Dilipak: FETÖ kehanet güncelledi, aralık ayında bu işi bitirecekler

Akit yazarı Dilipak, TSK içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası Fethullah Gülen'in "kehanet güncellediğini" savunarak "Eylül sonu harekete geçiyorlar, Aralık sonuna kalmadan bu işi bitiriyorlar" dedi.

Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen'in "kehanet güncellediğini" savunarak "Eylül sonu harekete geçiyorlar, Aralık sonuna kalmadan bu işi bitiriyorlar. Birileri Erdoğan’ın ABD ziyaretini bu açıdan fırsat olarak görüyor" görüşünü dile getirdi.

Abdurrahman Dilipak'ın "Kehanet veya karanlığın en koyu anı" başlığıyla yayımlanan (15 Eylül 2017) yazısı şöyle:

Kehanet, kehanet. Kehanetten geçilmiyor.. FETÖ’nün son kehanet güncellemesi: Eylül sonu harekete geçiyorlar, Aralık sonuna kalmadan bu işi bitiriyorlar. Birileri Erdoğan’ın ABD ziyaretini bu açıdan fırsat olarak görüyor.

Bizde kehanet günahtır. Batıda kâhin “Peygamber varisi” yani, İlahi ikrama sahip “Keramet sahibi” kişi olarak bilinir. İslam inancında ise geleceği yalnız Allah bilir.

Hoş artık bizde de kâhinler yok değil. Bilimsel kehanetler, siyasi kehanetler, stratejistlerin kehanetleri. Kâhinden geçilmiyor. Birçok kişi, “geleceği okumak”la kalmıyor, kendi kehanetini gerçekleştirmek, “Tanrısını o kadere mecbur bırakmak”(!?) için çalışıyor. F. Gülen de bunlardan biri.


İstihbarat örgütleri, gizlenenleri hatta akıldan, kalpten geçenleri bilmeye çalışıyor. Bu şekilde geleceği yönetmeye çalışıyorlar. “İlah”lık, “Rab”lik iddiası böyle yapıyor insanı. “Tanrı-Kral”lar böyle ortaya çıkıyor. Kendilerini zaman içinde “Tanrı’nın kılıcı, gölgesi” olarak görüyorlar. Tanrı (Baba), Ruh-ul kuds ve haşa (oğul) İsa üçlemesinde, Papa Tanrıyı, Kral onun bedenini temsil ediyor. Kral, Tanrının kılıcını, Papa kutsal ruhu temsil ediyor güya.

Batı ciddi bir spiritüalist travma geçiriyor. Bu kehanet dinin yerini almış durumda. Demonizm ve L’exorcism batıda ciddi bir sorun. Cin ve şeytanlara tapanlar, onlarla savaşanlar, onları kontrol etmeye çalışanlar arasında da gizli bir savaş var.

Avrupa’nın birçok ülkesinin birçok şehrinde esoteric fuarlar var. Konferanslar veriliyor, esoterik marketler açılıyor, garip tarikatlara üye oluyor insanlar. Bunlardan biri olan “Esoteric Fairs Munich” 10-12 Kasım 2017 tarihleri ​​arasında Münih’teki Lowenbraukeller Gastronomie GmbH’da düzenleniyor ve arkası arkasına birçok yerde benzer fuarlar açılıyor. Bu etkinliklerde, Ayurvedic & Herbal endüstrisinden gelen ürünler de sergileniyor. Berlin’deki AVZ Logenhaus fuarı, SPIRITUALITÄT & Heilen etkinlileri “vücut, zihin, ruh ve sağlık ile ilgili halka açık bir sergi” olarak tanıtılıyor. Günümüzdeki ruhsal ve alternatif tıp konularında çeşitli ilginç konferanslar ve atölye çalışmaları düzenliyorlar.

Esoteric Kitap Konferansı, ezoterizm alanında çalışan yazar, sanatçı, yayıncı ve kitapçıyı bir araya getiriyor ve her yıl tekrarlanıyor. Bu konferans, Doğu ve Batı’nın ezoterik akımlarını araştıran ve çalışan çağdaş otoritelerin sunumları, Batılı Ezoterizm, Gnostizm, Teosofi, Mitoloji, Şamanizm, Gül ve Haç’cılık, Kutsal Bilimler, Mekânsallık ve Dünya Dinlerinde tartışılan konuları tartışıyorlar. Konferans bir yanı ile de ezoterik bir kitap fuarı ve sanat gösterisi, edebi, tarihi ve kültürel sanatların eşsiz bir alanında eğitim platformu. Bütün bunlar, bu konferansın çatısı altında yer alıyor.

Buralarda en çok konuşulan konu, 3. dünya savaşı, kıyamet savaşı, Mesih’in dönüşü, Mehdi, Deccal, Yecüc/Mecüc (Gog-Magog), uzaydaki canlılar ve gelecek! “Dünya, bölgemiz, ülkemiz, insanlık nereye gidiyor? Onu anlamaya çalışıyorlar. Ve tabi melek, cin, şeytan, kıyamet ve ahiret, cennet ve cehennem!

Bu tezgâhta FETÖ’cüler de var, Masonlar, Tapınakçılar, Siyonistler, Vatikan’a bağlı ruhbanlar, Protestanlar, Budistler, Siyonistler, Kabbalistler, herkes var. Ruhlar alemi ve gayb alemini keşfe çıktığını sanan bir sürü adam. Çoğu, geçmişin kehanetlerine bakıp, bugüne ilişkin yorumlar çıkarmaya çalışıyorlar. Bizde de var cifir hesapları, ebced hesabı ile geleceği anlama çabaları, kutsal metinlerden yapılan istihraçlar, vs vs. Bunların en meşhurlarından biri Nostradamus.  Nostradamus 2017’de ABD’de “utanmaz, risk alan ve yüksek sesle konuşan” büyük bir liderin yükseleceğini söylüyor. Ayrıca “Anlaşma bozuldu, yüzünü cennete çevirecek, kanlı ağız kanla yüzecek” gibi kehanetleri var. Hristiyanlar için de, Yahudi kâhinler için de, Kızılderili, Çin, Asyatik kâhinler için de gelecek, batılılar için pek parlak değil.

Nostradamus’un kehanetlerinin yanında Balkanlar’ın dünyaca ünlü kâhini Baba Vanga’nın da kehanetleri aynı istikamette. ABD’nin 44. başkanının siyahi olacağını ve bu ülkenin son başkanı olacağını öngörmüştü. Trump’ın başkanlığının gayrimeşru ilan edilmesini bekliyorlar ama, bunun da ABD’deki büyük çöküşün başlangıcı olmasından korkuyorlar..

İngiltere’de sağcılar seçimi kaybettiler, Sol yükseldi. Batıda Faşizm yükselmeye devam ediyor. Katalanlar referandum çağrısı yaptı, İspanya bölünebilir. ABD’nin, Euronun, Doların, NATO’nun, BM’nin ne olacağı belli değil.

Her şeyin üzerine, İtalya’da “Kan Mucizesi” diye bilinen tören var. Buna göre 4. yüzyıldan kalma katı bir şekilde korunan Aziz Januarius’un kanının tören sırasında sıvılaşması gerekiyordu, olmadı deniyor. Bu da bir başka korku sebebi.

Facebook’a bakarsanız kehanetin biri bir para. Hildegard von Bingen 11. yy’da, yüzyıllar sonra büyük bir devletin kurulup dünyaya hükmedeceğini (ABD) ve beklenmedik bir zamanda yıkılacağını söylemiş. Siz siyasi ve iktisadi bir yıkım, terör ve savaş, sosyal oyların ardından gelecek bir çözülme bekleyebilirsiniz ama Bingen’e göre deprem, fırtına, hortum, tsunami yıkım sebebi olacak. Bingen, ABD’nin çözülmesinin ardından Avrupa’da Fransa’nın yükseleceği kehanetinde bulunmuştu ama başka kehanetler bunu doğrulamıyor.

Made in USA bir kehanet daha var. ABD ile ilgili Mormon inancını kuran Joseph Smith 1843’de “ABD’de daha önce hiç görülmemiş büyüklükte büyük bir karmaşa yaşanacak. ABD hükümeti kontrolü kaybedecek. Yeryüzünde kötülük adına ne varsa bu ülkede yaşanacak, baba oğluna, kız annesine, işçi patronuna, memur amirine, kadın kocasına karşı çıkacak” demiş.

Yani, korktukları şu ki, Seatle’nin laneti “beyaz adam”ı vuracak!

Mormonlar, Evangelikler, Protestanlar, Katolikler, hepsi farklı şeyler söylese de, tek bir ortak noktaları var: Felaket kapıda! 26 Haziran 2000’de Kardinal Radzinger (Papa16. Benedictus) Katolik dünyasının en önemli modern kehanetlerinden biri sayılan ve gizemini koruyan “Fatıma’nın 3 sırrı” arasında Papa’nın öldürülmesi ve 3. dünya savaşı kehaneti de var.

Katolizm Hz. İsa’dan 50 yıl sonra, Saul tarafından Şam sokaklarında Hz. İsa’nın kendine görünerek bazı görevler verdiği iddiasına dayanmaktadır. Dolayısı ile Hristiyan dünyasında bu tür “görünme” olaylarına büyük önem verilir.

Evet, biz ahir zaman peygamberinin ümmetiyiz, Batı ise ahireti unutmuş, “Dünyanın sonu” ile ilgili kurguların peşinde. Bunu yaparken de koşaradım kendi cehennemine sırtında odun taşımaya devam ediyor. Kaçtıklarını sandıkları şeye doğru koşuyorlar ama farkında değiller. Durmak yok, yola devam. Gelecek gelecek. Bizi gören, duyan, bilen, hüküm ve mutlak iktidar sahibi bir Allah’ımız var. O bizim ellerimizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek, bizi yeryüzünün varisi kılmak istiyor. Ne gam. O bizi sabreden, şükreden ve direnenlerden bulacak. Karanlığın en koyu anı, aydınlığa en yakın olduğu zamandır. Zulmün kemali, zeval vaktine işarettir. Sanırım, gelecek günler o zalimler için geçen günlerini aratacaktır. Selam ve dua ile.