Cem Küçük: Doğan grubuna kayyum atanmayacak
Cem Küçük, Zaman gazetesine kayyum atanmasının ‘hukukun gereği’ olduğunu savunup, medyaya baskıların gidişatına dair yargılarını paylaştı.
Geçtiğimiz pazartesi günkü yazımda Feza Gazetecilik A.Ş çatısı altında faaliyet yürüten terörizmin finansörü şirkete kayyum atanması gerektiğini söylemiştim ve hukukun emrettiği şekilde olması gereken oldu. Fethullah denen teröristbaşının ta kendisi olan avanak avni hesabı da benden okuyup kehanet gibi bunu yazarak iyice gülünç hale düştüğün ispatladı. Avanak avni diye twitter ayakçısı bir tipe dönüşen Fethullah Gülen artık sadece dalga konusudur. Yeniden ifade ediyorum ki Fethullahçı terör örgütünün her sayfasına kan bulaşmış teröristbaşı yayın organı Zaman'a kayyum atanması hukukun bir gereğidir. Zaman gazetesine kayyum kararını veren cesur ve yürekli hukukçuları kutluyorum. Bu iğrenç terör örgütünün saldırılarından ve şantajlarından korkmadan dimdik demokrasinin ve hukukun gereğini yaptılar. Nasıl ki ABD'de El Kaide terör örgütüne bağlı Inspire adlı yayın organı ABD'de yayın yapamazsa Türkiye'de de Fethullahçı terör örgütüne bağlı Zaman adlı yayın organı yayın yapamaz. Sadece Zaman değil Feza grubuna bağlı tüm yayın organları yasadışıdır. Aksiyon da, Meydan da, Todays Zaman da Özgür Düşünce denen terörist paçavralar da yasadışıdır. FETÖ'ye bağlı Samanyolu yayın grubuna da behemehal kayyum atanması hukukun emridir. Evrensel hukuka göre terör örgütlerinin yayın organı olamaz. Ben bunu 3 yıldır sürekli yazıyorum ve bakın her yazdığım gibi bunlar da teker teker çıkıyor. Ben bunları ilk yazdığımda bana gülenlere ben şimdi gülüyorum. Yazdıklarım gerçek olmaya devam edecek...
Bu arada FETÖ hukukun emrettiği şekilde başına gelecekleri bildiği için bu olayı genele şamil kılıp basın özgürlüğü maskesine sığınmaya çalışıyor. Mesela MHP'ye bağlı BengüTürk TV yayınlarının da durdurulduğunu söylüyor. Bu külliyen yalandır. Yetkililerle konuştum. Para ödemelerindeki bir gecikme nedeniyle o olay yaşanmış ama bence yaşanmamalıydı. BengüTürk sonuna kadar meşru bir muhalif yayın organıdır ve behemehal Türksat'ta yayınları başlamalıdır. Aynı şey CHP'ye bağlı yayın yapan sonuna kadar meşru Halk TV için geçerlidir. Bir terör örgütünün doğrudan kanalı olmayan her muhalif yayın organı sonuna kadar meşrudur ve bu muhalif medya için ben kellemi bile veririm. Halk ve BengüTürk gibi CHP-MHP çizgisinde kanallar keşke artsa ve keşke daha çok muhalefet yapsalar. Muhalefet bir demokraside olmazsa olmaz bir ihtiyaçtır. Aynı şekilde Aydın Doğan'ın bu medyadaki en büyük muhalifiyim. Fakat hiçbir zaman Fethullahçıların uydurduğu gibi Doğan'ın medyasına da kayyum atanmayacaktır. Aydın Doğan da istediği gibi muhalefet edebilir ama anaakım olma iddiasındaysa terör örgütlerini savunan yazarları olamaz. FETÖ dışında hiçbir gazeteye ve televizyona kayyum atanmayacaktır.
Öte yandan Ergenekon Balyoz ve askeri casusluk gibi aleni kumpas davalarının bizzat içinde olmuş sahte kanıt üreten şebekenin bizzat üyesi olan FETÖ gazetecilerinin Ali Fuat Yılmazer ya da Yurt Atayün'den farkları yoktur. Bu sahte kanıt imalatçısı FETÖ gazetecilerinin kimler olduğu bellidir. Ekrem Dumanlı'dan Hidayet Karaca'ya, Metin Yıkar'dan Abdülhamit Bilici'ye, Mehmet Kamış'tan Bülent Korucu'ya, Bülent Keneş'ten Faruk Mercan'a, Erhan Başyurt'tan Adem Yavuz Arslan'a, Mustafa Ünal'dan Tarık Toros'a o kumpasın göbeğinde yönetici konumundaki sözde gazeteciler şerefli subaylarımızın hayvanlarla cinsel ilişki kurduğu gibi en adi yalanları bile gazetelerinde ve televizyonlarına manşet yaptılar. Bu FETÖ mensuplarının hepsi de yargılanacak. Elbette bu örgüt yöneticisi konumundaki isimlerin emriyle kumpasa dahil FETÖ mensubu alt düzey gazeteciler de yargılanacak.
Bu arada bu FETÖ mensubu gazeteciler sanki her muhalif gazeteci FETÖ'den yargılanacak gibi adi bir yalan da söylüyorlar. Elbette bu da külliyen bir FETÖ yalanıdır. Bu olayın tek istisnası sistematik biçimde FETÖ'nün kontrolü altında vatana ihanet suçu işleyen ve işlemeye devam eden Can Dündar'dır. Erdem Gül'ün bu kapsama dahil edilmesinin yanlışlığını hep yazdım ve söylediğim de çıkacaktır. Fakat Can Dündar yüzde 100 biçimde ruhunu FETÖ'ye satmış bir ajandır. Fakat bu çerçeve sadece zayıf karakteri ve geçmişindeki bazı şeyler sebebiyle FETÖ'ye kendini satmış ve vatana ihanet suçunu defalarca işlemiş Can Dündar için geçerlidir. Göreceksiniz 2 sene sonra bugün laik kesimin nerdeyse tamamı da benim gibi düşünecek ve Dündar'dan tiksinecek. Çünkü Dündar'ın FETÖ kölesi olup yaptığı iğrençliklerin hepsi belgeleriyle ortaya çıkacak ve oğlu bile Dündar'dan utanacak. Laik kesimin meşru muhalifleriyle FETÖ kölesi Dündar kendini aynı kefeye koyamaz. Bu arada savcılarımız ve hakimlerimiz de -Dündar istisnası hariç- diğer FETÖ-dışı muhalifleri asla FETÖ kapsamına almak gibi büyük bir hataya girmemelidir. Muhafazakarıyla, ateistiyle, sağcısıyla, solcusuyla, Atatürkçüsüyle, ülkücüsüyle Türkiye herkesin özgürce yaşayacağı ve yazacağı bir ülkedir. Fakat binlerce insanın hayatını hapishanelerde perişan etmiş ve Hrant Dink gibi onlarca da insanı öldürtmüş FETÖ denen çete en ufak zerresine kadar tasfiye edilecektir...