Erdoğan Saray'a çağırdığı ünlü klarnetçiden ne istedi?
Romanlar Buluşması'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, klarnetçi Serkan Çağrı'dan ne istedi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Aynı mahallede doğduk, büyüdük, bak oradan cumhurbaşkanı, başbakan çıkabiliyormuş. Hep Roman kardeşlerimle kucaklaştım, bundan sonra da ömrümüzün sonuna kadar aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Biz Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca konuşmasının arasında Hatay'daki Mehmetçiğe moral ziyaretinde gündemden düşmeyen klarnetçiyi çağırtıp klarnetinin yanında olup olmadığını sordu.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Romanlar Buluşması'na Türkiye genelinden Romanların yanı sıra ünlü sanatçılar da katıldı.
Roman vatandaşlar Cumhurbaşkanı Erdoğan'a uzun süre sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan'ın konuşmasından önce Romanların geçmişten bu yana yaşadıkları sıkıntıları anlatan müzikal gösteri sahnelendi.
“Bunlar ‘medeniyiz' diye geçinirler ama bunların medeniyetten nasibi yoktur”
Konuşmasına Romanca selamlayarak başlayan Erdoğan, konuşması öncesinde yayınlanan videoya ilişkin, “Beni doğduğum, büyüdüğüm mahalleme götürdüler. Kotra'ya götürdüler, orada sınıf arkadaşlarım, top oynadığımız arkadaşlarım vardı. Biz hep yenerdik onları. O mahallede o kardeşlerimizin ne kadar çalışkan olduğunu görürdüm, sizlerde izlediniz. Şuanda o tablo ile artık yeniden 10-11 yaşıma döndüm. Ama oradan sadece doktor, öğretmen çıkmıyor, aynı zamanda cumhurbaşkanı da çıkıyor. Bakmayın siz Almanların o Nazi uygulamasıyla Romanlara yaptıklarına, bakmayın 3-5 sene önce Fransızların Romanları Fransa'dan yurt dışı ettiklerine. Bunlar ‘medeniyiz' diye geçinirler ama bunların medeniyetten nasibi yoktur” diye konuştu.
“Biz hepimiz birbirimizi Allah için seviyorduk”
Dünyadaki tüm Romanlara selam gönderen ve anılarını anlatan Erdoğan, “Bizim Roman kardeşlerimizle muhabbetimiz çok eskilere, çocukluk yıllarımıza dayanır. Kasımpaşa'da Roman kardeşlerimizle yan yana evlerde büyüdük. Sokakta beraber oyun oynadık, kağıttan toplar yaptık, oynadık. Sokak aralarında yuvarlandık, aynı okula gittik, aynı camide omuz omuza ibadet ettik. Hayatımızın her alanını birlikte yaşadık. Biz hepimiz birbirimizi Allah için seviyorduk, Allah'ın bir kulu olarak görüyorduk. Ne diyor o güzel Roman şarkısında, ‘İlle de Roman olsun, ister taştan çamurdan olsun, o da Allah kuludur her kim olursa olsun.' Az önce kemaniyi dinledik, bir roman, ama nasıl bir kemani, konuşturuyor, ağlatıyor. Bu dünyada şu anda ünü olan bir kardeşimiz. Mesele onun ruhundan ne çıkıyor, o ruh dışarıya nasıl yansıyor ve ona değer vermek işte eser müessiri ile değerlidir diyor şair. Burada da o eserin sahibine bakacaksın. Girerken içeriye bazı sanatçılarımızı da gördüm. Kibariye kardeşimizin ilahisini dinledik, maşallah” şeklinde konuştu.
‘Klarnet virtüözümüz nerede?'
“Şimdi girerken içeriye bazı sanatçılarımızı da gördüm. Ama tabi herhalde onlar burada yok. Az önce Kibariye kardeşimizin ilahisini dinledik maşşallah. Bizim klarnet virtiözümüz nerede? Yoksa dönüp gitti mi ne yaptı? dışlayamazlar, gerekeni yaparız”
‘Serkan yanında değil mi klarnetin?’
Cumhurbaşkanı’nın çağırmasının ardından ardından Serkan Çağrı’nın salona gelmesi üzerine “Serkan şimdi geldi. Serkan da maşallah klarnetin virtüözüdür. İnşallah sonuna doğru… Serkan yanında değil mi klarnetin? Yok ya, olur mu böyle şey. Buraya geliyorsun klarnetin yanında değil
“Biz Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız”
Romanlarla irtibatı hiç kesmediğinin altını çizen Erdoğan, “Aynı mahallede doğduk, büyüdük, bak oradan cumhurbaşkanı, başbakan çıkabiliyormuş. Hep Roman kardeşlerimle kucaklaştım, bundan sonra da ömrümüzün sonuna kadar aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Biz Roman kardeşlerimize Fransa gibi Fransız kalmayacağız” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Her ne kadar birileri Romanları sadece Romanlar Günü'nde hatırlayıp, istismar malzemesi olarak kullanmaya çalışıyorsa da sizler bizim ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyorsunuz. Bay Kemal diyor ki, ‘Ben sizin ayağınıza geldim, cumhurbaşkanı sizi ayağına çağırıyor' diyor. Bay Kemal ben Roman kardeşlerimin içinde doğdum, oradan çıktım, oradan geldim” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen Romanlar Buluşması'nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Romanlar için yapılan çalışmaları anlattı. Nefret ve ayrımcılık suçlarının yeniden tanımlandığını kaydeden Erdoğan, “Buna göre bir kişinin dilinden, ırkından, milliyetinden, renginden, cinsiyetinden, siyasi düşüncesinden, dininden ve mezhebinden kaynaklanan nefret sebebiyle fiil işleyenlerin cezası artırıldı. Ben Roman federasyonlarına bir şey söylüyorum, dil çalışmasını bence geliştirin, bu konuyla ilgili olarak Başbakan Yardımcım Hakan Bey'in takibinde fayda var, parti olarak Öznur Hanım'ın bu işi takibinde fayda var. Bu dil sizin kendi aranızda bütünleşmenizi daha da artıracaktır” diye konuştu.
CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun kendisi ile ilgili sözlerine de cevap veren Erdoğan, “Her ne kadar birileri Romanları sadece Romanlar Günü'nde hatırlayıp, istismar malzemesi olarak kullanmaya çalışıyorsa da sizler bizim ne yaptığımızı, ne yapacağımızı gayet iyi biliyorsunuz. Bay Kemal diyor ki, ‘Ben sizin ayağınıza geldim, cumhurbaşkanı sizi ayağına çağırıyor' diyor. Bay Kemal ben Roman kardeşlerimin içinde doğdum, oradan çıktım, oradan geldim. Mesele sadece Roman meselesi değil, Türkiye'nin topyekün gelişmesi, büyümesi, zenginleşmesi meselesidir” şeklinde konuştu.
Konuşması esnasında sesini duyurmak için bağıran Roman vatandaşın yanına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’yı gönderen Erdoğan, “Bu konu önemli, zaten gündemimizde, konuştuk günlerce. Biran önce bu işleri bizim neticeye kavuşturmamız lazım” ifadelerini kullandı.
“Verdiğiniz mücadelede Cumhurbaşkanı olarak sizin yanınızdayım”
“Halbuki Rabbim her kulunu aynı özelliklere, kabiliyetlere, güzelliklere sahip olarak yaratmıştır” diyen Erdoğan, Romanların da daha iyi eğitim, sağlık hizmeti alacağını, daha iyi şartlarda yaşayacağını belirterek, Roman olmanın verdiği cazibeden de vazgeçmemelerini istedi. Erdoğan, “Verdiğiniz mücadelede Cumhurbaşkanı olarak şahsımdan başlayarak devletimizin tüm kurumları sizin yanınızdadır. Siz bir gayret ortaya koyacaksınız ki, yapılan planlar, programlar somut bir neticeye ulaşsın” şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eğer ben Romanları biraz olsun tanıyorsam ki öyle olduğuna inanıyorum, içinizde çok fazla dostum var, sizlerin bunu başaracak dirayete sahip olduğunuza inanıyorum. Yeter ki o ilk adımı atın, o ilk iradeyi ortaya koyun. Gerisi çok daha kolay. Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma yolculuğu geçtiğimiz 15 yılda daha önce olmadığı kadar ileri seviyelere ulaşmıştır. Her yolculukta olduğu gibi kalkınma ve demokrasi mücadelemizde de karşımıza sürekli çelmeler, tuzaklar, oyunlar çıkıyor. İktidara geldiğimiz 2002 Kasım ayından bugüne kadar ülkemizin yaşadıklarını gözünüzün önünden film şeridi gibi geçirdiğinizde bu tablo çok daha iyi anlaşılıyor. ‘Bu süreçte Türkiye'nin en büyük kazancı nedir?' diye sorarsanız size vereceğim cevap, gerçek anlamda bağımsızlığımızı elde etmiş olmamızdır. Diyeceksiniz, 'Türkiye zaten bağımsız değil mi?' Kağıt üzerinde belki öyleydi ama fiilen her alanda bir yerlere bağımlıydık.”
“Afrin'de 4 bin 108 terörist etkisiz hale getirildi”
Afrin ile ilgili son rakamları veren Erdoğan, “4 bin 108 terörist etkisiz hale getirildi. Kuzey Irak'ta 337 teröristi etkisiz hale getirdik, yurt içinde 173 teröristi etkisiz hale getirdik. Gabar'da, Tendürek'te, Cudi'de, Bestler Deresi'nde bunların tepelerine indik, inlerine girdik” dedi.
Erdoğan konuşmasının sonunda şu ifadelere yer verdi:
“Ekonomide, IMF'den dünya çapında söz sahibi finans kuruluşlarından bağımsız kararları alabilme, uygulamalar gerçekleştirebilme şansımız var mıydı? Yoktu. Ama göreve geldik. 23,5 milyar dolar IMF'ye borcumuz vardı. 2013'te bütün borcumuzu ödedik. Şimdi de IMF'ye bağımlılığımız yok. Güvenlik politikalarımızı belli kurumlardan ve ülkelerden bağımsız olarak tespit etme şansımız var mıydı? Yoktu. Dış politikamızda kendi önceliklerimizi oluşturabilme ve icraata dökebilme imkanına sahip miydik? Değildik. Her konuda karar alma ve uygulama iradesi asgariye inmiş bir Türkiye ile karşı karşıyaydık. Çünkü demokrasimizde ve ekonomimizde zafiyet vardı. Biz her ikisini de güçlendirerek ülkemizin önünde yepyeni bir dönemi başlattık. Milli geliri 236 milyar dolar olan bir ülke, şimdi 860 milyar dolar olan bir ülke haline geldik. Yılda 36 milyar dolar ihracatı olan bir ülke, şimdi 160 milyar dolar ihracatı olan bir ülke. Yılda 70 milyar lira yatırım yapan bir ülke, şu anda 266 milyar lira yatırım yapan bir ülke var. Çalışan sayısı 20 milyon, şimdi 28 milyon. Darbelere, cuntalara teslim olan bir ülkeyle, darbecilerin, cuntacıların karşısına aslan gibi dikilen ve sabah olmadan onları püskürten bir ülkeye aynı nazarla bakılabilir mi? 16 saatte FETÖ'yü defettik. Şimdi onlar kaçıyor, biz kovalıyoruz. Kosova'dan 6, Gabon'dan 3 tanesini aldık. Şu ana kadar 80 tanesini getirdik, getirmeye de devam edeceğiz. Ekonomi üzerinden oyunlar oynanıyor. Bütün bu oyunların hepsini boşa çıkarttık. Asıl olan sizde gördüğüm bu yürek. Roman kardeşlerim, ceplerinde hiç para olmadığı halde yüreklerinin gücüyle asırlardır bu ülkede çok ciddi yaşam mücadelesi veriyorlar. Bizim milletimizde mangal gibi yürek var. Buradan ekonomimize saldıranlara sesleniyorum; başaramayacaksınız. 15 Temmuz'da, Suriye'de, Irak'ta, daha önceki oyunlarınızda nasıl başaramadıysanız şimdi de öyle başaramayacaksınız.”
Konuşması sık sık sloganlarla kesilen Erdoğan, yapılan tezahüratlara ve çocukların seslenmelerine cevap vermeyi de ihmal etmedi. Erdoğan, programın sonunda farklı alanlarda başarılı olan Roman vatandaşlara hediye verdi. 15 Temmuz şehidi Tolga Ecebalın'ın oğlunun sahneye çıkarken ağlaması üzerine Erdoğan küçük çocuğa sarılarak teselli etti. (İHA)