Cem Küçük: Daha çok hesap vereceksiniz

Star gazetesi yazarı Cem Küçük, 17 - 25 Aralık hakim ve savcılarının meslekten atılmasını köşesine taşıdı.

İşte Cem Küçük'ün o yazısı...

17-25 Aralık’ta açık darbe girişiminde bulunan FETÖ’nün savcıları, polisleri, hakimleri, gazetecileri birer birer hesap veriyorlar. Seçilmiş meşru siyasetçilere kafa tutan, yargı gücüyle hoşlanmadıkları herkese diz çöktürmek isteyen FETÖ çetesi herkesin kaçacağını söylerdi. Halbuki kaçan hep kendileri oldu. Dün Sabah Gazetesi FETÖ’nün muhabirlerinden bazılarının kaçtığını, bir kısmının da kaçmak üzere olduğunu detaylı yazmıştı. FETÖ’nün kendisi için önemli gördüğü muhabirleri sıkıntı çıkarmasınlar diye dışarıya kaçırdıkları ortaya çıktı.

Unutulmasın ki, karşımızda bir örgüt gerçeği var. Bu örgütün gazetecisiyle polisi arasında zerre fark yok. HSYK 2. Dairesi iki kritik ve önemli karar verdi. Savcılar Muammer Akkaş, Celal Kara, Zekeriya Öz, Mehmet Yüzgeç ile hakim Süleyman Karaçöl’ün meslekle ilişkileri kesildi. Ayrıca MİT TIR’larının durdurulması ve aranmasında görev alan cumhuriyet savcıları Süleyman Bağrıyanık, Ahmet Karaca, Aziz Takçı, Özcan Şişman ve Yaşar Kavalcıklıoğlu meslekten ihraç edildi.

HSYK 2. Dairesi Başkanı Mehmet Yılmaz FETÖ’nün bu illegal yargı ayağıyla ilgili şunları söyledi: “Biz HSYK olarak yapılan soruşturmanın ne olduğuyla ilgilenmeyiz. Zaten sadece HSYK değil Türkiye’de hiçbir kurum yargı yetkisini kullanan yargı görevlilerine emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Buna HSYK da dâhil... Mesela Özgecan cinayeti, bütün Türkiye’nin nefret ettiği bir cinayet. Bunu aydınlatan savcı, katili hukuk dışı yöntemlerle ortaya çıkarsaydı, şüphelisini hukuk dışı yöntemlerle sorgulasaydı, bu savcıyı da değerlendirir, cezalandırırdı HSYK. Belki kamuoyu bize çok kızardı ama biz bununla ilgili değiliz. Hukuk dışılığı müeyyidelendirmek durumundayız. Hukuk dışına çıkan kim olursa olsun, hangi kişiye karşı hukuk dışılık yapılırsa yapılsın HSYK bunun karşısında olmalı. HSYK, yetki aşımı, kanunsuzluk ‘şuna yapıldı, buna yapıldı’ diye ayrım yapmaz. HSYK hukuka güveni ve saygınlığı sağlayan bir kurum, yargıçları güvence altına alan onların teminatı olan kurum.”

Yılmaz 17-25 Aralık darbesinin savcıları için de “Sen tapeliyorsun, basına veriyorsun, bununla da kalmıyorsun bu tapeleri soruşturmada kullanıyorsun. Bütün bu yanlışlıklar bir başka gayreti gösteriyor. Yani ‘sen bunu adalet ülküsüyle yapmıyorsun, adalet ülküsü dışındaki bir amaçla yürütüyorsun’ kanaatini uyandırıyor” dedi.

Bugünkü HSYK’da her türlü görüşten hakim ve savcı var. Olması gereken de budur. İdeolojisi ne olursa olsun devletine bağlı herkes baştacıdır. Ayrıca terör örgütlerine karşı mücadele etmek bir mecburiyettir. FETÖ, PKK gibi terör örgütleriyle mücadele eden herkesi kutlamak gerekir.

FETÖ ile mücadele eden bütün savcı, hakim, polis, devlet görevlisini tebrik ederim. Vatanını seven insanlar için bireysel düşünce ya da bencillik yoktur. Menfaat bekleyerek hareket edilmez. Çıkar gözeterek hareket edenlerin sonunu hep birlikte görüyoruz.

Ancak burada şöyle bir sorun var: FETÖ ile mücadelede birlikte, eşgüdüm halinde hareket edilmesi lazım. MİT, emniyet, hakim, savcı, bakanlıklar arasında uyum olmazsa sıkıntılar çıktığını görüyoruz. Bunun en bariz örneği kaçma hadisesi. FETÖ’de şüpheli herkes kaçtığı ya da kaçma hazırlığında olduğu için tutuklama öncelikli olmalı. Gümrük kapılarında sıkı önlemler alınmalı. Son 8 yılda bütün kurgu davaları organize eden FETÖ mensupları anında tutuklanmalı. O yüzden kurumların birbirine destek olması şart.

HSYK’nın hakkında karar aldığı hakim ve savcılar tıpkı polisler ve diğer örgüt üyeleri gibi tutuklanacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. FETÖ’cü gazetecilerin, muhabirlerin, imamların vb kaçması başlarına gelecek olan bilmelerindendir. Türk devleti kendisine meydan okuyan, diz çöktürmek isteyen terör örgütlerine dünyanın kaç bucak olduğunu gösteriyor. Bu kavga başladığından beri FETÖ’cülerin zerre kadar şansları olmadığını hep yazdım, söyledim.

Burada bir şeyin daha altını çizmek lazım: Bürokraside çalışan ama FETÖ’cü olmayanlar elbette çoğunlukta. Sessiz kalmak hiçbir şeyin çaresi değil. Hatta FETÖ’cülerle mücadele etmeyip olanı biteni sadece izlemek, bana kimse dokunmasın demek de suçtur. O makamlara geliyorsanız mücadele edip kavga edeceksiniz. “Ya bana dava açarlarsa”, “Ya iktidar değişirse” gibi korkaklara ait düşüncelerle netice alınamaz. Bu niyette olan varsa hemen yarın istifa etmelidir. FETÖ üyelerini korumak kollamanın da bir suç olduğunu vurgulamak isterim.