Dink'in katilinin çocukları değil mi bunlar..." "Babanızın cinayetle alakası varmış..."
"ÇOCUKLARIMI EZDİRMEM"
Çocuklarının okula gitmek istemediğini belirten anne Gülefer Yazıcıoğlu "Ben anneyim. Hayatım çocuklarımdan ibaret. Yönetim ile konuşup, gerekirse psikolojik tedavi alacağız. Çocuklarımı kimseye ezdirmem" dedi.
'Katil baban mı' diyorlar
BBP liderinin kızı ve oğluna okulda, 'katilin çocukları' diye laf atılıyor. Eşi Gülefer, "Tacizler sürerse gereken cevabı veririm. Çocuklarımı ezdirmem" diyor.
Hrant Dink suikasti Türkiye'yi sarsarken, ortaya atılan iddialardan en çok etkilenen iki isim Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun iki çocuğu oldu. Polis muhbiri 'büyük abi' Erhan Tuncel'in Yazıcıoğlu'yla aynı karede yer aldığı fotoğraf ve BBP Trabzon İl Başkanı'nın Yasin Hayal'in ailesine 1 milyar lira yardım etmesinin ortaya çıkması üzerine lise son öğrencisi 16 yaşındaki kızı Firuze ile ilköğretim okulu son sınıf öğrencisi 13 yaşındaki oğlu Furkan, 'katilin çocukları' suçlamalarıyla karşı karşıya kaldılar. Diğer öğrencilerin birbirlerine göstererek, "Dink suikastinin katili Muhsin Yazıcıoğlu'nun çocukları bunlar değil mi' diye sordukları Firuze ile Furkan, yaşadıkları tacizler nedeniyle okullarına gitmek istemiyorlar. Bu duruma en çok üzülen Yazıcıoğlu'nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu, "Bu tacizler sürerse gidip gereken cevabı veririm. Çocuklarımı ezdirmem. Gerekirse çocuklarıma psikolojik destek aldıracağım" dedi.
TABİİ Kİ ETKİLENİYORLAR
*İlk kez bir cinayetin ardından bir parti kamuoyunda bu kadar çok tartışılıyor. Ailede bunun yarattığı sıkıntılar neler?
Çocuklarım açısından psikolojik baskı oldu. Siz ne kadar suçsuz olduğunuzu söylerseniz söyleyin, bütün basın üstünüze geliyorsa herkes Muhsin Yazıcıoğlu'nun ismini zikrediyorsa ister istemez etkileniyorsunuz. Ben de çocuklarımda biliyoruz ki, biz bu olayın dışındayız. Açıkçası bugüne kadar komşularımız ve gördüğümüz insanlar bize cinayetle ilgili bir şey sormadılar. Ancak, ne olursa olsun benim çocuklarımın yaşları daha küçük. Psikolojik baskı altına alındılar. Maalesef okulların açılmasıyla birlikte bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Basınbizleri ve çocuklarımızı da düşünerek ona göre yayın yapmalıydı. Bazı gazete ve televizyonlar savcı, hâkim oldular adeta yargısız infaz yaptılar. Hem ailemize hem de BBP'ye. Çocuklarım maalesef bu konudan çok etkilendiler.
* Kızınız Firuze (16) ve oğlunuz Furkan (13) devlet okulunda okuyorlar. Dink cinayeti ve BBP ile ilişkilendirilmesi ne kadar etkiledi onları?
Çocuklar okulda ister istemez fikirsel olarak çatışıyorlar. Benim her iki çocuğumda gerçekten çok uyumludurlar. Yarı yıl tatili süreci içerisinde işlenen cinayetten sonra açıkçası ikinci dönem okula göndermek istemedim. Çünkü bu yazılanlardan dolayı rahatsız olabileceklerini, kendilerine arkadaşlarının ve çevresinin bakış açısının değişebileceğini düşünmüştüm. Maalesef korktuğum başıma geldi. Okulun açılmasının üzerinden daha iki gün geçti. Çocuklarımın arkadaşları bazen yüzlerine bazen de yanlarından geçerken, 'katilin çocukları' diye laf atıyorlar. Çocuklarımı tanımayan diğer sınıftaki öğrencilere uzaktan göstererek 'Muhsin Yazıcıoğlu'nun çocukları işte bunlar. Dink suikastinde bunların ismi geçiyor' diyerek onları işaret ediyorlar. Çocuklarıma her zaman, 'Babanızın kimliği, siyasi geçmişiyle ilgili kimseye bir şey bahsetmeyeceksiniz' öğüdünde bulunmuştum. Gerçekten çocuklarım bu konuda çok ketum oldular. Hatta kızım Anadolu Lisesi'ni kazandığı zaman babasına, 'Baba kesinlikle bir yıl okula gelmeyeceksin. Ben kendi kimliğimle var olacağım' demişti. Şimdi okula gittiğimiz zaman 'Muhsin Yazıcıoğlu'nun kızı değil, Firuze'nin babası gelmiş' diyorlar. Benim çocuklarım kişilikli, karakterli çocuklar. Çocuklarımı psikolojik baskı altına almaya kimsenin hakkı yok.
Yaşananlar çocuklarımı çok etkiledi
Gülefer Yazıcıoğlu çocuklarının taciz edilmesine çok üzülüyor. Onların psikolojik durumunun etkilenmemesine çalışıyor. Gülefer Hanım, "Okullar açılmadan önce kızıma, 'arkadaşlarına nasıl cevap vereceksin' diye sordum. O da bana, 'Bu olayın bir komplo olduğunu anlatacağım onlara' demişti. Ancak, okulda karşılaştıkları sadece fotoğraf sormadan öte laf atmalara dönüşünce açıkçası çok rahatsız olduk. Ben onlara, 'muhatap' olmayın diye telkinlerde bulunuyorum. Furkan biraz ketum bir çocuk. Ancak çok etkilendi. Arkadaşlarının kafasında yanlış bir soru işareti oluşmasın. Basın direkt yargısız infaz yaptı. Çünkü gazeteler, televizyonlar sürekli Muhsin Yazıcıoğlu'ndan bahsedince çocukların bunu atması biraz zor oluyor" diye konuşuyor.
SIK SIK KONUŞUYORUZ
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu ise şunları söylüyor: "Çocuklarımla sık sık konuşuyoruz. Okulda yaşadıkları sıkıntılar maalesef bana da intikal etti. Bilgi kirliliğinin sürekli yapılıyor olması çocuklarımızı ister istemez etkiliyor. Bizim konuştuklarımız var evde. Telefonla yaptığımız görüşmeler ve röportajlar var. Konuşulanlarla hiç ilgisi olmayan bir mizansenin gazetelere yansıtılması çocuklarla gerçeklerle görüntü arasında çelişki yaşanmasına neden oluyor. Asıl travmayı burada alıyor. Çocuklar bana sık sık bu cinayetle ilişkilendirilmemizi soruyorlar. Arkadaşlarının doğrudan ve dolaylı soruları oluyormuş. Örneğin bazı çocuklar oğluma ve kızıma, 'Gazetede babanın resmi çıktı. Katil senin baban mı?' diye soruyorlarmış. Onların kafasında oluşabilecek sorular daha çok etkiliyor onları. Sorunun yöneltilmesi onları çok fazla etkiliyor. Çocuklar bunun böyle olmadığını biliyor."