Cemaat o hamleyi yapsaydı, hükümet kesinlikle düşerdi
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Cemaat üç operasyonu birden başlatsaydı, bana göre hükümet kesinlikle düşerdi, ayakta kalamazdı” dedi.
Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, “Cemaat üç operasyonu birden başlatsaydı, bana göre hükümet kesinlikle düşerdi, ayakta kalamazdı” dedi.
Samsun Aydınlar Ocağı “Devlet Güvenliğine Yönelik Yapılar” konulu konferans düzenledi. Konferansa eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı konuşmacı olarak katıldı. Öğretmenevi toplantı salonunda düzenlenen konferansa eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın yanı sıra MHP İl Başkanı Taner Tekin, Samsun Aydınlar Ocağı Başkanı Doç.Dr. Taner Tunç ve ocak üyeleri katıldı.
Samsun Aydınlar Ocağı Başkanı Doç.Dr. Taner Tunç’un açılış konuşmasının ardından kürsüye çıkan eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı, katılımcılara devlet güvenliğine yönelik yapılarla ilgili bilgiler verdi. Avcı, “Bizim ülkemizde terörün ve ülkenin güvenliğine yönelik örgütlerin yaptığı zararı maddi olarak hesaplamak mümkün değil, Güneydoğu’da ve içimizde yapılan askeri harcamalar, güvenlik harcamaları, kaybettiğimiz insanlarımız, canlarımız, halen devam eden sıkıntılarımız, işin ekonomik boyutu, siyasi istikrarımız, dış dünyaya karşı olan tavrımız bunları rakamlarla hesaplamak mümkün değil. Bu ülke inanılmaz enerjisini kaybediyor, ekonomisini kaybediyor, siyasi iktidarını kaybediyor. Dış dünyada itibarını, birçok şeyi bu olaylar nedeniyle kaybediyor. Eğer biz gerçekten bu terörü yaşamamış olsak bu ülke şimdikinin belki birkaç katı daha ileride olurdu. Avrupa’dan geri olmamızın en büyük sebebi de bu sorunlardır” dedi.
“CEMAAT 3 OPERASYONU AYNI ANDA YAPSAYDI HÜKÜMET DÜŞERDİ"
Cemaatin Mart 2014 yılında 3 operasyonu aynı anda yapsaydı hükümetin düşebileceğini belirten Avcı, “Hükümet, dershanelere yönelik bir faaliyet izlediği zaman cemaate yönelik aktif bir tavır aldığında 17 Aralık operasyonunu planladılar. Devlet önceden pasif tekbirler alıyordu. En fazla bir görevliyi görevden alıyorlardı. 17 Aralık olayı, belgelerle birlikte bizim görebileceğimiz Mart 2014 yılında başlatılacak bir operasyondu. Seçimlere yakın ve parlamentonun tatil edildiği bir zamanda 3 operasyon beraber başlayacaktı. Birincisi 17 Aralık yolsuzluk operasyonu, ikincisi 25 Aralık’ta daha büyük çapta karar alınıp ama hayata geçirilemeyen yolsuzluk operasyonu ve üçüncüsü ise devletin bütün üst düzey bürokratlarının İran’a casusluk yaptığını suçunu iddia edip operasyon başlatacaklardı. Bunların üçünü aynı anda yapacaklardı. Fakat cemaatin devleti denetleme adına yaptığı bazı faaliyetlerle elde ettiği bilgilere göre oradaki kendilerine ait polis müdürlerin tayin olacağını zannettiler. Öyle bir paniklediler ki, hemen operasyon başlamazsa bir daha yapamayacaklarını zannettiler ve 2014 yılının Mart ayında başlayacak operasyonu yeterince olgunlaşmaya hazırlamadan Aralık ayında başlattılar. Aynı anda başlatamadılar. Önce 17 Aralık operasyonunu başlattılar. Diğerini 25 Aralık’a sarkıttılar, diğeri de uzadı. Birinci operasyonu başlatarak niyetleri anlaşıldı ve hükümet tedbir alarak diğerlerini önledi. Yoksa o operasyonların üçünü birden başlatsalardı, aynı anda harekete geçseydi bana göre hükümet kesinlikle düşerdi, ayakta kalamazdı. Başbakanının yakınları da gözaltına alınacaklardı. Türkiye’nin en çok ihalelere katılmış 10 firmanın bütün hesaplarına el koyacaklardı. Böyle bir şeyi hükümet kaldıramazdı. Başta MİT Müsteşarı olmak üzere 200’e yakın genel müdür ve bürokratlarını ‘İran’a casusluk yapıyorlar’ diye tutuklayacaklardı. Bütün belgeleri oluşturmuşlar. Böyle bir operasyonla hükümet devrilirdi. Ama hükümet tedbir aldı. Mahkeme kararı almasına rağmen gereği yapılmadı. Ondan dolayı başarılı olamadılar. Daha sonraki süreçte emniyetteki yargıdaki cemaatçiler belli oranda temizlendi” diye konuştu.
“2015 YILINDAN SONRA ADİL ÖKSÜZ TAKİP EDİLSEYDİ DARBE ÖNCEDEN TESPİT EDİLİRDİ"
Adil Öksüz’ün cemaatin askeri imamı olduğunun 15 Temmuz darbesinden önce bilindiğini ifade eden Avcı, “Tüm bunlara rağmen olaylarda mağdur olan asker, kendilerine kumpas kurarken kimlerin ve hangi subayların nerede görev aldığının isimlerini verdiler. Birçok insan kitaplar yazdı. Hatta bazı cemaatçi itirafçılar bu cemaatin şuandaki önemli insanların isimlerini verdiler. Şu anda aranan başına 4 milyon TL ödül konmuş olan Adil Öksüz’ün ismini verdiler. Adil Öksüz, bizim bildiğimiz silahlı kuvvetlerin imamı. Bu adamın bu görevde olduğu resmi ifade ile sabit. Latif Erdoğan, ‘ben ifademde hem emniyette hem savcılığa hem de istihbarata anlattım’, Cemalettin Özdemir ise, ‘ben bu insanın cemaatin askeri imamı olduğunu ifade ettim’ diyor. Ben kendi gözümle okudum. 14 Ocak 2015’te bir kişi ifadesinde ‘ben geçmişten beri askeri kuvvetlerde görevliyim. Bizim eskiden deniz kuvvetleri imamımız Adil Öksüz, şimdi hava kuvvetleri imamıdır’ diyor. Bunun gibi askerleri yöneten 200’den fazla cemaat imamı abisi isimleri vardı. Eğer bu devlet, bu güvenlik kuvvetleri Adil Öksüz ve buna benzer birkaç kişiyi takip etselerdi, biz 15 Temmuz’a gelmeden bunların hepsini tutuklardık, gözaltına alırdık ve bunları yaşamazdık. En azından darbenin yapılacağını önceden görürdük. Hepsini tespit etme imkanımız vardı” şeklinde konuştu.
(İHA)