Erdoğan Zayıfladıkça Kavgalar Büyüyor

Hukukçu ve siyaset bilimcilere göre iktidarı bir arada tutan Erdoğan zayıfladıkça kavga büyüyor.

BirGün'den Mehmet Emin Kurnaz'ın haberine göre, yönetim krizini aşamayan Saray rejimi hızla çözülüyor. Bürokrasiden yargıya dağılmanın yansımalarını her alanda görmek mümkün. Suç örgütü elebaşısı Sedat Peker’in ifşaatlarıyla hızlanan süreç, yargıda yaşanan gerilim, TÜGVA’daki usulsüzlüklerin sızdırılması gibi dikkat çeken gelişmelerle devam ediyor. İktidarı bir arada tutan Cumhurbaşkanı Erdoğan imajı zayıflarken en tepeden en alta pek çok yapı, kurum ve siyasal aktör AKP sonrasına yığınak yapıyor. İktidarı bir arada tutan ana omurgalar ayakta duramazken iktidar blokunu oluşturan hemen her kesim yeniden pozisyon almaya çalışıyor.

Dün katıldığı sempozyumda “Kimse yargıya talimat veremez” diyen Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, "Cübbeyle siyaset olmaz ancak cübbesiz yargılama da olmaz" ifadeleriyle içeriye göndermelerde bulundu. Aynı saatlerde konuşan Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise İçişleri Bakanı Süleyman Süleyman Soylu'nun birkaç gün önce "Mahkeme kararı bizim arkamızdan gelsin" sözlerine tepki gösterdi. Gül, Soylu'nun ismini anmadan "Biz yapalım hukuk arkadan gelsin değil, hukuk önden yürüsün biz ona göre kendimizi ayarlayalım anlayışıdır hukuk devleti" ifadelerini kullandı.

Tüm bu yaşananlar, “bürokrasi ve yargıda hava değişiyor mu?” sorusunu siyasetin gündemine getirdi. Hukukçu ve siyaset bilimcilerin ortak görüşü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan zayıfladıkça içeriden farklı seslerin daha gür yükseldiği, iktidarı bir arada tutan Erdoğan’ın artık çözülmeyi önleyecek bir rabıta olmaktan da uzak düştüğü yönünde.

HER KAFADAN BİR SES ÇIKIYOR

“İktidarın içindeki bir görüş ayrılığı, sıkıntı olduğu açık” diyen Eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ: “Bu iktidarın ikili, belki üçlü bir döneme girdiğini düşünüyorum. Belki Erdoğan vaziyeti idare edemediği için herkes kendi aklına göre konuşuyor. Süleyman Soylu, AKP’nin hukuk tanımayan bir kanadı. Abdülhamit Gül ise güzel şeyler söyleyerek toplumu işlemeye çalışan bir kişi. Netice itibariyle iktidar temsilcileri farklı şeyler söylüyor ama sonuç hep aynı oluyor” değerlendirmesini yaptı.

Yargı içinde şu an görünen bir ümitli dönüşüm olmadığını ifade eden Karadağ sözlerini şöyle sürdürdü: “AYM Başkanı’nın söylemleri parantez içine aldığınız zaman güzel sözler. Ama iktidar, AYM’yi bu şekilde alenen bu kadar aşağılamasaydı, AYM Başkanı kalkıp da böyle laflar etmezdi. Tek adam iktidarının söylemlerine daha fazla dayanamadılar. Bununla birlikte yargı tamamen iktidara teslim edildi. Şu anda bu oluşum hala sanki 2014’teki gibi iktidarın talimatıyla hareket ediyor. Yargıyı iktidara teslim eden ve kendisinin demokrat olduğunu iddia eden kişiler hala biat ediyor. Bu anlamda iktidar her dediğini yaptırıyor. Bu havanın değişmesi için Türkiye’de 2016’dan beri göreve atananların tasfiye edilmesi lazım. Bu da 15 bin civarı hakim ve savcı anlamına geliyor.”

ESKİDEN DENGE KURABİLİYORDU

Abdülhamid Gül’le, Soylu arasındaki polemiğin yeni olmadığını hatırlatan siyaset bilimci Fatih Yaşlı ise, “Bu ikili arasında uzunca bir süredir zaten bir kan uyuşmazlığı olduğu biliniyordu. Gül’ ün açıklaması bunun bir kez daha doğrulanması anlamına geldi” dedi. Üzerinde durulması gereken esas noktanın AKP içerisindeki klik ve hiziplerin birbirleriyle giderek daha açıktan ve daha aleni bir şekilde tartışmaya başlamaları olduğuna dikkat çeken Yaşlı, “Evet bir yanıyla AKP’nin giderek zayıflayan hegemonyasına ve Erdoğan’ın birleştirici rolünün her geçen gün zayıflamasına bağlı bir gelişmenin parçası bu yaşananlar. Yani eskiden Erdoğan-AKP liderliği, bu tür hizip ve klik çatışmalarını belli bir denge düzleminde tutabiliyordu. Hatta bu durum partiye de bir ‘dinamizm’ getiriyordu . Ama şimdi böyle olmuyor. Erdoğan bu çatışmaları direk kontrol edemediği gibi bu çatışmalar kamuoyu nezdinde iktidarın daha da zayıf görünmesine neden oluyor. Dolayısıyla geçmişle kıyaslandığında ciddi bir fark var” ifadelerini kullandı.

AKP SONRASINA YATIRIM YAPILIYOR

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiye yapmış olduğu “kanunsuz talimatları uygulamayın” talimatının önemine vurgu yapan Yaşlı şu değerlendirmeyi yaptı: “Kılıçdaroğlu’nun da bunu durup dururken yaptığını düşünmüyorum. Ona da mutlaka devletin içerisinden birileri böyle bir uyarı yapmasının iyi olacağını söylemiştir. Kılıçdaroğlu böyle bir çağrı yaparak bürokrasiyi cesaretlendirmiş oldu. Ama aynı zamanda topluma da biz geliyoruz’ mesajı verdi. Bürokrasi de bu mesajı aldığı için bu tür tırnak içinde yardımla AKP sonrasında yargılanmaktan kurtulmayı bekliyor olabilirler. Yani aslında AKP sonrasına yatırım diyebiliriz.”