Erdoğan'ın Talimatı Yerine Getirilirse Türkiye'yi Neler Bekliyor?
Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “istenmeyen adam” açıklamasının ardından Türkiye'nin öncelikli başka stratejik sorunlarının olduğuna dikkat çeken açıklamalar yaptı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, Osman Kavala çağrısına imza atan 10 ülkenin büyükelçileri için Dışişleri Bakanlığı’na talimat verdiğini belirterek, "10 Büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini halledeceksiniz' dedim" açıklamasında bulundu.
Türkiye’nin dış politika açısından içinde bulunduğu bu kaotik dönemde "istenmeyen adam" açıklaması öncelikli bir hamle miydi? Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan Emekli Tuğgeneral ve İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Naim Babüroğlu, Türkiye’nin diplomasi gündeminde yer alması gereken stratejik başka sorunlar olduğunu söyledi.
TÜRKİYE’NİN COĞRAFİ BÜTÜNLÜĞÜ SÖZ KONUSU
Dr. Naim Babüroğlu, büyükelçilerin "istenmeyen kişi" ilan edilmesinden önce Türkiye'nin üç büyük stratejik sorunu ve önceliği olduğuna dikkat çekti.
Babüroğlu, Türkiye'nin coğrafi bütünlüğünün söz konusu olduğu stratejik öncelikleri şöyle sıraladı:
Dünyanın hiçbir ülkesi Suriye ve Irak dahil toplam bin 3 yüz kilometrelik sınırda terör üreten bir coğrafya ile komşu olmak istemez. Türkiye şu anda bu konumda. Aslında stratejik öncelik; Irak ve Suriye'de meydana gelen hem PYD/PKK terör örgütünü hem de radikal gruplar; IŞİD, El Kaide türevi örgütleri etkisiz duruma getirmektir.
Kimse küçük Afganistan ya da Afganistan ile komşu olmak istemez. Ne ABD ne de Almanya... Hatay ile arasında 130 kilometre olan İdlib küçük Afganistan'dır. İdlib'te ABD'nin desteklediği IŞİD - El Kaide türevi çok sayıda radikal terör örgütleri var. Küçük Afganistan ile komşu olan Türkiye'nin ikinci stratejik önceliği bu radikal terör örgütlerini etkisiz duruma getirmek için Rusya ve Suriye ile iş birliği yapmasıdır.
Dünyanın en zengin ülkeleri bile en fazla göçmene ev sahipliği yapan ülke konumuna gelmek istemez. Ancak Türkiye bu konumda. Bu sorunu gelecek kuşaklara devretmemek için ne yapılmalı? Suriye ve Rusya ile iş birliği yaparak hem Suriyeli göçmenlerin hem de diğer göçmenlerin geri gönderilmesi için adımlara atılmalıdır.
TÜRKİYE ÇIKARLARINA ABD VE AB ENGELİ
Türkiye'nin 2 buçuk milyar dolar ödeyerek Rusya'dan S-400 aldığını ve hâlâ konuşlandırmadığını hatırlatan Babüroğlu, son dönemdeki ve geçmiş yıllardaki benzer gelişmeleri anımsattı.
F-35 savaş uçaklarının üretiminde de Türkiye'nin 9 ülke ile birlikte bir aktör olduğunu vurgulayan Babüroğlu, "Türkiye F-35'in parçalarını üretiyordu. Kimi uzmanlara göre 10 milyar kimi uzmanlara göre 14 milyar dolar bir katkı sağlayacaktı Türk ekonomisine ve savunma sanayisine. Türkiye bu katkıdan ABD'nin ortaya koyduğu S-400 engel nedeniyle faydalanamadı" dedi.
Doğu Akdeniz'de Oruç Reis ve diğer gemilerin tartışmalı bölgelerde; çalışmaları olduğunun altını çizen Babüroğlu, "Özellikle uluslararası hukuka uygun olarak arama çalışması yapmamız gereken bir yerdi. Yunanistan'ın girişimiyle Avrupa Birliği'nin yaptırım uygulayacağı gerekçesiyle tartışmalı bölgelerdeki araştırma faaliyetleri durduruldu. Büyükelçilerin gönderilmesinden önce Türkiye bunları yapsaydı dış politikada jeopolitik güç müdahalesinde daha güçlü olduğunu ispatlardı. Şimdi bunların hiçbirini yapmıyoruz ama 10 büyükelçiyi ‘istenmeyen kişi’ ilan ediyoruz..." diye konuştu.
"AÇIKLAMA TEPKİSEL KALACAK"
Babüroğlu, Dışişleri Bakanlığı'nın Erdoğan’ın verdiği talimatı yerine getirmesi durumda yaşanabilecek gelişmeleri şu şekilde sıraladı:
ABD'nin uyguladığı CAATSA yaptırımları daha çok ağırlaştırılır.
30-31 Ekim'de Roma'da yapılması planlanan G-20 zirvesinden Biden-Erdoğan görüşmesi ABD tarafından iptal edilebilir.
Şu anda zaten ekonomik kırılganlığı üst seviyedeyken dolar kuru daha da fazla yükselir.
En fazla Yunanistan ve Rusya memnun olur bu durumdan. Bunun nedeni; hem ABD hem de Almanya üzerinden AB ile gerginlik yaşayan Türkiye, Yunanistan'ı mutlu eder. Ayrıca Türkiye, ABD'den 40 adet F-16 uçakları talebinde bulundu. Bunların da artık verilme ihtimali düşük olsa bile sıfıra düşer.
Babüroğlu ek olarak, bu gelişmenin cumhurbaşkanın tepkisel bir açıklaması olarak kalacağını ve herhangi bir adımın atılmayacağını düşündüğünü söyledi.
"YURTTA BARIŞ, DÜNYADA BARIŞ" POLİTİKASININ ÖNEMİ
"Tam bağımsız egemen bir ülkede, Mustafa Kemal Atatürk'ün, ‘yurtta barış dünyada barış’ politikasının devamından başka bir şey olamaz" diyen Babüroğlu son olarak şunları kaydetti:
"'Pasif' diye adlandırılan o politika, Hatay'ı tek kurşun atmadan diploması ile anavatana katmıştır. İsmet Paşa zamanında Türkiye, 2'inci Dünya savaşına katılmamıştır. Türkiye'nin ekonomik ve politik yönden en güçsüz olduğu bir dönemde tam 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı uygulanmıştır. 25 Temmuz 1975'te ABD Türkiye'ye ambargo uyguladığı için ABD'nin 21 üs ve tesislerini kapatılmıştır. 1996'da Yunanistan Kardak kayalığında fiili durum oluşturmak istenildiği Türk bayrağı dalgalandırılmıştı. Bu dönemde de Türkiye'ye bu adımlar yakışır."