Çalışanlar dikkat! Hangi paylaşımlar tazminatsız kovulma nedeni?
Toplumsal ve siyasi konularda Twitter, Facebook gibi sosyal medya kanallarında yapılan bazı paylaşımlar, cezai yaptırımlara yol açabiliyor. Peki paylaşım yaparken nelere dikkat etmek gerekiyor? İş Hukuku Avukatı Özlem Vardar, konuyla ilgili tüm merak edilenleri Medyafaresi.com’a anlattı.
Derya Özkök / Medyafaresi.com Özel haber
Sosyal medya, günümüzde insanların düşünce ve ifadelerini açıkladığı etkin bir sosyal paylaşım alanı. Çoğu insan, gün içinde zamanının çoğunu Facebook, Twitter gibi sosyal platformlarda geçiriyor; toplumsal olaylara tepkilerini, iş yaşamındaki sorunlara yönelik düşüncelerini, bu ortamlarda paylaşarak sesini duyurmaya çalışıyor.
Sosyal medyadaki bu paylaşım ve yorumlar, bir yandan bireysel ve kitlesel ifade özgürlüğünü geliştirirken, diğer yandan da hukuki açıdan sorunları da beraberinde getirebiliyor.
Aslında çok basit olduğu düşünülerek paylaşılan her bir görüş, hakaret, tehdit, halkı kin ve isyana teşvik, özel hayatı ifşa, marka değerini karalama gibi suç kapsamına girebiliyor.
Peki hukuki açıdan hangi paylaşım ve yorumlar suç teşkil ediyor? İşçi, sosyal medya paylaşımlarında işverene karşı hangi sorumlulukları taşıyor? Tüm bu soruların yanıtlarını öğrenmek üzere İş Hukuku Avukatı Özlem Vardar ile konuştuk.
İŞÇİLERİN SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARININ VE WHATSAPP YAZIŞMALARININ HAKLI NEDENLE FESİH OLUŞTURUP, OLUŞTURMAMASI KONUSUNDA RESMİ BİR KAYNAK BULUNUYOR MU?
Bu konuda öncelikli bilinmesi gereken ve konunun dayanağı, çıkış yeri olan nokta işçinin ve işverenin iş sözleşmesi ilişkisinden kaynaklı hakları ve borçlarının olmasıdır. İş sözleşmesi hem işçiye hem de işverene borç yükleyen sözleşmedir.
İŞÇİNİN İŞVERENİN BİRBİRLERİNE KARŞI SORUMLULUKLARI NELERDİR?
İşçinin işverene karşı sorumlulukları; sadakat yükümlülüğü, sır saklama, rekabet etmeme, özenli, bizzat, bağımlı çalışma ve iş görme ile disiplin/itaat borcudur. İşverenin ise işçiye karşı ücret ödeme ve işin görülmesi için gerekli imkanları işçiye sağlama (yer, araç, gereç, iş sağlığı ve güvenliği vb.) borcu vardır.
Kısacası, işçinin iş sözleşmesinden ve iş sözleşmesinin doğurduğu kişisel yükümlülüklerden kaynaklı borçlarını ihlal edecek paylaşımlardan kaçınması gerektiği İş Kanunu, Türk Borçlar Kanunu gibi ilgili yasaların amacından, lafzından ve yorumundan anlaşılmaktadır. Yargıtay kararları da bu durumu somutlaştırmaktadır. Türk Medeni Kanunu 1. maddesine göre “Hakim, karar verirken bilimsel görüşlerden ve yargı kararlarından yararlanır.” Yargı kararları da hakime yardımcı kaynaklardır.
PEKİ SOSYAL MEDYA HESAPLARI BU KONUNUN NERESİNDE?
Sosyal Medya hesapları, üçüncü kişilerin bilgi ve görgüsüne açık olduğundan, işçinin işverenle ilgili paylaşımları, paylaşımın içeriğine ve somut olayın özelliklerine göre, işverenin “kişilik haklarına haksız müdahale” oluşturabileceği gibi, bununla birlikte ticari itibarın ve ekonomik geleceğin sarsılmasına sebep olması da mümkündür.
İşverenin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf edilmesi, haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunulması, hakaret, tehdit gibi rahatsız edici davranışlar ile sataşması gibi işçinin işveren hakkındaki paylaşımları bu yöndeyse; işverenin İş Kanunu gereği haklı nedenle derhal fesih hakkı söz konusudur.
BU DURUM İŞÇİNİN HAKLARINA NASIL ETKİ EDER?
Mahkeme, paylaşımları, somut olayın özelliklerine göre şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf edilmesi, haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunulması, sataşma durumu olarak nitelendirirse, bu durumda iş sözleşmesi derhal sonlandırılan işçi, işverenden kıdem ve ihbar tazminatı isteyemez.
BU KONUDA EMSAL KARARLAR VAR MIDIR?
Kişilere yönelik her türlü ağır eleştiri veya rahatsız edici sözlerin hakaret suçu bağlamında değerlendirilmediği de Yargıtay Ceza ve Hukuk Daire kararlarında görülmektedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2015/27643 E. - 2016/7929 K. sayılı ve 31.03.2016 tarihli kararında; “davacının sosyal medya uygulaması üzerinden ''iki kelimeyi bir araya getirip cümle kuramayan adamlar müdür olursa basit bir resmi yazıya cevap yazmayan gerizekalılar şef olur ...'de iş hayatı saçma sapan ilerliyor” şeklinde paylaşımda bulunması üzerine, söz konusu paylaşımın hakaret ve sataşma içermesi nedeni ile işverene haklı fesih imkanı verdiği açıkça ifade edilmiştir.
Böylece işçi, iş sözleşmesinin kurduğu kişisel yükümlülük olan sadakat borcuna aykırı davranmış olacaktır. İşveren, fesih bildirimini İş Kanununa göre yazılı yapmalı ve sebebi açık ve kesin belirtmelidir. İş Kanunu 25. Madde II. Fıkra b ve d bendine göre yapılan fesih nedeniyle işçinin savunmasının da alınması gerekmeyecektir. İşveren, 6 iş gününde fesih hakkını kullanmalıdır.
İşverenin kişilik haklarının ihlali ile manevi tazminat (Türk Borçlar Kanunu 58. madde) ile hukuka aykırı saldırı karşısında Türk Medeni Kanunu, 24. ve 25. Maddeleri gereğince “hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespiti ve bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması” isteminde de bulunabilir.
BAZI DURUMLARDA İŞVEREN MADDİ TAZMİNAT İSTEMİNDE DE BULUNABİLİYOR. BU UYGULAMA HANGİ KOŞULLAR İÇİN GEÇERLİDİR?
Ticari itibarının ve ekonomik geleceğinin sarsılması, işçinin paylaşımları nedeniyle kazanç kaybı durumunda ise Türk Borçlar Kanununa göre maddi Tazminat isteme hakkı söz konusudur.
Kişilik hakları, Anayasanın 12. Maddesinde korunan temel haktır ve Türk medeni Kanunun 23. Maddesine göre kişi kendi dahi feragat edemez, herhangi bir kimse de bu alana haksız müdahalede bulunamaz. Kişilik Hakları, kişinin şeref ve haysiyeti, özel hayatı, isim ve fotoğrafları, his yaşamı vb.’ söz konusu olduğunda Anayasanın 17. Maddesi ile de kişinin maddi ve manevi bütünlüğü korunmuş durumda olduğunu da bilmek gerekir.
BU PAYLAŞIMLAR İÇİN CEZAİ YAPTIRIM UYGULANMASI SÖZ KONUSU OLABİLİR Mİ?
Tüm bunların yanında işçinin sosyal medya paylaşımı, haksız fiil olmasının yanı sıra Türk Ceza Kanunundaki 125. Maddedeki hakaret suçunu oluşturması durumunda cezai sorumluluk da söz konusu olabilecektir. Hatta sosyal medya suçun alenen işlenmesi olarak nitelendirilirse ceza 1/6 oranında arttırılacaktır.
Ayrıca maddi ve manevi tazminat istemi 2 yıllık zamanaşımı süresi yerine, paylaşımın hakaret suçunu oluşturması durumunda Ceza Kanununda uzun süre öngörülmüşse, bu sürenin uygulanacağı düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu 66. Maddeye göre hesaplanan suçlarda üst sınırı 5 yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda (TCK 125. Madde 2. Fıkradaki hakaret suçu gibi) 8 yıldır.
WHATSAPP YAZIŞMALARI DA SOSYAL MEDYA PAYLAŞIMLARI GİBİ DEĞERLENDİRİLEBİLİR Mİ?
Whatsapp yazışmaları gizlilik içeren kişisel verilerdir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2018/10718 E., 2019/559 K. Sayılı ve 10.01.2019 tarihli kararı bir emsaldir. Kişisel Verilerin hukuka aykırı olarak kaydeden ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İşçinin Whatsapp konuşmalarının, hukuka aykırı olarak, kısacası rızasına aykırı olarak işverene ulaştırılması, işverenin de hukuka aykırı olarak bu kayıtları ele geçirmesi cezai anlamda suç teşkil eder.
Yasak delillerin kullanılmasıyla da iş akdi haklı nedenle derhal fesh edilemez. Anayasanın 38. maddesinde “kanuna aykırı elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemeyeceği” öngörülmüştür. Aynı şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu 138. Maddede de “Hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan deliller, mahkeme tarafından bir vakıanın ispatında dikkate alınamaz” denilmektedir.