Erdoğan'a suikast davasında şok iddia: Yurtta Sulh Konseyinin başında kimin olduğunu herkes biliyor
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden Genelkurmay Çatı Davasında eski Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş esas hakkında mütalaaya karşı savunmasını yaptı.
DURUŞMA SALONUNU 2 YILDIR ANKARA MERKEZDE İZLEYEN BİRİLERİ…
15 Temmuz'da Erdoğan'a suikast teşebbüsünde bulunmaktan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan Sönmezateş, “Yurtta Sulh Konseyi” üyeliği iddiasıyla yargılandığı Genelkurmay Çatı Davasının bugünkü celsesinde savunmasına Şule Perinçek'e atfen şu sözlerle başladı:
"Bayan Perinçek'in söylediği gibi Hilton benzeri bir mahkeme salonumuz var. Modern kameralar, mikrofonlar. Bizim harekat merkezinde bu kalitede video sistemi yok. Ancak maalesef hukuk Ortaçağ dönemine ait."
Duruşma salonunu 2 yıldır Ankara merkezde izleyen birileri olduğunu da öne süren Sönmezateş, "Onlara selam vermek istiyorum. Onlar bizi görüyor, acaba bir gün biz onları görebilecek miyiz? Önemli bir şey söylemeyeceğim. İşiniz varsa gidebilirsiniz. Bende yeni bir şey olmayacak" dedi.
“ANADOLU KÜLTÜRÜNE YAKIŞMAYAN BİR TABLO”
Hiçbir mahkemede olmadığı halde tuvalete gidip gelirken kelepçe takıldığını, bunların Perinçek grubunu mutlu etmek için yapıldığını belirten Sönmezateş, şöyle devam etti:
"Küfürler, hakaretler... Arkadaş keşke öldürseydiniz. Kendinize, insanlığa yazık. Bir yaşlı kadın seri halde 'P......, o..... çocuğu' deyince dilim tutuldu. Artık bir erkek müşteki, 'Yapmayın, yeter' dedi. 'Ermeni dölü, Yahudi uşağı' sözleri. Anam, baban Ermeni, Yahudi değil. Olsa da utanmazdım ki. Bunu küfür olarak kullanmak sizi utandırmıyor mu? Annem o..... da değil. Olsa da sahip çıkardım. Öldü gitti kadıncağız. Anadolu kültürüne yakışmayan bir tablo. Biz sanık tarafı olarak buna maruz kalıyoruz, ama müşteki tarafı olsan da Cumhurbaşkanı'nın Avukatı Hüseyin Aydın da olsan bu kültürden nasibini alırsın."
“SİZ ÖLEBİLİRSİNİZ, AMA UMUT YAŞAMALI”
Sönmezateş, Balyoz, Ergenekon kumpaslarında rol oynamakla da suçlandıklarına dikkat çekerken, şunları söyledi:
"O dönemde darbe olsaydı, onda da görevim vardı. Beni konuşturmayın. Gidin Cumhurbaşkanına, Başbakana sorun; Ergenekon, Balyoz var mıydı, yok muydu? Ben AKP'li değilim, hiç olmadım. Ben Perinçekçi, Ulusalcı da değilim, hiç olmadım. Ama onlardan çok arkadaşım var, tanırız birbirimizi. 2019'da 'AKP'li, Perinçekçi değilim' dediyseniz, en basit hukuk davasında haklı olsanız bile kaybedersiniz."
Marmaris'te tuzağa düşürüldüğünü tekrarlayan ve kaçmayıp, hesap sormak için hınçla Ankara'ya geldiğini anlatan Sönmezateş, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğu iddiasına şöyle karşı çıktı:
"Marmaris dışında hiçbir emir vermedim. Birçok olayı da tasvip etmiyorum. Diğer olaylarla ilgili fikrim sorulmadı ve haberim de yoktu. Sevdiklerim için, vatan için, devletim için, halkın inancı, umudu için susuyorum. Siz ölebilirsiniz, ama umut yaşamalı."
“SANKİ BİRİLERİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKMAMASI İÇİN ÖZEL ÇABA SARF EDİYOR”
Sönmezateş bu son sözleri söylerken ağlayınca Başkan Oğuz Dik, elini yüzünü yıkamak için çıkabileceğini bildirdi. Ancak Sönmezateş, "Toparlanırım" diyerek devam etti.
Boğaz Köprüsü'nde askerlerin boğazını kesenlerin asker, polis olamayacağını, bunu IŞİD kafalıların yaptığını öne süren Sönmezateş, gözaltında kötü muamele ile ilgili olarak da şu iddialarda bulundu:
"O gün Genelkurmay'da neler yaşandı? Silah arkadaşları Kübra'yı tecavüzle tehdit edildi, tecavüze yeltenildi. Siz Anadolu insanı mısınız, Türk müsünüz ya? Sizin kızınız, kız kardeşiniz yok mu? Niye sonuca ulaşamıyorsunuz? Sistemin ilk yanlışı, ayırt etmeden herkese yapılan bu işkencelerdir. Sizin askeri danışmanınız, psikologunuz da mı yok?
Sanki birileri gerçeğin ortaya çıkmaması için özel çaba sarf ediyor. Yurtta Sulh Konseyi'nin başının kim olduğunu avukatlar da bizi kameradan izleyenler de biz de ve aklı olan herkes biliyor. Ben bu grupla bir planlamaya girmedim. Hodri meydan, biri çıksın anlatsın, çıkış garantisi vereyim."