Cadının Bohçası... Ya da Esmeray'ın öyküsü...
21.yüzyıl insanın bohçasındaki en önemli ağırlık, tabi ki toplumda varolma savaşıdır.
Esmeray, Kürt kökenli bir travesti. Yaşam mücadelesinde cinsel kimliğini kabul ettirebilmek ve büyük kentin bu kimliğe hediyesi olan fuhuş bataklığından sıyrılmak için varoluşu midye satmakta bulmuş. İşin ilginç yanı bu farkındalığıyla kimi zaman diğer travestilerce alay konusu olmuş. Sadece midye satmasıyla değil, politik bilinciyle de transseksüeller arasında farklı bir kimliğe sahip...
İnsan polisten dayak yiyen, emniyette saçları kazıtılan, hortum süleyman tarafından işkence gören transseksüellerin politik bir bilince sahip olmasını beklerken, onların yaşam mücadelesi içinde, kuaför ve kulüp arasında kafalarının depolitizasyonla bir dünya olmasını beklemiyor değil mi? Ancak Lambda v.b toplumsal örgütlenmelerin önünün kesildiği düşünülürse, bunun aksinin olması ve eski Mehmet, yeni Esmeray'ların fuhuşun dışında seçeneklerinin kalmaması son derece doğal değil mi?
Bizim Esmeray'sa yılmıyor! Büyük şehirde börek ustası olarak başladığı mücadelesini, çok başarılı bir öykünme ustası olarak devam ettiriyor.
Aptal saptal, donanımsız çocukların, geyik yaparak, hiç kimseyi ilgilendirmeyen cinsiyetçi, apolitik, kadın düşmanı fragmanlar anlattıkları stand up gösterilerinden tiksiniyordum. Cem Yılmaz, öykülerine, samimiyetini ve kişiliğini akıttığı için seviyorum onu. Tabi parayı bulduktan sonra anlattığı öykülerde aynı samimiyet var mıdır, öyküleri can yakar mı, açıkçası hayal kırıklığına uğramaktan ve idölümün gözümden düşmesinden korktuğum için izlemedim, bilmiyorum.
Esmeray'ı ise, izlerken yüreğim parçalandı. Dramatik anlatımda kahramanınızın yükselmesini, başarmasını ve hiç düşmemesini istersiniz.
Kars'ta doğan, okumasına izin verilmeyen, İstanbul'a gönderilen, dayısının yanında çalıştığı gün tiner kokusundan bayılan nazik delikanlı olarak işini kaybeden, Eminönü'nde işporta tezgahını kaybeden, Ümraniye'de bir ayda börek ustası olan, Aksaray'da gay alemine düşen, vücudundaki kadını keşfettikten sonra, onu fuhuş aleminden kurtarmak için mücadele veren, beynindeki güzel insanın mücadelesini politize etmekten korkmayan kahramanı anlatırken, Esmeray'ın anlattığı kahramanımın hiç düşmesini istedim.
Esmeray'ın anlatımının sonunda, midye tezgahı bölümünde; oyunun içine düşüverdim. "Nerde midye satıyorsun?"
Esmeray'dan cevap: "Sonra konuşuruz beyefendi, seminer vermiyoruz"!
İşte başarılı bir oyun! Duyarlı öyküsüyle beni çekmiş ki, dalıvermişim içine. Çok mu ustaca anlatıyor? Alakası yok!
Kocaman bir şivesi var. Bazen kulağı bile tırmalıyor. Öyle aptal saptal stand upçular gibi gag mag yapmıyor. Ama o kadar samimi, o kadar içten ki.... Bu insanın midye tezgahının çok başarılı olmasını, çok tutmasını istiyorsunuz... Onun için kendinizi oyunun içinde sorarken buluyorsunuz , nerede midye satıyorsun diye.
Öteki aptal çocuklar sizi oyuna dahil etmek için osuradursunlar, siz burada kendiniz giriyorsunuz.
İşin ilginç yanı, Esmeray'ın Mehmet'ten Esmeray'a geçiş öyküsünü dinlerken ve ağır bohçasında taşıdığı kişilik mücadelesine katılırken, toplumun da fuhuştan sıyrılarak onurlu bir yaşam mücadelesi vermeye çalışan bu üçüncü cins kadınına destek olduğunu görüyorsunuz. Esmeray, hiçbir çaba göstermiyor ama samimiyetiyle, size, ona destek vermek için midye yapan Mardin'li ev sahibini sevdirtiyor!.
Esmeray'ın nerede midye sattığını tam olarak öğrenemedim. (Beyoğlu'nda bir yerdeymiş tüyo aldım.) Ama iki yıldır oynanan ve çok farklı zevklere, sosyal sınıflara hitap eden "CADININ BOHÇASI"adlı stand up gösterisinin Nisan ayı boyunca her Cuma Rengahenk Sanatevi'nde oynandığını söyleyebilirim. (Telefon: 2122923247)