Tecavüzcü kocadan meclise dilekçe: Eşler arasında tecavüz suç olmamalı
Meclis Dilekçe Komisyonu'na gelen bir dilekçe tartışma yarattı. Darp ve cinsel saldırı suçundan yargılanan R.D., cinsel saldırının eşler arasında suç olmaktan çıkartılmasını istedi.
T24'den Hande Karabağlı'nın haberine göre, Türkiye’nin kanayan yaralarından kadına yönelik şiddette mücadele yöntemleri aranırken Meclis Dilekçe Komisyonu’na gelen bir dilekçe bir kez daha tartışma yarattı.
Darp ve cinsel saldırı suçundan yargılanan Tarsus Cezaevi’nden iki arkadaşının da imzasıyla Meclis Dilekçe Komisyonu’na başvuran R.D, cinsel saldırının eşler arasında suç olmaktan çıkartılmasını istedi.
Başvuru sahibinin talebinin muhtelif kanunlarda değişiklik veya bazı alanlarda yeni yasal düzenlemeler yapılmasının istendiğini belirten bu düzenlemelerin komisyonda görüşülemeyeceğine dikkat çekildi.
Komisyon, Türk Ceza Kanunu’nun Cinsel saldırı suçunu düzenleyen 102. Maddesini hatırlatarak başvururu karara bağladı.
Komisyon başvurusu ve kararı şöyle:
Dilekçi: Eşini darp etmesi nedeniyle cinsel saldırı suçundan yargılanmasından şikayetle, cinsel saldırının eşler arasında suç olmaktan çıkartılmasını istemektedir.
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102'inci maddesi aşağıdaki şekilde hüküm içermektedir.
"Cinsel saldırı
Madde 102- (Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur."
Gereği Düşünüldü: Dilekçe üzerinde yapılan inceleme sonucunda, muhtelif kanunlarda değişiklik veya bazı alanlarda yeni yasal düzenlemeler yapılmasının istendiği anlaşılmıştır. Dilekçe Komisyonu, Anayasa’nın, TBMM İçtüzüğü’nün ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Anayasa’nın 88’inci maddesinde, kanun teklif etmeye milletvekillerinin yetkili olduğu belirtilmiştir. TBMM İçtüzüğü’nün 116/1’inci maddesinde “Dilekçe Komisyonunu... Başkanlık Divanı.... Yeni bir kanunu veya bir kanun değişikliğini gerektiren... dilekçelerin, görüşülemeyeceğini karara bağlar.” denilmiştir.
Komisyonumuz Başkanlık Divanı, yeni bir kanun veya bir kanun değişikliğini gerektiren dilekçelerin, Komisyonda görüşülemeyeceğini karara bağladıktan sonra, TBMM İçtüzüğünün 116/2-3’üncü maddesi gereğince, bu dilekçelerden kanun olarak düzenlenmelerinde toplumsal yarar görülenlerin birer örneğini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına ve bilgi için Cumhurbaşkanlığına göndermekte; ayrıca, kanun teklifi gerektiren tüm kararları bastırıp, milletvekillerine dağıtmaktadır. Dolayısıyla vatandaşlarımızdan gelen yeni yasal düzenleme taleplerinden ve değiştirilmesi istenen kanunlardan, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin tamamı haberdar edilmektedir.