Erdoğan Le Monde'a konuştu: Batı Türkleri yalnız bırakmayı tercih etti
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Le Monde gazetesinde yayımlanan röportajda, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruları yanıtladı.
PARİS (AA) - Batı dünyasının, kendi savunduğu değerlerle çelişki içinde olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Batı'nın demokratik değerlere sahip çıkan Türkiye ile dayanışma içinde olması gerekir. Maalesef Türkleri yalnız bırakmayı tercih etti. Batılılar tutuklanan ve açığa alınan insanların sayısından şüphe etmemelidir. Bir hukuk devleti istediği memuru işe almak ve istedini de işten çıkarma hakkına sahiptir. Türkiye böyle bir soruyu Batılı müttefiklerine asla sormadı."
"Sıradan bir terörist saldırıyla karşı karşıya değildik"
Darbe girişimi sırasında, bazı Batılı liderlerle telefon görüşmeleri yaptığına işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu yeterli değildi. Sıradan bir terörist saldırıyla karşı karşıya değildik. 240 şehit ve 2 bin 200 yaralımız var. Tüm dünya Charlie Hebdo saldırısına tepki gösterdi. Başbakanımız Paris'teki yürüyüşe katıldı. Batılı liderlerin Türkiye'de olanlara aynı şekilde tepki göstermelerini ve bazı klişe kınama mesajlarıyla yetinmemelerini arzu ederdim. Türkiye'ye gelmelerini isterdim."
"Empati yapmak yerine reaksiyon gösterdiler"
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'le darbe girişimi sonrası yaptığı görüşmeyi de anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Putin, beni taziye için aradığında açığa alınan asker ve memurların sayısıyla ilgili eleştirmedi. Ancak bütün Avrupalılar bana 'Neden bu kadar asker hapiste ve neden bu kadar memur görevden alındı?' diye sordu. Bir yargıda bulunmak için sahada yaşadığımız olayları görmek gerekiyor. Meclis ve MİT bombalandı. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi savaş uçakları tarafından hedef alındı. 6 kişi şehit oldu. Batılı yöneticiler empati yapmak yerine ters bir reaksiyon gösterdiler. Bu bizi üzdü, bu kabul edilemez."
"AB tek sorumlu ve suçludur"
Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilere dair bir soru üzerine, Erdoğan, şunları kaydetti:
"AB üyelerinin Türkiye ile ilişkileri düzeltmesi gerekir. 53 yıldır Avrupa'nın kapısındayız. AB tek sorumlu ve suçludur. Türkiye dışında hiç bir ülkeye böyle davranılmadı. İlk katıldığım AB zirvesi sırasında sadece 15 üye ülke vardı. AB'nin Türkiye'nin üyeliği için bir türlü bitmeyen müzakerelerde fasılların açılması konusunda taraflı bir yaklaşımı var. Şu anda 3 milyon sığınmacıyı ağırlıyoruz. Ancak AB'nin tek endişesi onların topraklarına ulaşması. Türk vatandaşlarına vize karşılığında sığınmacıların geri kabulünü bize teklif ettiler. Geri kabul ve vize muafiyetinin 1 Haziran itibarıyla yürürlüğe girmesi gerekiyordu. Şu anda ağustos ayındayız ancak hala vize muafiyeti yok. Eğer taleplerimiz karşılanmazsa, geri kabuller mümkün olmayacak."