Ebru Şallı, oğlu Pars'ın vefatından sonra yaşadığı günleri anlattı
İki yıllık hastalık süreci sonunda küçük oğlu Pars'ı kaybeden Ebru Şallı, Demet ve Alişan ile Sabah Sabah adlı programına röportaj verdi. Şallı, kendisi hakkında yapılan olumsuz yorumlara bir kez de bu röportaj üzerinden tepki gösterdi.
Eski manken Ebru Şallı oğlunun vefatının ardından yaşadığı zor günleri anlattı. Şallı, bu süre zarfında kendisine yöneltilen eleştirilerden rahatsız olduğunu söylerken bundan sonraki süreçte “beni artık kimse kızdırıp üzemez” şeklinde konuştu.
Şallı’nın Harun Tan ile evliliğinden dünyaya gelen oğlu Pars, iki yıl mücadele ettiği lenfoma hastalığına yenik düşmüş ve 17 Nisan’da hayatını kaybetmişti.
9 yaşındaki oğlunun vefatının ardından içine kapanan ve uzun bir süre ortalıkta görünmeyen Ebru Şallı, eşi Uğur Akkuş ile birlikte çıktığı tatilden paylaşımlar yapmış ve bazı takipçileri tarafından yoğun bir şekilde eleştirilmişti.
“KİMSE KIZDIRIP ÜZEMEZ”
Hayatını nasıl yaşaması gerektiğiyle ilgili bu eleştirilere sinirlenen ve tepki gösteren Şallı, sosyal medya hesabından da tepkisini göstermişti. Küçük oğluna hastalık sürecinde ilik bağışında da bulunan Şallı’nın programa verdiği röportajda son derece zorlandığı görüldü.
Ebru Şallı, uzun bir aradan sonra Demet ve Alişan ile Sabah Sabah adlı programa röportaj verdi ve oğlunun vefatının ardından yaşadığı zor günleri anlattı.
“İnsanlardan anlayış bekliyorum, destek olmalarını bekliyorum. Yaşanan çok kötü bir şey ve daha vicdanlı olmalıyız. Bunu yaşayan anne ve babalara destek olmalıyız çok büyük bir acı Allah kimseye yaşatmasın. Beni artık bu saatten sonra kimse kızdırıp üzemez”
Şallı, bu açıklamaları yaparken göz yaşlarına hakim olamazken röportajı izleyen Alişan ve Demet Akalın da gözyaşlarına engel olamadı.
ŞALLI’DAN PROGRAM SONRASI PAYLAŞIM GELDİ
Ebru Şallı, ekranları karşısındakileri gözyaşlarına boğan açıklamaları sonrasında Instagram hesabından bir paylaşımda bulundu ve kendisi gibi hisseden takipçilerine seslendi. İşte o paylaşım:
“Dualarınızı, güzel enerjilerinizi alıyorum… Ama lütfen ağlamayın… Ponçiğim bizi izliyor… Onu üzmeyelim ve o hep benimle benim meleğim, eşsiz kokusuyla, tılsımıyla… Hepinizi çok seviyorum.”