Çağatay Ulusoy: Sevişme sahnelerinde utanmadım
Milliyet'ten Senem Aydın Delibal ile adından söz ettiren Çağatay Ulusoy ile buluştu merak edilenleri sordu.
İşte Senem Aydın'ın Çağatay Ulusoy ile yaptığı röportajdan öne çıkanlar...
Kendinden emin, çalışkan, aynı zamanda çok mütevazı... Türkiye’nin en iyi jönleri arasında yer alan Çağatay Ulusoy, “Öyle bir konuma koydular, ben de elimden geleni yapmaya, layık olmaya çalışıyorum. Ama daha çok yeniyim, ‘Delibal’ dördüncü işim” diyor. kariyer odaklı olduğunu söyleyen oyuncu, enerjisini hayranlarının sevgisinden alıyor. Ulusoy’la filmin Eskişehir galasında buluştuk; oyunculuktan hedeflerine, aşka bakışından hayattaki tutkularına kadar her şeyi konuştuk.
Film turnesi devam ediyor. Nasıl bir dönemden geçiyorsunuz?
İlk defa böyle bir koşuşturmanın içindeyim. Önceki sinema filmimde gala yapamamıştık, kötü bir döneme denk gelmişti. İşin en keyifli kısmı bence bu... Yorumları merakla bekliyoruz. Güzel şeyler duyuyoruz, mutlu oluyoruz.
Çıkan sonuç içinize sindi mi?
İçinde olduğum için çok objektif bakamıyorum. Teknik anlamda süper, anlatım çok iyi. Ama kendi oyunculuğum açısından bir şey diyemem.
Rol için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz? Psikologla çalıştınız mı?
Bateri çalacağım senaryo yazılırken belliydi. O yüzden hazırlanmam için altı ayım oldu. Serkan Ayman’dan ders aldım. Karaktere de Bahar Kerimoğlu ile çalıştım. Onun dışında karakter için gözlem yaptım, bir şeyler okudum.
Karakteri çıplak gördüğümüz sahnede neler hissettiniz?
Filmin kırılma noktasından biri o sahne. Karakterin yaşadığı evreyi anlatmak adı altında çektik. Utandın mı dersen, öyle bir şey yok. Olması gereken bir sahneydi.
Leyla Lydia Tuğutlu “Sevişme sahnelerinde midem ağrıdı” demiş. Sizin de o sahnelerde utandığınız yazıldı...
Utanmadım. ‘Adını Feriha Koydum’ dizisinin ilk dönemlerinde sormuşlardı, “Ben de geriliyorum, daha alışamadım” demiştim. O zaman verdiğim bir röportaj yeniymiş gibi gündeme geldi.
Tabii zaman geçtikçe alışıyorsun duruma. Gayet profesyonel bir şekilde işimi yapmaya, o duyguyu yansıtmaya çalışıyorum. Yaptığım işten neden utanayım? İşimiz bu! Zaten filmde öyle abartıldığı gibi bir sevişme sahnesi yok.
Filmde canlandırdığınız Barış ilk görüşte aşık oluyor. Siz ilk görüşte aşka inanır mısınız?
İlk görüşte bir şeyler hissettiğim olmuştur. Ama buna aşk diyebilir miyim bilmiyorum. Paylaştığım güzel şeyler oldu fakat bu filmdeki gibi bir durum yaşamadım.
Aşkı nasıl yaşarsınız?
Genelde duygularımı dışa yansıtmam ama içimden geldiği gibi hareket etmeye çalışırım. Hissettiğim gibi yaşarım. Aslında sana çok alan sağlamaz aşk...
Şimdi biri var mı? Kalbiniz dolu mu?
Şu an kariyer odaklı gidiyorum. İşimde bir hedefim var, oraya endekslendim.
Hedef nedir?
İşimi en iyi şekilde yapmak. Daha iyisini nasıl yaparım demek. Mesela ‘Delibal’dan sonra nasıl bir sinema filmi yaparım, şimdi onu düşünüyorum. Kendi gidebileceğim noktayı merak ediyorum. Beni en çok heyecanlandıran şey, işim. Başka bir şey yok hayatımda.
Genç yaşta Türkiye’nin en iyi jönlerinden biri olarak anılmak ne hissettiriyor?
Sorumluluk tabii... Öyle bir konuma koydular, ben de elimden geleni yapmaya, layık olmaya çalışıyorum. Ama daha çok yeniyim. Bu dördüncü projem.
Hızlı bir yükseliş oldu...
Güzel gitti, şanslıyım. Hep iyi insanlarla bir aradaydım. Kendini işine adamış insanlar... O yüzden bu sadece benim başarım değil. Birlikte çalıştığım insanlarla oluşan bir başarı.
‘Şarkıyı hissederek söyledim, gözlerim doldu’
’Mutlu Sonsuz’ şarkısı sesinize çok yakışmış...
Sezen Hanım (Aksu) gerçekten çok hisli cümleler yazmış. Hissederek söyledim, hatta gözlerim doldu. O duygu geçtiği için insanlar beğenmiş olabilir.
Sezen Aksu yorumunuzu beğendi mi?
Memnundu. Onun şarkısını, karşısında seslendirmek... Başta gerildim açıkçası. Ama sonra güzel iletişimimiz oldu. Beni çok rahatlattı. Onun sayesinde biraz da o kadar rahat söyledim.
Normal hayatta da şarkı söylemeyi sevdiğinizi biliyoruz. Müzik merakı nereden geliyor?
Kendi çapımda şarkı söylerdim hep. Sonra bunu bir enstrümanla birleştireyim dedim, gitar çalmayı öğrendim. Filmle birlikte bateriyle tanıştım, o da tutku haline geldi. Terapi gibi bir enstrüman, kafanı boşaltıyorsun.
Müzikle ilgili bir kariyer düşünür müsünüz?
Oyunculukla birleştirince eğleniyorum ama ticari bir beklentim yok. Albüm çıkarmayı ya da şarkıcılığı düşünmüyorum. Sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlamak adına olabilir sadece.
‘Yeni dizi başlayana kadar Amerika’dayım’
Bundan sonra neler yapacaksınız?
Üç aydır Amerika’daydım, galalar için döndüm. Yeni dizi başlayana kadar orada kalmayı düşünüyorum. Hem oyunculuk ve dil eğitimi hem de biraz kafamı rahatlatmak adına gittim.
Amerika’da geçirdiğiniz süreç ne kattı?
Uzun zamandır ilk defa kendimle bu kadar baş başa kaldım. ‘Medcezir’den hemen sonra sinema filmini yaptık, hiç tatil yapamamıştım. Uzaklaşmak iyi geldi.
‘Enerjimi sağlayan içimdeki çocuk’
‘Delibal’ın filmografinizde nasıl bir yeri olacak?
İlk filmim gibi görüyorum. ‘Anadolu Kartalları’nın çok kalabalık bir kadrosu vardı. Bu biraz daha benim üstüme olmuş bir iş. Cast’ımız çok güzel; Mustafa Avkıran, Hüseyin Avni Danyal, Nazan Kesal, Laçin Ceylan... Leyla çok başarılı. İnsanlara dokunacağını düşünüyorum. Ben de güzel hissettim, içinde olduğum için mutluyum. ‘Medcezir’ devam ederken böyle bir film yapalım diye konuşulmuştu. O yüzden çok sahipleniyorum işi. Umarım güzel olur, iyi enerjiler gönderiyorum evrene.
Enerjiye inanır mısınız?
İnanıyorum. İçten istersen mutlaka iyi şeyler oluyor. Tabii başarmak için emek vermek lazım. Onu da yaptığıma inanıyorum.
Canlandırdığınız Barış çocuk ruhlu biri, o çocuk ruh sizde de var mı?
Benim de o tarafım var. Kaybedersek sıkıntı orada bence... Enerjimizi sağlayan içimizdeki çocuk.
Filmden sonra dövme yaptırmayı düşündünüz mü hiç?
Aslında istedim. Özellikle parmaklarımdaki geçici dövmeler çok hoşuma gitti. Ama oyunculukta zor oluyor. Olan arkadaşlarımız var, sete çıkmadan önce sürekli makyajla kapatılıyor, dikkat etmek zorunda kalıyor. Sıkıntılı, o yüzden yaptırmayı düşünmüyorum.