CHP'li Toprak: Marmara Planının Asıl Amacı Katar'a Kazanç Kapısı Açmak
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, müsilaj sorununa yönelik hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın asıl amacının "Katar'a yeni kazanç kapısı açmak" olduğunu belirtti.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, müsilaj sorununa yönelik hazırlanan Marmara Denizi Eylem Planı’nın 7 ve 9’uncu maddeleri için “Katar ile Su Anlaşması’nın hedefleri bu planla hayata geçirilmektedir” dedi. Toprak, iktidarın Marmara’da ölüm belirtilerinden sonra harekete geçtiğini, belediyeleri devre dışı bırakıp ipleri eline almak istediğini söyleyerek, asıl amacın 'yandaşlara' yeni kapı açmak olduğunu ileri sürdü.
Marmara Denizi Eylem Planı'nın 7. maddesine göre "Arıtılmış atık suların mümkün olan her yerde yeniden kullanımı artırılacak, desteklenecek, temiz üretim teknikleri uygulanacak." Planın 9. maddesine göre ise "Atık su arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesini çok daha kolay hale getirmek için kamu-özel sektör iş birliği modelleri hayata geçirilecek."
CHP'li Erdoğan Toprak, planın bu iki maddesini yaptığı yazılı açıklama ile değerlendirdi.
Toprak, planın 7. maddesi için "Marmara sahillerinde ve kıyısı olan kentlerde deniz suyunun ve atık suların artırılması için Katar'a kapı aralandığını işaret etmektedir" dedi. Planın 9. maddesini ise “Kamu özel iş birliği modeli, iktidarın kendisine yakın müteahhitlere kaynak ve servet aktarma mekanizmasıdır" sözleri ile yorumladı.
Toprak'ın açıklamaları şöyle:
"Asıl hedef Katar'a yeni kazanç kapısı açmak"
“Marmara Denizi'nde ortaya çıkan müsilaj (deniz salyası) felaketi üzerine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ilan edilen Marmara Denizi Koruma Eylem Planı’nda yer alan iki madde asıl hedefin iktidarın yandaş müteahhitlerine ve Su Anlaşması imzalanan Katar’a yeni kazanç kapısı açmak olduğunu göstermektedir. Ancak bu plan da İnsan Hakları Eylem Planı, Ekonomik Reform Eylem Planı, Yargı Reformu Strateji Belgesi vb. gibi göstermelik ve acil çözüm gerektiren böylesine hayati bir çevre felaketinin çözümlerini gelecek beş yıla yayan bir vaatler manzumesinden ibarettir. Bu süreçte iktidar, kazanç fırsatçılığı yaparak yandaş müteahhitleri ve Katar’ı devreye sokacak adımlar için Marmara’daki çevre katliamını istismar formüllerini hayata geçirme amacındadır."
"7.Madde deniz suyunun ve atık suların arıtılması için Katar'a kapı aralandığını işaret etmektedir"
"Eylem Planı’nın 7’inci maddesi arıtılmış atık suların her yerde yeniden kullanımının artırılmasını içermektedir. Katar ile imzalanan Su Anlaşması’ndaki amaç, hedef ve iş birliği konuları ile 7. madde örtüşmektedir. Katar, deniz suyunu arıtıp (desalinasyon) kullanma suyu olarak şehir şebekelerinde kullanıma verdikten sonra, bu atık suların tekrar arıtılması ile su gereksiniminin büyük bölümünü karşılamaktadır. Katar’ın benzer tesisleri Türkiye’de kurması anlaşmanın amaçları arasındadır. Eylem planının 7. maddesi Marmara sahillerinde ve kıyısı olan kentlerde deniz suyunun ve atık suların arıtılması için Katar’a kapı aralandığını işaret etmektedir. Muhtemelen Marmara ve Ege sahilleri Katar sermayesi ve fonlarıyla, iktidara yakın müteahhitlerin ortaklaşa kuracağı deniz suyu arıtma, atık su arıtma ve şehir şebekelerine kullanma suyu sağlama tesislerine tahsis edilecektir."
"KÖİ Modeli, iktidarın kendisine yakın müteahhitlere kaynak ve servet aktarma mekanizmasıdır"
"Planın 9’uncu maddesinde ise ‘Atık su arıtma tesislerinin yapımı ve işletilmesini daha hızlı ve kolay hale getirmek için kamu-özel iş birliği (KÖİ) modelleri hayata geçirilecek’ denilmektedir. KÖİ modeli, iktidarın kendisine yakın müteahhitlere kaynak ve servet aktarma mekanizmasıdır. Ülkenin ve milletin geleceğini 3-5 müteahhide ipotek eden, kur artışlarıyla yükü sürekli kabaran bir modeldir. İktidar bu maddeyle yandaş müteahhitlere atık su ve arıtma tesislerinin finansmanı için hazine kefaleti ve 25-30 yıllık işletme süresince arıtılacak atık suya, metreküp başına dövize endeksli tarife garantisi vermeyi planlıyor. Oysa bu yatırımların süratle yapılarak, arıtma tesislerinin devreye sokulması için öncelik, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) olmak üzere, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Yalova, Çanakkale, Tekirdağ vb. çevre belediyelerin benzer kuruluşlarında olmalıdır. Kentlerin altyapısının, kanalizasyon şebekesinin yenilenmesi, biyolojik artıma ve atık su sistemlerinin yeni yatırımlarla yaygınlaştırılması, güçlendirilmesi, halk sağlığı, çevrenin-doğanın korunması ve ülkenin çıkarları açısından doğru ve akılcı olan yol budur. İktidar bu planla belediyeleri devreden çıkartmayı, tüm ipleri ele almayı hedefliyor. Marmara Belediyeler Birliği’nin davet edilmesi vitrin içindir."
"Asıl amaç yandaşlara yeni kazanç kapısı açmak"
"Elektrik, doğalgaz, akaryakıta her ay zam yapan; vergileri katlayan iktidar ittifakı, 2 yıldır İSKİ’nin su ücretlerine zam talebini İBB meclisinde Cumhur İttifakı oylarıyla reddederek, İSKİ’nin maliyet artışlarını karşılamasını, yeni kaynak yaratmasını, yatırım yapmasını engellemektedir. Bu da iktidarın Marmara Eylem Planı’nda siyasi hesap peşinde olduğunu ve bu planın asıl amacının, yandaşlarına yeni kazanç kapısı açmak olduğunu göstermektedir.”