Cem Uzan: Sedat Peker’den İyi İçişleri Bakanı Olur
Türkiye’den Fransa’ya gittiği 2009 yılından bu yana yurt dışında yaşayan Genç Parti’nin kurucu başkanı Cem Uzan, Independent Türkçe’nin sorularını yanıtlarken Sedat Peker'le ilgili sözleri dikkat çekti.
Cem Uzan’ın İndependent Türkçe'den Can Bursalı'ya verdiği yanıtların satırbaşları şöyle:
Cumhurbaşkanlığına adayım dediniz. 100 bin imza toplayabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Evet, gayet basit. Gerek 2002’de gerek 2007’de katıldığı seçimlerde milyonlarca oy almış bir siyasi parti genel başkanından bahsediyoruz.
En son 15 yıl önce seçimlere katıldınız…
Evet en son 15 yıl önce 2007’de katıldım. O zaman da milyonlarca oy aldım. Onun için 100 bin imza hiçbir zaman hiçbir sorun olmaz.
Türkiye'de meydanlarda olamayacaksınız. En azından şimdilik görünen bu. Bir dönüş takviminiz var mı?
Bir dönüş takvimi hem var hem yok. Hukuki adımların atılması lazım. Ondan sonra dönüş takvimi daha da kesinleşir. Ama şunu unutmamak lazım. Ben şu anda Türkiye'de meydanlardayım. Her videom haftada bir milyonun üzerinde izleniyor. Bir buçuk senedir her hafta… Bu, her gün miting yapmaktan daha etkili bir metot.
Bugün gelinen noktada teknoloji sayesinde ben Türkiye'nin her tarafında varım ve burada olmanın da bir avantajı var.
Ben çok özgürce ne konuşabiliyorum ne dile getirebiliyorum. Ben Türkiye'de bunun lafları söylesem beni içeri atarlar.
Öyle bir çekinceniz mi var?
Var tabii ki. Türkiye'de hukuk kalmadı ki. Akıllı insan korkar.
Türkiye çapında seçmene birebir nasıl temas edeceksiniz?
Çarşı pazar dolaşmayı ben geçmişte Türk siyasetine getiren adamım. 2002’de Türkiye'ye siyasette çarşı pazar dolaşmasını getiren kişiyim.
Kadrolarınız da bunun için yeterli mi?
Kadrolarımız var. Genç Parti'nin kadroları var ve yeterli.
Türkiye, en büyük yolsuzlukları, hırsızlıkları benden öğreniyor. Peki ben nasıl öğreniyorum bunları? Ben takip ediyorum tabii ki. Çok yakın olarak takip ediyorum.
Ancak bir de kadrolarımdan da gelen haberler oluyor bana. "Genç Parti'nin kadroları şu anda gölgede duruyorlar" diye yoklar kabul etmek çok büyük bir yanlış olur.
Kaç ilde örgütlüsünüz?
60 küsur ilde örgütlüyüz. Bakın siz Genç Parti'yi bugünün Türkiye'sinde ana muhalefet olarak görmeye hazırlanın artık. Biz yandaş muhalefet değiliz.
Genç Parti'nin bütün teşkilatları cayır cayır çalışıyor şu anda. Genç Parti, Edirne'de de var. Rize'de de var, Muğla'da da var. Samsun'da da var, Adana'da da var, Antakya'da da var, Manisa'da da var, her yerde var.
Yandaş muhalefet olarak kimi işaret ediyorsunuz?
Yandaş muhalefet olarak Millet İttifakı'nı işaret ediyorum.
Bakın Tayyip Erdoğan'ın bir lafı var. Bazı laflarını dikkatle dikkate almak lazım Tayyip Erdoğan'ın. "Muhalefeti biz dizayn edeceğiz" dediği günleri hatırlayın.
Bugün Tayyip Erdoğan tarafından dizayn edilmiş bir muhalefet var. Altı tane muhalefet partisi bir araya geliyor, "altılı masa" diyorlar.
Demokrat Parti... Kaç tane oyu var? Allah bilir. Saadet Partisi son seçimlerde yüzde sıfır nokta sekiz almış. Demokrat onun da altında.
Babacan, Davutoğlu bunlar yeni kurulmuş partiler. Kamuoyu araştırma şirketlerine verilen paralar sayesinde yüzde 0,5 ile 1 arasında gözüküyorlar.
Gelelim İYİ Parti'ye. Sayın Akşener çıkıyor, Sayın Akşener'in sağ kolu, baş danışmanı çıkıyor ve "Akşener, Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilmesi için çalışacak" diyor.
Efendim? Efendim ben yanlış mı duyuyorum? Yanlış mı okuyorum?
Devlet ve çete arasındaki fark hukukun mevcudiyetidir. Kanunların mevcudiyetidir. Anayasayı siz yok sayamazsınız. Anayasayı değiştirmek istiyorsanız gidersiniz, Cumhur İttifakı'yla birlikte mecliste el kaldırırsınız. Anayasanın 101. maddesini değiştirirsiniz. Yoksa Sayın Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olamaz.
Hukuki boyutta başvurularınız olacak mı bu konuyla ilgili?
Hukuki boyutta kime başvuracağım? Anayasanın çiğnenmesi demek ne demek biliyor musunuz? Ondan sonraki rejimin bütün dünyada gayrimeşru olması demektir.
Bazı ülkelerde darbe oluyor. Birileri iktidara geliyor. Uluslararası kamuoyu, Birleşmiş Milletler kabul etmediği, tanımadığı takdirde, o iktidar gayrimeşru oluyor.
Bugün anayasasında ‘Bir kişi en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilebilir’ ifadesi olan bir ülkeden bahsediyorsunuz.
İki defa seçilmiştir Sayın Erdoğan. Mazbatalarına bakınız. Yüksek Seçim Kurulu kararlarına bakınız. 12'nci Cumhurbaşkanı ve 13'üncü Cumhurbaşkanı yazıyor. 14’üncüsü başka birisi olacak. Anayasa bunu hükmediyor.
Değiştirmek istiyorsa İYİ Parti ve Millet İttifakı, giderler el kaldırırlar. Ha hangi, kaç milletvekili el kaldırır, kaç tanesi el kaldırmaz onu bilemem. Ama Anayasa'nın değiştirilmesinin yolu meclisten geçer. Bunu bilmeden veya bunu göz ardı eden bir muhalefete de ben yandaş muhalefet derim.
Siz seçimlerdeki iddianızı dile getirdiniz. Cumhurbaşkanı seçilmeniz halinde mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle mi yolunuza devam edeceksiniz? Yoksa parlamenter sisteme bir dönüş sizin de vaatleriniz arasında mı?
Ben parlamenter sisteme dönüşüm mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu sistemin daha revize edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Daha demokratik hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Erken seçim bekliyor musunuz?
Sıfır ihtimal. Ben "seçim olursa sevinin" diyorum. Ben seçimin olup olmayacağından endişe ediyorum.
Seçimin ertelenmesinin belli koşulları var. Siz olağanüstü bir durum bekliyor musunuz?
İnşallah hiçbiri olmaz diyorum. Eğer AK Parti bundan sonraki Cumhurbaşkanı adayıyla birlikte seçimlerde başarılı sonuç elde etmek istiyorsa ekonomiyi düzeltirsin düzeltebiliyorsa. Batırdığı ekonomiyi düzeltsin.
Sizin ekonomiyle ilgili bir reçeteniz var mı?
Var tabii.
İlk atacağınız adım nedir?
İlk atacağım adım bir defa doğru düzgün bir bütçe yapılmasıdır. Bir bütçe yapacaksınız.
Şu anda kimse Türkiye'nin ekonomik durumunu net olarak bilmiyor. Kaç milyar dolar eksi rezervdesiniz? Elli altmış, belki yetmiş oldu.
Tabloyu çıkartacaksınız, bütçeyi yapacaksınız ve diyeceksiniz ki biz ekonomiyi bu rakamlar içinde çevireceğiz ve ekonomiyi büyüteceğiz. Ama ekonomiyi büyütmek daha fazla beton yatırımı yaparak olmayacak. Bütçeyi yapacaksınız ve o bütçeye kaynak bulacaksınız.
O bütçedeki kaynaklardan en önemlilerinden biri de 400 Bakanlığı. 400 milyar doları çalındı bu ülkenin. Bakın ben de Tayyip Erdoğan gibi yapıyorum. (Rabia işareti yapıyor) O para geri gelecek.
Nasıl getireceksiniz?
Onun için şu anda çalışacak ekipler hazır. Uluslararası kriminal muhasebe uzmanlarıyla şu anda temaslar yapıldı. Ve bu kaçırılan paralar, yirmi dört ay içinde getirilecek Türkiye'ye. Geldiğinde görürsünüz.
Türkiye'ye yönelik bir yatırım takviminiz var mı? Bir medya yatırımınız olacağından söz edilmişti…
Şu anda üzerinde çalışıyor arkadaşlar. Gerçekleştiği takdirde, gerçekleştiği zaman açıklarız.
Geçtiğimiz yılın mayıs ayından bu yana Sedat Peker'in yayınladığı videolar, attığı tweetler sürekli gündemde. Birçok siyasi hakkında, birçok iş insanı hakkında, birçok emekli bürokrat hakkında iddialarda bulundu Sedat Peker. Özellikle 90'lı yıllarda birlikte işledikleri suçları veya başkalarının işlediği suçları ifşa etti, iddialarda bulundu. Siz 90’lı yıllarda ve 2000’lerin başında Türkiye'de hem iş dünyasında hem siyasette çok aktiftiniz. O süreçlerde yaşananlara ilişkin herhangi bir gözleminiz, herhangi bir bilginiz var mı?
Sedat Peker'in iddialarını tabii ki herkesin takip ettiği gibi ediyorum ve son derece önemli ifşaatlarda bulunuyor. Yürekli bir iş yapıyor. Cesur bir adam. Mert bir adam. Bazen
Sedat Peker'den de gayet iyi İçişleri Bakanı olurmuş diye düşünüyorum. Yani insanın aklından geçiyor böyle bir şey.
Teklifte bulunacak mısınız?
İlk önce bir seçimi kazanalım, bakarız.
Türkiye temizlenmek zorunda. Türkiye temizlenirken de kanunlara uymak zorunda. Türkiye'de herkes kanunlara uymayı öğrenecek. Yönetenler kanunlara uymadığı yerde tabii ki vatandaş da uymaz. Siyasette hep söylediğim bir şey var: Özgürlük, zenginlik, hedef Avrupa Birliği...
Ben böyle bir Türkiye'yi yaratmak için siyasette varım. Bunun için siyaset yapıyorum.
Fikirleri aynı olmasa da insanları kabul edeceksiniz. Selahattin Demirtaş'ın ne işi var hapiste? Osman Kavala'nın ne işi var hapiste? Binlerce insan var KHK'lardan mağdur olan. Neden hapiste insanlar veyahut da neden devletten atıldılar özel sektörde de iş bulamıyorlar?
Güneydoğu'da "siyaset yap, dağa çıkma" diyorsun, adam siyaset yapıyor, belediye başkanı seçiliyor. Görevden alıyorsun, yerine kayyum atıyorsun. Bunların hepsi bitecek. Üzerine kocaman bir çarpı gelecek. Özgürlük gelecek, özgürlük.
Talimatla hareket eden hakimlerin hepsi yargılanacaklar. Onlara biz bağımsız yargıyı yargılandıklarında öğreteceğiz. Türkiye'de yargı bir başka bir çete haline gelmiş vaziyette,
iktidarın cezalandırma operasyonu haline gelmiş. Bitecek. Başta kanunlara uyacak olan da ben olacağım Cumhurbaşkanı olarak.
Ekonomiyi düzelteceğiz. Çalmayı çırpmayı önlediğin zaman Türkiye ekonomisi düzeliyor. 400 milyar doları getirdiğiniz zaman Türkiye ekonomisi uçacak.
Kanunun, hukukun hakimiyetini sağladığınız zaman 1 trilyon dolar Türkiye'ye yatırım parası gelecek.
1 trilyon dolardan bahsediyorum. İşsizliği bitireceğim. Bunların hepsini de yaparken Avrupa Birliği'ne bütün müktesebatı adapte edip Avrupa Birliği'yle tam üyelik anlaşmasını yapacağım. İlk beş senemin içinde. Bunlar benim için önemli.
Vaatlerinizi sıralamış oldunuz. Bugünün Türkiye'sine vermek istediğiniz bir mesaj var mı?
Ben vaat olarak söylemiyorum bunları. Ben bunun için siyaset yapıyorum.
Vaatlerim var. Çok net. Erdoğan dönemi bitti. Bitiyor. Yeni bir Türkiye geliyor. Herkes ona göre, gönlüne göre, istediği yeni Türkiye'yi dizayn etmek için elinden geleni yapsın.
Bu bir siyasi öngörü mü yoksa bir seçim vaadi mi?
Siyasi öngörü bu, vaat değil. Bu gerçek, Erdoğan aday değil. Bakın ben adayım diyorum. Başka Selahattin Demirtaş herhalde aday olacaktır. Altılı masada daha koltuk paylaşımı yapmaktan aday çıkartamıyorlar.
Cumhurbaşkanı da aday olduğunu açıkladı…
Cumhurbaşkanı bir defa sinirlendiği için açıkladı. Onun dışında bir daha söylemedi.
Cumhurbaşkanı, "Anayasa'nın 101'inci maddesini ben takmıyorum" desin. Kendi yazdırdığı madde o. 2007’den beri o madde duruyor orada.