Dilek Güngör Yazdı: Domates Paramız Yata Gidiyor!
Gıda fiyatlarındaki enflasyon etkisinin yanı sıra tarladan pazara gelinceye kadarki zamlar vatandaşı alamaz hale getiriyor. Bunun dışında ihraç edilen gıdadaki karlara dikkat çeken Dilek Güngör'den "Domates paramız yata gitti" başlıklı çarpıcı bir yazı geldi.
Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör "Domates paramız yata gidiyor!" başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Dilek Güngör sokağın gündeminin pazardaki, marketteki, haldeki fiyatlar olduğunu belirterek şunları yazdı:
Şaka yapmıyorum Maalesef, durumun özeti bu… Şöyle anlatayım… Sokağın gündeminde tek mesele var, pazardaki, marketteki, haldeki fiyatlar…Hem de hemen hemen hepsinde aynı olan fiyatlar... Domates 30 TL, salatalık 20 TL, marul 20 TL, maydanoz 8 TL… Bu nasıl olur? 'Ürün yok, çiftçi maliyetler yüzünden üretmiyor' diyorlar. (Tamam, mazotun fiyatından da elektrik- doğalgaz zammından da haberim var. Çiftçiye gübre- mazot desteklerinin artırılması gerektiğini, tarımda planlamanın şart olduğunu, aracılık maliyetlerini düşürecek yasal düzenlemelerin ivedilikle çıkarılması gerektiğini defalarca dile getiren de benim…)
TARIM İHRACATINI SORDU
"Çiftçi üretmiyor" iddiasının doğru olmadığını savunan Dilek Güngör şu ifadeleri kullandı:
"Peki ya bu lobiyi yapanlara şunu soruyorum. Madem, çiftçi tarladan çekiliyor, o zaman tarım ihracatı nasıl rekor kırıyor kardeşim? Öyle ya… İlk çeyrekte geçen yıla göre tarım ihracatında artış neredeyse yüzde 30'a yaklaşmış… Cumhuriyet tarihinin en yüksek ilk çeyrek ihracat rakamına ulaşılmış… Hatta ilk çeyrekte yüzde 20.8 olan toplam ihracat artışını bile katlamış… Eee… Demek ki, üretim hâlâ var. 'Mazottan, otoyol zammından haberin var mı?' diyorlar. Tamam, onlara da zam geldi de… Domates bir yılda yüzde 200, salatalık 400, biber 150 artmış… Mazotu, dövizi hesaplasan bu fark yok… Eee…"
İHRACATÇILAR YAT BAKIYOR
"İhracatta tatlı bir kar var" diyen Dilek Güngör "Nerede bir ihracatçı görsem, yat bakıyor" iddiasında bulundu. Dilek Güngör yazısına şöyle son verdi:
"Olan şu… İhracatta tatlı bir kâr var. Köyde bir avuç toprağını ekip, yılın tamamında geçinmeye çalışan, bir dönüm arazisine gübre bulmakta zorlanan gariban çiftçiye diyecek lafım yok. Onların ürününü üçü-beşe ellerinden toplayan 'büyükbaşlar'ı diyorum. Onlar alıyorlar ürünü, getiriyorlar gümrüğe, gönderiyorlar yurtdışına, doları-euroyu atıyorlar cebe… Haa, atsınlar atmasına da... Kardeşim, sonra iç piyasaya da ihracat fiyatından ürünü dayatmaya kalktıklarında olmuyor. Sonra ne mi yapıyorlar? Vallahi son günlerde bana mı denk geliyor anlamadım. Nerede bir ihracatçı görsem, yat bakıyor. Yanlış duymadınız… Hububatçısından gıdacısına, kimyacısından çelikçisine kadar hepsi… Aralarındaki muhabbet de aynen şöyle… 'Benim yat 35 metre', 'O da bir şey mi? Ben 45 metrelik bakıyorum', 'Ben 55 metrelik bir tane sipariş verdim'… Anlayacağınız, bizim domates paralarını yaz aylarında Marmaris'te, Bodrum'da, Göcek'te yüzerken görebilirsiniz!"